Türkiye’de sosyal medyada en çok siyaset konuşulduğu ortaya çıktı.

Son dönemde kahveden otobüse, iş yerinden eve her yerde siyaset konuşulduğuna dikkat çeken ve sosyal medyada konuların gündem belirleyiciler tarafından etkinleştiğini belirten İletişim Uzmanı Didem Büyüktaş, “Türkiye’de sosyal medya kullanıcıları en çok siyaset konuşuyor. Dünyada siyaset kavramı bizim kadar önde değil. Kahveden taksiye, otobüsten dolmuşa her yerde siyaset konuşulduğu için sosyal medyada da en çok konuşulan konu siyaset” dedi. 

Sosyal medya ile dünyanın birbirine hiç olmadığı kadar yakınlaştığını belirten İletişim Uzmanı Didem Büyüktaş, sosyal medya, internet, teknoloji ile gelişen iletişimin kişilere yepyeni bir ufuk, çağ ve çığır açtığını ifade etti. Sosyal medya ile insanların kendine sınırsız özgürlük olarak gördükleri yeni bir alan oluşturduğunu dile getiren Büyüktaş, “Bu özgürlük alanları içinde şu anda gelişmekte olan iletişim çağında, kontrolsüz bir büyüme ve inanılmaz bir güç var. Bugün dünyada insanlar bu karşılıklı iletişim kanalında, toplumlara ve sosyolojik yapılara göre değişkenliği olan bir bocalama içerisindeler. Türkiye de bu bocalamadan payını alıyor ve Türk toplumu alışık olmadığı kadar kendini ifade etme alanı buldu. Bu kontrol edilemez durumunda, sosyal medyadaki bu çığ gibi büyümeyi kontrol edemiyoruz” dedi.

“Sosyal medya okuryazarlığı eğitimleri verilmeli”

Özellikle Türkiye gibi dinamiklerin daha siyasi olduğu toplumlarda ayrışmaların daha fazla olduğuna işaret eden Didem Büyüktaş, sosyal medya tartışmalarında agresif bir dil kullanıldığını söyledi. İletişim Uzmanı Büyüktaş, “Toplum bu konuda bilinçli olmadığı için, bir sosyal medya okuryazarlığı olmadığı için, bir yazı dili kontrolümüz olmadığı için bu konuda zorlanıyor. Bizim gibi toplumlarda dinamiklerin daha siyasi olduğu toplumlarda, siyasi ayrışımlar çok ciddi göze çarpıyor. Bu özgürlük alanında insanlar kendilerini sınırsızca ifade edebileceklerini düşündükleri için kontrolsüz bir ifade etme özgürlüğü içerisindeler. Bunu da şu anda çok ciddi ayrışım olarak görüyoruz. Toplumun önde gelenleri, gündem koyucuları dillerini değiştirmediği sürece kesinlikle sosyal medyanın dilindeki bu agresiflik geçmeyecek” diye konuştu.

“Emojiler ifade edemediklerimiz için var”

Sosyal paylaşım siteleri dahil bütün yazılı iletişimde sorunu anlatmanın daha zor olduğuna dikkat çeken Büyüktaş, “Konuşma dilinde ellerimizle, kollarımızla, mimiklerimizle konuşuruz. Ama sosyal medyada yazarak konuşuyoruz. Yazarak konuştuğumuz zaman kelimelerin anlam ve ifadeleri de değişir. Anlamlar ve kelimeleri ifade edebilmemiz için emojiler var. O emojileri kullanarak ancak üzüntümüzü, kederimizi, sevgimizi belli edebiliyoruz. Ama o emojiler de yeterli olmuyor, kelimeleri yeterince iyi kullanamıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Sosyal medyada çıkan tartışmayla insanlar öldürülüyor”

