Ülkeler bazen insanlara benziyor. İnsanların bazıları evlenirken, bazıları da boşanır. Bugün ise ülkelerin bazıları birleşirken, ülkelerin bazıları da ayrılmaya çalışıyor. Örneğin son dönemde İskoçya İngiltere'den ayrılma girişiminde, şimdi de Katalonya İspanya'dan ayrılmak için resti çekti galiba! 
Hatırlanırsa 1931 yılında ordu, kral ve kiliseyi arkasına alan General Franco sonunda 1936 yılında ayrılma ve bağımsızlık taraftarı olan Bask ve Katalanları ezmiş ve ülkeyi 1975 yılına kadar katı bir yaklaşımla bir arada tutmuştu. Bu tarihten sonra da 1976-1978 arasında AB üyeliğini kabul eden İspanya'da, bölgelerin  ayrılma hevesi frenlenmişti ama şimdi ayrılma konusu yeniden gündeme gelmiş bulunuyor.

Katalan Hükümeti geçen ay Başbakan Mariano Rajoy'un başında olduğu merkezi hükümetten 5 milyar euro yardım fonu talep etmiş ve 18 milyar euro birikimi olan yardım fonundan kaynak para alamamıştı. Katalanların talebinin pek destek görmemesinden sonra da, geçtiğimiz salı günü de Andalusia bölgesi aynı fondan 4.9 milyar euro talebinde bulunmuştu.

Ancak Katalonya bir adım daha ileri gitti ve dün önümüzdeki  25 Kasım 2012  tarihinde bir erken seçim yapacağı açıklamasını  yaptı. Genel yorum olarak bu erken seçim ilanının Katalanların İspanya'dan  ayrılma veya ayrılmaması konusunda  bir referandum olduğu görüşü ortaya atıldı. Zaten iki hafta evvel 11 Eylül tarihinde Katalanların Barselona'da dev boyutta bir bağımsızlık gösterisi yapmış olmaları bağımsızlık ilanının geleceğinin erken sinyali olarak ortaya çıkmıştı. Başbakan Rajoy bu gösteriden sonra bölgelere ve bölgelerin politikacılarına sinirleri germemelerini ve ekonomi düzelene kadar da ayrılmanın tersine destek vermelerini tavsiye etmişti. Geçen hafta da Kral Juan Carlos, bugüne kadar pek yapmadığı bir çıkışla ulusal birlik ve beraberlik çağrısı yapmıştı. Böylece Katalonya Başkanı Arthur Mas iki taraflı baskı altında kalmış bulunuyor. Tabii bu tip bağımsızlık taleplerinin İspanya'nın krizi atlatma çabasına katkı yapmayacağı ortada. Katalanların çıkışı İspanya ile ilşkili ek bir belirsizlik ve risk unsuru daha üretmiş bulunuyor.Bu da tüm Avrupa Birliği için zamansız ve kötü bir gelişme!

Halbuki dün medyaya akseden bir olgu da Avrupa'daki krizi yumuşatma yaklaşımları konusunda ümit verir olmuştu. AB ülkeleri ülkelerin ve bölgelerin ekonomik sorunlarının ortadan kaldırılması için ortak bir bütçe tesis edilmesi konusunda  yapılan girişimlere Almanya'nın destek verdiği Brüksel bürokratları tarafından açıklanmıştı. Söz konusu olan sınırlı bir ortak bütçe yaklaşımı. Bugüne kadar mali birlik yaklaşımları destek görmemiş, hep borç stoku konusuna eğilindiğinden de, Berlin ortak Euro Bölgesi bonosu çıkarılması türü girişimleri  sürekli reddeder olmuştu.

Almanya'nın protestosu sonucu farklı çözümler arayan Brüksel bürokrasisi, ulusal vergilerin bir kısmının, örneğin tüm üye ülkelerin Katma Değer Vergisi veya Kurumlar Vergisi hasılatlarının bir kısmının, Brüksel'de bir bütçede toplanması ve ortak bono çıkartmak yerine bu kanalla sınırlı bir fiskal birleşme ve destek başlatılmasını gündeme getirmişti. İlginç bir şekilde de Alman temsilcileri ortak bono çıkartmak yerine bu tür  tüm ülkelerin vergi katkısıyla kurulacak sınırlı boyutta bir ortak  bütçeden yardım aktarmak konusunun Merkel tarafından da uygun bulunduğunu ve tercih edildiğini söylemiş bulunuyorlardı.  

Ancak bu güçbirliği yaklaşımıyla Katalanların İspanya'dan ayrılma girişimleri pek uyumlu değil. Katalanlar ayrılsalar da bu sefer de diğer ülkelerin onların bağımsız ülke olarak Avrupa Birliği'ne girmeleri konusunda İspanya ile zıtlaşıp zıtlaşmayacakları da konuşuluyor! Tam iyimserlik için nedenler oluşurken yeni durum kimse için hoş değil!

(Akşam gazetesinden alınmıştır)