Kırım’ın işgalinden iki hafta önceydi. Rus işgalinin yaklaşmakta olduğu artık açıktı. 19 Ocak 2014 günü Brüksel’i ziyaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldik. Şubat ayında gerçekleşecek Berlin ziyaretinde, Kırım Tatar Milli Meclis heyetini kabul etmesi için randevu aldık.

5 Şubat 2014 günü Başbakan Tayyip Erdoğan, Kırım Tatar Milli Meclisi ( KTMM) Başkanı Refat Çubarov ve beraberindeki heyeti, Berlin Ritz Carlton Otel’inde kabul etti. Başbakan Erdoğan’a Bakanlar Kurulu üyelerinin de refakat ettiği toplantı sonucunda, Kırım’ı kötü günlerin beklediği anlaşıldı.

Ertesi gün Alman Dışişleri Bakanlığında, Doğu Avrupa Dairesi Başkanı bir diplomat tarafından kabul edildik. KTMM Başkanımız Refat Çubarov ve beraberindeki KTMM Başkan Yardımcısı Aslan Ömer Kırımlı diplomat ile kısa, ama tarihi önemde bir görüşme yaptı. Alman diplomat, Berlin’de adet olduğu üzere Kırım Tatarca veya Almanca yerine Rusça konuşulmasında ısrarcı oldu.

KTMM Başkanı Çubarov, Kırım’da yaklaşan işgale dair kaygılarını dile getirdi. Alman muhatabı kendisini dinledikten sonra, “Anlıyorum. Kırım’ı büyük bir hassasiyet ile izliyoruz. Detaylara vakıfız. Lakin, bizim Kırım’a yaklaşımımız, Ukrayna’ya bakışımızdan farklı” dedi. Bu görüşmenin üzerinden tam beş yıl geçti. Almanya’nın Kırım’a gösterdiği “farklı hassasiyet” şimdi “Steinmaier Planı’nda” vücut buluyor.

“Donbass’ta analar ağlamasın” iddiası ile Ukrayna halkına hazmettirilmeye çalışılan bir plan ile Kırım, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden farklı bir platforma çekiliyor. Gerekçe, Berlin’de bundan beş yıl önce bir Alman diplomat tarafından telaffuz edilenin tekrarı niteliğinde: “Paris’te her şey hassasiyetle konuşuldu, lakin Kırım’ı konuşmak için vakit kalmadı”

Dramatik olan, sadece Avrupalıların tutumu değil. Mevcut Ukrayna yönetiminin de Kırım’ı farklı bir platformda bile müzakere masasına getiremiyor olması.

ESKİ KIRIM

Kimin hangi planı tezgahladığı bir tarafa. Hem Kırım Tatarları, hem de Ukrayna halkı Kırım’ı ne unutmaktan ne de unutturmaktan yana. Sadece, insani motivasyon ile hareket ettiği bilinen Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskiy’i iki ateş arasında bırakmamaya özen gösteriyorlar. Kırım Tatarları, genç Cumhurbaşkanının siyasetini şekillendirebilmesi için normal sürecin işlemesi hususunu dikkate alıyorlar.

Böylesi bir siyasi iklimde, hafta sonu Kıyiv yakınlarında bir mahallede bulunan “Eski Kırım” isimli Tatar kafesinde etkinliğe davet edildik. Sergi alanına dönüştürülmüş bahçede, Kırım Tatar Milli Meclis Başkanı Ahtem Çiygöz misafirlerini karşılıyordu. Aynı zamanda Ukrayna Parlamentosu Milletvekili de olan Çiygöz’ün doğum günüydü. Kapıda eski Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko eşi ve kızı ile belirdi, misafirler arasındaki yerini aldı. Hediye olarak getirdiği Kırım işi kahve takımını özenle paketinden çıkartarak Çiygöz’e takdim etti. Mütevazi bir aile ortamında geçen bir kaç masadan ibaret konuklar arasında milletvekilleri de vardı. Eski Cumhurbaşkanı, Kırım Tatar Milli Meclisini ve Ahtem Çiygöz’ü öven, onu “örnek vatanperver” olarak tanımlayan bir konuşma yaptı. Kırım Tatar besteci Cemil Karikov da, Poroşenko ve ailesine bağlamasıyla Anadolu ozanı Aşık Veysel’den “Uzun İnce Bir Yoldayım’ı” çaldı. Karikov, bağlamayı Köln’de Almanya Türklerinden, besteci dostum Orhan Timur’dan öğrenmişti. O bağlama, bugün sanki Ukrayna’nın içinde bulunduğu dramatik sürecin bir ifadesi oldu.

Eski Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko ile sohbetimizde dini yılbaşına İstanbul Fener Patrikhanesinde gireceğini ifade etti. Ukrayna ile Türkiye’yi sadece Karikov’un bağlaması bağlamıyor. Artık Fener merkezli Türkiye – Ukrayna birlikteliği, İstanbul – Kıyiv ekseninde bir geleneğe dönüşüyor.

CEMİLEV PLANI

Eski Kırım’dan ayrılırken Rusya’nın hassasiyetlerine özen gösteren, Kırım’ı siyasi süreç dışına iten “Steinmeier Planını” düşündüm. Birden zor günlerin mücadele adamı “Mustafa Cemilev” geldi gözümün önüne. Sonra, Ukrayna devletinin köleliğe boyun eğmeyen temel direği Kırım Tatarlarının hürriyet aşkı… Eğer, Avrupalıların Ukrayna planında Kırım yoksa… “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım’ı da kapsayan bir ‘Ukrayna Planı’ ile gündemi değiştirir mi?” diye düşündüm. Steinmeier’in “Kırım’sız Barış Planı’na” karşı “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Kırım’lı Ukrayna Planı’na” içerik kazandırmanın tam zamanı.

Steinmeier Planının, Ukrayna’da yarattığı tedirginliğin giderilmesinde Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun bilgeliğine gereksinim duyuluyor. Bir kaç gün sonra, Avrupa’nın siyasi gündemi bir ay kadar sürecek Noel tatiline teslim oluyor. Bu dört haftayı güzel değerlendirip Türkiye’nin girişimi ile dünya kamuoyuna bir “Cemilev Planı” önermeye değmez mi?