Sosyal medya dilinin ve sosyal medyada kullanılan görsellerin gücünün çok yüksek olduğunu vurgulayan İletişim Uzmanı Büyüktaş, sosyal medyada birilerinin dayatması ile değil otokontrol ile dile hakim olunması gerektiğini, aksi takdirde yanlış anlaşılmalardan, karşısındakini kırmaya hatta sosyal medyadan kaynaklı boşanmalara sebep olunduğunu dile getirdi. Sosyal medyada çıkan tartışmalarla geçtiğimiz ay Konya’da bir gencin öldüğünü hatırlatan Büyüktaş, topluma mutlaka sosyal medya okur yazarlığı eğitimlerinin verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

“Toplumda konuşamayanlar da sosyal medyadan konuşuyor”

Ailesinin yanında, okulda, işte konuşamayan kişilerin kendilerini sosyal medyada sınırsızca ifade etme olanağı bulduğunu kaydeden İletişim Uzmanı Didem Büyüktaş, “Büyüğün yanında konuşulmaz denen bir öğretiden geliyoruz. Bayanlarla konuşurken dikkat edilmesi gerektiğine inanan bir kültürden geliyorduk. Sosyal medya ile birlikte bu kültürümüzde garip bir yozlaşma oluştu. Konuşamayan toplumlar, aile içinde, okulda, iş yerinde konuşamayan bireyler kendilerini sınırsızca konuşabilir halde buldular. Ve bu sınırsızlığın sonucudur ki dil başka bir boyuta taşındı. Klavye silahşörleri çok doğru bir tabir geliyor bana. Klavye silahşörleri demek o klavyenin arkasında oturduğunda kendini tek başına güçlü hisseden bireylerin insanlara her sözü söyleme hakkını kendinde bulma hakkını kendinde bulma halini getirdi. Ve onlar kendilerini söyledikçe iyi hissetmeye başladılar. Bu da toplumun sosyologlar ve psikologlar tarafından çok ciddi incelenmesi gereken bir konu” diye konuştu.

“Asosyal kişiler sosyal medyada çok daha agresif”

Sosyal paylaşım sitelerindeki dilin çoğu zaman hakaret ve küfürlere gittiğini belirten Büyüktaş, “Hakaret ederek dikkat çektiğimizi düşünüyoruz veya tartışma kültürümüzde kelimelerimizi çok iyi kullanamadığımız için kendimizi küfrederek ifade ediyoruz. Veyahut da kendimizi hiçbir alanda güçlü hissedemeyen bu da istatiksel olarak saptanmış, daha asosyal kişiler sosyal medyada çok daha agresif tutum sergiliyorlar” dedi.

En çok siyaset konuşuluyor

Yaptığı araştırmalar neticesinde dünyadaki hiçbir ülkede Türkiye’deki gibi sosyal medya üzerinden siyaset konuşulmadığını belirten İletişim Uzmanı Didem Büyüktaş, “Bugün bizim sosyal medyamızda siyaset çok önde ve dünyada bizim kadar önde değil bu kavram. Siyaset bizim toplumuzda kahveden taksiye, otobüsten dolmuşa her yerde konuşulduğu için sosyal medyada da en çok konuşulan konu tabi siyaset. Açıkçası siyasette gündem belirleyicilerimiz ve siyasette algı yönetenler sosyal medyayı çok ciddi anlamda provake edebilir, yönlendirebilir veya bugünkü tartışma ortamlarını oluşturabilirler. Siz bir kişiye konuştuğunuz zannederken onun listesinde 5 bin kişi varsa, siz aynı anda 5 bin kişiye konuşuyorsunuz. Doğal olarak o 5 bin kişiden de tepki alabiliyorsunuz. Siz bugün siyaseten arkadaşınıza bir çift laf ediyorsunuz, arkasından başka kanallardan 30 tane laf duyuyorsunuz. Ve hiç tanımadığınız insanlardan” dedi.Büyük kavgaların çıktığı sosyal medya dilini düzeltme konusunda eğitimlerin yeterli olmadığını ifade eden Büyüktaş, yasaların da bu anlamda çok yeterli olmadığını söyledi.