Sosyal medya sitelerinde: Kah alışılmışın dışında komik müzik klipleri, kah ünlü veya ünlü olmayan oyunculardan oluşan duygusal ama eğlendiren kısa hikayeli videolar var. Gülüyoruz, eğleniyoruz. Bunlar reklam olmadığını göstermemeye çalışıyor. Sadece eğlence olarak görülmek için yalvarıyor. Videonun sonunda anlıyoruz ki 'reklam' mış. Ürün-hizmet logosu beliriveriyor. Nasıl reklam olabilir diye şaşırıyoruz! Kılık değiştirmiş reklam olur mu?

Geçmişin iyi reklamı, bugünün de iyisi olamayacağı için tanıtım araçları değiştiği -internete kaydığı-için reklam stratejileri de şartlara uyarak birden fazla şekilde biçimlenerek zenginleşir. Aslında pazarlama anlamında radikal bir farklılık yok. Ancak geçmişin en eski iletişim yolu olan ağızdan ağıza iletişim ve pazarlama yöntemi şimdi farklı versiyonda uygulanıyor. Bu uygulamalara viral pazarlama ve reklam çalışması deniyor. Tamamen tavsiye olanaklı, ağızdan ağıza iletişim yolunu tercih ederek pazarda yerini devam ettirmeye çalışan firmalar var.

Modern iletişim, geleneksel olan geçmiş temasından bir türlü vazgeçemiyor. Kişisel tavsiyelerle deneyimlerle bezenmiş, arkadaş gruplarınca desteklenmiş videolar, viral reklam adı altında toplanıyor. Sesli ve görsel kültürün ürün ve hizmet tanıtımı için internette kullanılması adeta okyanusta dalgalarla BOĞUŞAN firmalar için bir cennet!

Bu uygulamaların bazıları, o kadar doğal ve gerçek yapılıyor ki reklamın kurgulanmış senaryosunun profesyonel etkisinden uzaklaştığından, inandırıcılığını arttırıyor. Her ne kadar reklam olduğu fark edilse de, amatör yaklaşımı hedef kitleyi cezbediyor. Kendi isteğimizle paylaştığımız videolar yayıldıkça, ürün veya hizmete de farkında olmadan da bir yakınlık ve ilgi duyuyoruz.

Viral reklamlarda, 'senli-benli' yapılan sohbetlerle algılama biçimlerini, farkında olmadan değiştiren kültürel bir yaklaşım var. Sanki 'yürekten gelen' in vurgulandığı, gönüllü deneyimlerin sunumu. Bu durum da tüketiciler tarafından güvenli bir kaynak oluyor. Bloggerların tavsiyelerinin yanı sıra, dikkat çekmeyen, çekse de isimlendirilmeyen başka tavsiye gönüllüleri bu sayede ağızdan ağıza ürün veya hizmeti tanıtmakta katkı sağlıyor. Firmalar için inanılmaz verimli ve ucuz bir araç olarak yapılıyor. Bunun üzerine tavsiye evleri bir kanal oluşturuluyor.

Sanki kara borsada az bulunur bir ürün ve hizmet var. Kulaktan kulağa, ağızdan ağıza gönüllü katılımlar yoluyla rahatlıkla 'istihbarat' yapılarak ürün veya hizmetin ticareti sağlanıyor. Sistemdeki rekabet güdüsünün yarattığı bu hareket, reklamcılığın ileri düzey bir adaptasyon süreci olduğunu gösteriyor.

Bu şekildeki 'kara borsa' varsayım anlayışı ve serbestliği yenilenen reklam uygulamalarının bir sonucu olabilir mi?

Yeni Ticaret Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği'ne göre her türlü iletişim kaynağında gizli veya örtülü reklam uygun görülmüyor. Kanun, reklamın reklam olduğunu belirtmesini istiyor. Peki tavsiye niteliğinde yapılan reklam karşısında ne yapılabilir ?