Türkiye, tarımda lider bir ülke olabilir.

Bunun için tarımda kendine yeten ülke olmalıdır.

Yeni Tarım Bakanı Fakıbaba, bu konuda güzel konuşuyor:

"Kendi kendimize yeteceğiz, kendi kendine yetebilen bir Türkiye'yi hep beraber yapacağız.

Gıda olmasa insanoğlu olmaz. Toprak hem atalarımızdan bize kalan hem de gelecek nesile aktaracağımız önemli bir mirastır.”

Geçekten de yerinde ve doğru tespitler bunlar. Tarım ve hayvancılık, bizim Orta Asya’dan beri geçimimizi sağlayan ve torunlarımıza miras olarak bıraktığımız en önemli zenginlik kaynağımızdır.

Bizi bu kaynaklardan hiçbir kuvvet yoksun bırakamaz.

Bakanlığın tarım ve hayvancılık konusunda Türkiye’yi lider ülke yapmak istemesi yerinde ve doğru bir hedeftir.

Güzelim köylerimizin, kasabalarımızın tarım arazileri bomboş. Oysa tarım ve hayvancılık konusunda devletin çok önemli destekleri var. Peki, neden bu duruma düştük?

Bu güzelim ziraat alanlarına konut yapılması ise ayrıca düşündürücü bir durumdur. 

İşte şimdi yeni kalkınma projeleri yapma zamanıdır. Her il, kendi tarım ve hayvancılık projelerini dünya ülkelerindeki gelişmeleri de araştırarak yapabilir.  

81 ilimiz, bakanlık koordinatörlüğünde kendi coğrafyalarına uygun düşecek yerli ürünleri üretmek için yerli ve yabancı uzmanlardan yararlanarak dünya çapında dev projeler yapıp hayata geçirebiliriz.

Bunları yapmak için neyimiz eksik?

GÜMÜŞHANE GIDA VADİSİ

Gümüşhane ili bu konuda 2012 yılında çok büyük ve örnek bir projeye imza attı. Kelkit kaymakamı ve belediye başkanının da içinde olduğu altı kişilik bir heyet Hollanda’ya geldi. Heyetin geliş amacı; Hollanda Gıda Vadisi’ni yerinde araştırıp Gümüşhane’ye uygun düşecek milli ve yerli bir projeyi hayata geçirmekti. Yani ‘Gümüşhane Gıda Vadisi’ni kurmaktı. Biz de bu projeye eyalet milletvekilliği konumumuzu kullanarak katkıda bulunduk. Örneğin süt işletme firmalarıyla saati bin avro olan görüşmeleri ücretsiz sağladık.

O ziyaret sırasında Kelkit Kaymakamı bizim evde şöyle bir değerlendirmede bulunmuştu: “Kelkit, Şiran ve Köse ovaları iyi işlendiği zaman 80 milyon insanı bakacak tarım ve hayvancılık gücüne sahiptir.” 

Ne kadar güzel ve yerinde bir tespit.

Peki, niye duruyoruz? Neyi bekliyoruz? Neden et ve et ürünlerini ithal durumuna düşüyoruz?

Konya ovası kadar olan bir Hollanda, dünyada ABD’den sonra ikinci büyük süt ve süt ürünleri ihraç eden bir ülkedir.

Peki, bizim Hollanda’dan neyimiz eksik? Varsa bu eksiklerimizi tamamlayacak ve Türkiye’yi tarım ve hayvancılıkta dünya lideri yapacak milli ve yerli gücümüz yok mu? Yoksa bunu dünya çapında yerinde yapacağımız araştırma, bilgi ve teknoloji toplama ile gideremez miyiz? Hepsini yapabiliriz.

Kaldı ki Avrupa’daki İslam ve Türkiye karşıtlığı politikalar yüzünden vatandaşlarımız huzursuzdur.  

Türkiye’nin tarımda lider bir ülke olması Avrupa’da yaşayan 5 milyon vatandaşımıza geri dönüşlerinde iş imkânı sunabilir.

Vatandaşlarımız geri dönüp anavatanlarına geldiklerinde tarım sektöründe kolayca iş bulup çalışabilmelidirler.

Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Bunları yapacak güce ve zenginliğe sahiptir. Yeter ki bizler bir ve beraber olalım.