Türk Turizmini de yakından ilgilendiren Thomas Cook firmasının batması her kesim için ziyadesiyle üzücüdür diye düşünerek ve Thomas Cook’un Leicester’daki evinin karşı sokağında oturma tesadüfünün verdiği yoğun hislerle bu enteresan şahsiyeti ve firmasıyla beraber turizm sektörüne yaptığı birkaç unutulmaz kattıklarını paylaşmak isterim bu hafta…

Fakir bir köylü olarak bir süre yaşayan, 10 yaşında okulu terk etmek zorunda kalan ve günde sadece 1 penny karşılığı sebze tarlalarında çalışan çocuk doğuştan getirdiği yetenek ile sadece tatile çıkmak gibi heyecanlandırıcı bir faaliyetin temellerini atmadı. Aynı zamanda kendisinin fakirliğe ve alkolden mütevellit sorunlara da el atarak çözüm bulmaya çalıştığı bilinir.

Thomas Cook’un erken çocukluk ve gençliği her ne kadar aile bireylerinin kaybı, fakirlik, okulsuzluk, çeşitli işlerde çalışmakla geçer. Turizm sektörünün öncüsünün bu alanda faaliyet göstermeden önce amcasının yanında çıraklık yaparken edindiği tecrübenin hayatının geri kalan kısmına etki ettiği bilinir. Alkol bağımlılığı sebebiyle insanların işlerini yapamadıklarını, verdikleri sözleri yerine getiremediklerini ve ailelerini geçindiremediklerine şahit olur.

Belki de bu sebeple daha sonra alkole karşı savaş açar, Alkole Mücadele Hareketi’ isimli cemiyeti kurar ve ilk sekreteri olur. Gerçek bir müstenkiftir, alkol kullanımını özel anlar dahil kabul etmez, azimli bir din yayıcısı ve öğreticisi olur. Kendisi Orta İngiltere’nin küçük kasabalarına çoğunlukla yürüyerek yaptığı seyahatleri için daha sonra ‘Bu uzun turlar bana ilham verdi, cemaatin refahının artmasında ve maneviyatının güçlendirilmesinde papazlarla çok kıymetli görüşmeler yapma imkanı verdi…’ der.

Nihayet 1841 yılında gezme tecrübesi ve dini algısını birleştirerek Leicester ile Loughborough arasında karşılıklı tren seferiyle kişi başına ‘1 shilling’ karşılığı dünyanın ilk organize turunu gerçekleştirir. 1840’lı yıllarda Leicester şehrinin nüfusu 48.000, tura katılan kişi sayısı 485 ve Büyük Britanya’da ortalama insan ömrü 25’tir.

Tur alkolle mücadele cemiyetinin organizasyonudur, dini değerleri hatırlatma/öğretme amacı taşıyan tur, üstü açık vagonlarla gerçekleştirilir ve yoğun bir kalabalık ve bayraklarla uğurlanır ve karşılanır. O zaman 7 yaşında olan ve daha sonra şirketi büyütüp dünya markası olmasında ziyadesiyle emeği geçen oğlu John Mason Cook da bu destansı seyahatin yolcuları arasındadır.

Cook’un organize ettiği turlarda gezdirilen kişi sayısı daha sonraki yıllarda 1500 kişiye kadar ulaşır. Leicester yıllıklarında turistlere yapılan ikramlar için 115 metre uzunluğunda masalar kurulduğu yazar.

Kendisi sosyal reform olarak gördüğü alkolle savaş faaliyetinin ilerleme kaydedebilmesi için ‘…bu tip seyahat organizasyonlarını tren seferleri sayesinde yapabilme fikri aklıma birdenbire geldi…’ der.

Cook daha sonra tur organizasyonlarını artırır ve çeşitlendirir, yaygın eğitim olmadığı için ‘Sunday School’ olarak isimlendirilen ibadet günü olan pazar günleri çocuklar için etkinlik düzenler, 3000 çocuğu Leicester’dan Derbyshire’a gezmeye götürür, piknik organize eder.

