Almanya Başbakanı Angela Merkel, İtalya Cumhurbaşkanı Napolitano ile geçen Ekim ayında bir telefon görüşmesi yapmış ve Berlusconi'nin başbakanlıktan indirilmesi gerektiğini söylemiş! Bu iddia, Wall Street Journal'ın manşetinde yer aldı.

Habere göre, Merkel, Euro bölgesini sarsan ekonomik krize karşı, İtalya'da Berlusconi'nin kemer sıkma politikalarını uygulama konusunda yetersiz kaldığını söylemiş...

Sonuç?

Merkel'in telefonundan on sekiz gün sonra, Sinyor Berlusconi istifasını veriyor!

* * *

Avrupa'daki ekonomik kriz Euro bölgesini perişan ederken, Almanya'ya da Avrupa'nın lideri olma yolunu açtı...

AB, 2011'de Almanya merkezli bir birliğe dönüştü. (Fransa, Almanya'nın tandemi oldu.)

* * *

Vitrinde Merkel olsa da, bakmamız gereken asıl yer resmi devlet organı "Anayasa'yı Koruma Örgütü"dür, yani Derin Almanya'dır.

Angela Merkel'in, Türkiye'nin AB'ye üyeliğine karşı kararlı duruşu; Almanya devleti bağlamında "sistematik bir karşıtlığı" işaretliyor.

Derin Almanya, Türkiye'ye karşı "örtülü bir savaş" sürdürüyor. Bu çerçevede, son on yılı 'daha ileri' bir yere koymak gerekiyor.

* * *

Almanya'da 2000 ile 2006 yılları arasında sekiz Türk dönercinin katledilmesi hadisesinin derin bir arka planı olduğu kısa süre önce anlaşıldı.

Cinayetlerin ardından Alman istihbaratının adamları çıktı. "Görünen" örgüt, Neo-Nazi'lerdi. Bu "kontr örgüt"ü motive edense Alman gizli servisiydi.

Neo-Nazi katiller "elverişli" bir kılıftı; çünkü arkadaki asıl büyük örgütü saklamaya yarıyordu.

* * *

Almanya'da, "Dönerci Cinayetleri"nin üzerine uzunca bir süre gidilmedi. Olayların üzeri örtüldü.

Sonra, gün geldi; birdenbire cinayetlerle ilgili perde arkası deşifre ediliverdi. Tam da burada, pek yaman bir soruyu sormak gerekir:

Cinayetleri deşifre eden Alman gizli servisi miydi; yoksa Türkiye istihbaratı mı?

* * *

Dönerci cinayetlerinin perde arkasının ortaya çıkması, Angela Merkel'i fevkalade endişelendirdi.

Almanya Başbakanı, "ülkesinde aşırı sağcı bir akımın güçlendiğinden" bahsederek, arka plandaki büyük örgütün üzerini "Neo-Nazi" şalıyla örtmeye çalıştı.

* * *

Bu vesileyle, bir an için 1970'li yılları gidelim:

Almanya'da "solcu" Baader Meinhoff örgütü üzerinden...

Komünizmle Mücadele kisvesi altında, Gladio Operasyonları yapılmıştı.

"Kontr" Baader Meinhoff'un ipleri...

İtalya'daki Gladyo'nun Almanya versiyonu olan BND'nin (Alman gizli servisi) elindeydi.

BND de, CIA ve MOSSAD'la birlikte çalışıyordu.

"Solcu Bayrak" gösteren Baader Meinhoff'u örgütleyen de; filmin sonunda, işlevi tamamlanınca liderlerini öldürmek suretiyle ortadan kaldıran da aynı gizli "Gladyo'tör"dü!

* * *

Almanya, İkinci Dünya Savaşı'nı müteakip ABD'nin hakimiyetine girdi. Gladyo'nun Almanya ayağı (BND) o dönemde inşa edildi. Söz konusu "operasyonel örgüt"ün bağlı bulunduğu "En Üstteki Derin Yapı" da o dönemde oluşturuldu.

(O yıllarda, İtalya ve Türkiye'de olduğu gibi!)

* * *

Sekiz dönerci Türk'ü öldüren katillerden ikisinin evinde "sadece gizli servis elemanlarına verilen pasaportlar" bulunmuştu, değil mi?

Polise teslim olanlar arasında yer alan "Neo-Nazi" Beate Z. isimli kadının...

1998 yılından itibaren "Almanya Anayasa'yı Koruma Örgütü" muhbirleriyle sıkça görüşmüş olduğuna dair haberler, Alman basınında çıktı.

Yani?

Almanya Anayasa'yı Koruma Örgütü'nün, Türkiye'ye yönelik derin hesapları çerçevesinde ELDİVEN olarak istihdam edilen teşkilattır, Neo Naziler!

* * *

Öldürülen Türkler üzerinden, Almanya'daki Türklere "Buradan gidin!" mesajı verildi.

Son üç yılda 190 bin Türk'ün, Almanya'dan kesin dönüş yapmış olduğunu, bu çerçevede not edelim.

Merkel'in "Çok kültürlülük politikası çöktü" dediğini hatırlayalım...

Almanya'nın PKK'ya verdiği köklü desteği gözümüzün önüne getirelim.

"Alman vakıflarının Türkiye bağlantılarını" da bu fotoğrafa ekleyelim!

* * *

Yazımın ilk kısmında "Son on yılı daha ileri bir yere koymak gerekiyor" demiştim, ya...

O vakit...

2002'nin Aralık ayındaki Necip Hablemitoğlu Suikastı'nın arka planını bir kere daha düşünelim!