Uludere Katliamı’nın ardından devlet bocaladı, ‘devlet’ gibi davranmadı. Tepkide, harekette geç kalındı. Belli ki devlet kendi kendine ‘noldu burda?’ diye sordu ama cevap hızlı gelmedi.

BDP ve PKK bu katliamı istismar etmek siyasi ve örgütsel yarar sağlamak için tepe tepe kullandı. Devlet katletti dedi, gelmedi dedi. Gelen kaymakama da saldırı organize etti. Devlet oraya gidemesin diye çok yırtındı.

Ortada ölen 34 masum insan vardı ama;

-Devlet bu işten nasıl sıyırırım arayışına girdi.

-BDP ve PKK ise bu işten nasıl parsa toplarım derdine daldı. Ölü sevicilikleri hortladı.

-Medyadaki hükümet karşıtları da hükümeti veya hiç olmassa birkaç bakanı nasıl düşürtürüz de iktidar bu işten zarar eden hesaplarında idi.

Elhasıl ölenlere ‘insan’ olarak bakılmadı. Herkes hesap kitap derdine girdi.

Bu hükümetin Türkiye’nin sorunlarının üzerinde hiç bir örtü kalmayacak şekilde çözme eğiliminde hareket eden, her seyi kurcalayabilen bir gücü var. Yargılanan Genel Kurmay Başkanlığı yapmış kimseler var.

Darbelerle, cuntalarla hesaplaşan hükümet eğer bu işin hesabını vermesse Türkiye 50 sene geriye dönecektir.

Eğer bu katliamın hesabı sorulup sorumlular ortaya çıkarılmassa Ak Parti’nin referandumda ‘hayır’diyerek intihar eden CHP’den hiç bir farkı kalmayacaktır!

27 Nisan muhtırası ile halk içinde itibarını yerle bir eden Genel Kurmay’ın yaptığı nasıl ters tepti ise  o dönemde nasıl Ak Parti bundan karlı çıktı ise şimdi tam tersi bir akış diyagramı söz konusu. Bunu hakkıyla çözemeyen Ak Parti bu işten çok büyük yara alacaktır.

Türkiye’de artık hiç bir hukuksuzluk yapanın yanında kar kalmaz.

Sonuç:

Hükümet: Bu bir hatadır, katliamdır. Şimdi süreç yargıda ve sorumluların bulunması için hukuki süreç işliyor. Gerekirse ozur de dilenecektir. Suçlular cezalandırılacaktır.

Vatandaş: Bekliyoruz!

 

Eurovisyonda İngiltere;

Dünya müzik piyasasını elinde tutan, sallayan İngiltere Eurovizyon’da sonuncu olma konusunda çok istikrarlı. Enteresan bir durum.

 

Fatih Terim ve Jose Maurinho

Jose Maurinho birkaç gündür Türkiye’de ve basın da sürekli Fatih Terim’i onunla birlikte haber yapıyor. İki imparator buluştu  lakırdıları medya camiamızın manşetlerini süslüyor.

2001’de Fatih Terim İstanbul’da ‘Takımdaşlık’ konferansı veriyordu. Başarının sırlarını anlatıyordu. Aynı saatlerde de Milan resmi bir açıklama yaparak Fatih Terim’in işine son vermişti. ‘Terimizm’ veya ‘takımdaşlık’ ne derseniz deyin iyi cilalanmış ama pazarlama faaliyeti yarıda kalmış bir ürün olarak rafa kaldırılmıştır. ‘İmparator’ olmak ne kolay bu memlekette.

Sahi UEFA kupasını kim kazandırdı Galatasaray’a?

 

Engelsiz Minibüs Devrimi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi minibüslerde engellilerin kullanımı için düzenleme yapmayı planlıyormuş.  Kıymetli belediye yetkilileri, parlak fikir sahipleri(!)  engellilerin evden çıkıp hangi kaldırımlardan nasıl o minibüslere varacağını bir düşünün önce! Hatta bir tekerlekli sandalyeye binip deneyin bakalım evden çıkıp 50 metre ilerleyebilecekmisiniz!

 

Yeni Anayasa

Yeni anayasa yazılmaya başlandı. Bu anayasa çalışması herkesin gerçek maskesini ortaya çıkaracak. Siyasi partilerde kıpırdanmalar var. Bazıları masadan kaçmak için fırsat kolluyor ama aslında masanın en kalabalık ekibi halk! Kaçanın şansı yok! Yeni anayasa hazırlanmasında mutabakat halk ile sağlanacak!

Eskiden mutabakat devlet içindeki güçlerle sağlanır ve halka dikte ettirilirdi. Bkz. Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanı seçilmesi.

Şimdi yok öyle yağma!