Enteresan bir tur da tarihi 1200’lü yıllara Normandiyalılar’a dayanan Belvoir Kalesi organizasyonudur. Buraya ‘A Pleasure Party’ isimli at arabası ile bir tur düzenler, turistler için bir el kitabı yazar, 3 kuruşluk bir miktar karşılığı satar. Kitap kalenin tarihini, etraftaki köyleri ve kalede uyulması gereken kuralları ihtiva eder, çiçeklerin üzerine oturulmaması ve heykellerin ellenmemesi bu kurallardan bazılarıdır. Tur esnasında ikramlar vardır. Bu tur organizasyonundan hem Thomas Cook ve hem de kalenin sahibi 5. Rutland Dükü John Henry Manners memnun kalır ki turların devamı gelir.

Ancak Cook’a en çok meydan okuyan ve en fazla fayda sağlayan ve belki de gelir getiren organizasyon 1851 yılında Osmanlı Devleti’nin de el dokuması halılarıyla iştirak ettiği Dünya’nın ilk sergisi Büyük Sanayi Sergisi olmuştur. Tur ilanı ‘gecelik 1 shilling ve kahvaltı dahil’ olarak verilir. Ayrıca kumar, tartışma ve kavga, din dışı ve küfürlü konuşma yasaklanmıştır. Cook toplamda yerli ve yabancı 6 milyon kişinin ziyaret ettiği sergiye 165.000 kişi için tur düzenlemiştir ve bu durum firmasının hayatında dönüm noktası olmuştur.

Sağlık turizmine de el attığını hemen belirtmek lazımdır, lakin o sadece termal su kaynaklarına sıcak su banyosu severleri ve çeşitli rahatsızlıkları olanları taşır.

1872 yılında Thomas Cook 64 yaşındayken dünyanın ilk ‘Dünya Turu’nu organize eder. Amerika’da posta arabası da denilen at arabası ile seyahat eder, Pasifik Okyanusu’nu yandan çarklı gemi ile geçerek Japonya, Çin ve ardından Hindistan’a varır. İngiltere’ye geri dönüş de Aden Körfezi üzerinden Mısır ve Süveyş Kanalı yoluyladır. Bu tur 222 gün sürer, kişi başı 283.50 Sterlin’e mal olur, 19.000 mili denizde olsa da toplamda 29.000 mil yol katedilir.

'the thought suddenly flashed across my mind as to the practicability of employing the great powers of railways and locomotion for the furtherance of this social reform’.

Son yıllarını gaz sızıntısından ölen biricik kızı ve yaşlılıktan ölen karısını özleyerek ve tamamen kör olarak tamamlayan turizmin öncüsü Thomas Cook yine de kutsal topraklara tur düzenleme fikrinden vazgeçmez ancak ani ölümü bu tur planının yarın yolda kalmasına sebebiyet verir ve oğlu tarafından 1898 yılında gerçekleştirilir. Beklenmeyen ölümü herkesi yasa boğar, bayraklar yarıya iner.

1892 yılında cenaze törenindeki konuşmada ‘50 yıl önce Londra Edinburgh arası seyahat mümkün değilken Cook ve yetenekli oğlu insanların kafasına dünyanın en uzak köşesine gitme fikrini yerleştirmiştir…’ denilir ve teşekkür edilir.

Ölümünden sonra başarılı bir iş adamı olarak bilinen oğlu John Mason Cook şirketi ve işlerini genişletir, 1898 yılında Alman İmparatoru Kaiser Wilhelm için doğu turunu düzenler. Bu tur aslında Alman Demiryolu projesinin II. Wilhelm ve II. Abdülhamit tarafından planlandığı zamandır. İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’ndaki Alman Çeşmesi de bu ziyaret anısınadır.

Başlangıçta içki karşıtlarının organize seyahatiyle başlayan bu turizm faaliyetinin merkezinde bugün alkolü içeceklerin önemli bir yerinin olması enteresandır. Zira malumunuz sadece içki tadımına yönelik turlar ve festivaller düzenlenmektedir.

Tarihe ve geleneklerine bu kadar bağlı bir ülke turizm endüstrisinin bu kıymetli kurucusu ve sembolü olan şahsı ve markasını umarım ziyan etmez, yok olmasına izin vermez…