Belli ki; kokteyle antipatileri var.. Düzenlemek istemiyorlar..
Yargıtay Başkanı, Meclis bahçesindeki Adli Yıl Açılış Kokteyli’ni iptal etti..
Niye?
Terör varmış..
Geçen yıl da iptal etmişlerdi..
Onun gerekçesi de artan PKK saldırıları ve Afrika’daki kuraklıktı..
Önümüzdeki yıl da iptal edilecektir, bir bahane bulurlar..
*
Bahane diyorum çünkü kokteyl eğlence değil ki.. Bangır bangır müzik çalmaya, şarkıcı tutmaya, dansçı getirmeye gerek yok ki.. Zaten bunların olduğu toplantılara kokteyl denmiyor..
Sonra..
Her tarafta eğlence tam gaz devam ediyor, televizyonlarda şarkılar, türküler gırla.. Konserler tam gaz.. Düğünler dernekler yerinde..
Her türlü toplantı yapılıyor.. Sıra kokteyle geldi mi; terör var..
*
Adli Yıl Açılış Kokteyli hakikaten terör nedeniyle iptal edildiyse bu teröre teslim olmak demektir..
Terörün ekmeğine yağ sürmektir..
Düşünün, yüksek yargı üyeleri, hakimler, savcılar, bakanlar, bürokratlar, milletvekilleri  Meclis bahçesinde dahi bir araya gelemiyor..
Ayaküstü sohbet edemiyorlar, birbirlerini görüp iki laf dahi edemiyorlar..
Terör yüzündense..
Ne feci durum..
Bu terörün hayatı kelepçelemesidir..
*
Mesele terör merör değil.. Kokteyle karşılar, söylemiyorlar..
Ne demek kokteyl?
İki anlamı var?
BİR: Çeşitli içkiler karıştırılarak yapılan içkidir..
İKİ: Yeri ve zamanı önceden belirtilen ayaküstü sohbetlerin yapıldığı içkili toplantıdır..
*
İsteyen içer isteyen içmez tabii de adı kötü geliyor.. İçki vermeseler, katılanlar limonata ile idare etse olmaz mı?
O zaman da adı kokteyl olmaz.. Olsa bile içki vermediler diye medyaya malzeme olurlar..
En iyisi..
Terörün arkasına sığınmak..
*
Yargıtay Başkanı çıkıp açık açık söylese.. Her yıl bahane yaratacağına karşıyım dese  
daha samimi olur..
NOT; Meclis Başkanı 1 Ekim’de ne yapacak merak ediyorum..

 

Okullar açılınca gümbürtü kopacak
Milli Eğitim Bakanı; her şey ince ayrıntısına kadar düşünüldü dese de gelişmeler iç açıcı değil..
Çoğu yerde sınıflar ‘belediye otobüsü’ gibi olacak.. Tıkış tıkış..
60 kişilik mi istersin, 70 kişilik mi?
80’i bulan bile varmış.. Bazı okullar bahçeye prefabrik derslik yaparak çözüm arıyormuş..
Kışın soba da yakarlar herhalde..
Kırk katır mı, kırk satır mı hesabı.. Ya 60 kişilik sınıfta ezileceksin ya da prefabrik gibi kabul edecek 40 kişilik sınıfta titreyeceksin..
*
Kalabalık ilçelerde tek umut 60-66 aylık çocukların okula gönderilmemesi..
Durum şöyle..
Yasa gönder diyor..
Yönetmelik sen bilirsin..
Okul müdürleri aman göndermeyin..
Haaa.. Bir de zil çalma saati var.. Sabahçılar mı yandı öğlenciler mi onu okullar açıldığında göreceğiz..
Ders sayıları arttığı için sabahçılar karanlıkta okulun yolunu tutacakmış..
*
Okullar açıldığında olacakları tahmin etmek zor değil.. Tarafsız duran gazeteler, televizyonlar şişen taşan sınıfları gündeme getirecek..
Sabahın erken saatlerinde yola çıkan minikleri ekrana taşıyacaklar.. Eksiklikleri, aksaklıkları dile getirerek tartışma açacaklar..
Misyon gazeteciliği yaptıklarını söyleyenler tam tersini yapacak.. Çocuklar üzerinden iktidarın yıpratılmak istendiğini iddia edecekler.. Abartıldığını söyleyecekler..
*
Ayın 10’undan sonra ak mı kara mı ortaya çıkacak..    
Görürüz.. 

 

Fenerliler Aykut’u defterden silmiş

Aykut Kocaman ne kadar kalır bilemem.. Bir ay da kalabilir, bir yıl da..
Süre önemli değil.. Bildiğim şu..
Fenerbahçeliler Aykut’u gönüllerinden silmiş.. Alex’le kavgası Aykut Kocaman’ın itibarını sıfırlamış..
S. Moskova maçının dönüm noktası olacağı belliydi.. Ya Aykut kazanacaktı ya Alex..
Kaybeden Aykut oldu..
Taraftar, Alex’in arkasında durdu.. I love you Alex diye bağırmaları bunun ispatıymış..
Aykut’a mesaj..
Sıkı Fenerlilere sordum.. İçlerinden biri de Yazı İşleri Koordinatörümüz Tahir Özyurtseven..
O halde tribünler neden Alex kalsın Aykut gitsin diye açık tavır koymadı dedim..
Başkan’a ayıp olmasın diyeymiş.. Aykut’a arka çıkan Başkan’ı hedef almamak içinmiş..
Uzaktan gördüğüm şu.. Alex, Aykut gerginliği yönetilemedi..

(Milliyetg azetesindne alınmıştır)