SURİYE Dışişleri sözcüsü Makdissi dün yaptığı açıklamada iki iddia ileri sürdü: Biri, Türk uçağı 100 metre irtifada uçarken vurduk..

İkincisi, füze ile değil, menzili sadece 2.5 km olan uçaksavarla vurduk...

Peki Türkiye ne diyor? Türkiye’nin temel tezi, hukuki nitelikte, yani “uyarısız ateş” açılmış olması... Türkiye irtifa meselesinin üzerinde durmuyor. Ben de bilenlere sordum, bu uçaklar 30 metreye kadar alçaktan uçabilirmiş.

Fakat bu çok önemli değil. Önemli olan, Türk uçağının “menzili sadece 2.5 km olan uçaksavarla” vurulduğu iddiasıdır. Halbuki Türk radar kayıtlarına göre uçağımız, Suriye sahillerinin 13 mil, yani 24 km açığında vurulmuştur... 5 mil kadar sürüklenerek 8 mil (14.8 km) açıkta Suriye karasularında batmıştır.

14-15 km uzaktaki bir uçak, menzili 2.5 km olan uçaksavarla düşürülebilir mi?!

Kim doğruyu söylüyor?

Rusya faktörü?

Türk uçağı 2.5 km menzil içinde uçaksavar tarafından düşürüldüyse, bu menzile girecek kadar uçağımızın yaklaştığını ispat etmeleri lazımdır. Nasıl ispat edilir? Elbette Suriye’nin radar kayıtlarıyla... Zira uçağımızın yaklaştığını radarlarında görerek vurdular, bunun kaydının olmaması mümkün mü?

Rusya’nın da elinde radar kaydı olmalıdır. Çünkü Suriye’nin Tartus limanında Rus üssü var, hem de tem teçhizatlı... Türkiye, Kıbrıs’taki İngiliz üssünden bile radar kayıtlarını istedi. Rusya’nın kayıtlarının olmaması düşünülemez.

Uçağımızın uçaksavarla mı, füzeyle mi düşürüldüğü çok mu önemli? Çok önemli...

Asla Rusya’nın oradaki üssünden uçağımızı vurmuş olabileceği bir gibi paranoyaya kapılmamak lazım. Mesafenin çok önemli olmasının sebebi, “tehlike” algısıyla ilgilidir.

100 metre gibi çok alçaktan uçan ve 2.5 km yaklaşan bir uçağın “tehlike” duygusu yaratması anlaşılabilir bir olay olurdu. Suriye bu izlenimi yaratatmak için “uçaksavarla vurduk” diyor.

Herhalde kimin doğru söylediğini tespit etmenin tek yolu vardır: Herkes elindeki radar kayıtlarını açıklasın. Türkiye açıkladı, bu kayıtlar Türkeyi’nin haklı olduğunu gösteriyor.

Zamana yaymak istiyor

Suriye olayı araştırmak için Türkiye’ye ortak askeri komisyon önerdiğini, Türkiye’nin buna cevap vermediğini, hatta mermi izleri taşıyan uçak parçasını Türkiye’ye gösterdiğini falan söylüyor. Bu, siyasi bir taktiktir. Ortada açık bir saldırı değil de iki ülke arasında “araştırılan” ve “müzakere” edilen bir durum olduğu görüntüsü vermek istiyor.

Zamana yayarak muhtemel tepkileri soğutmak istiyor.

İktidar ve muhalefet

Eldeki kanıtlara göre Suriye’nin uçağımızı düşürerek Türkiye’ye siyasi bir saldırıda bulunduğu açıktır.

Bunun sebebi şüphesiz ki, Türkiye’nin Baas rejimine karşı halk hareketini desteklemesidir. Bütün Arap Baharı’nı destekledi... Bunu yapmamalı mıydı?

Yapmalıydı ama dozu kaçırmış mıdır? Bana göre Türkiye’nin Batılı müttefiklerle hareket etmesi doğrudur ama zaman zaman dozu kaçırdığı eleştirine hak veriyorum.

Hükümetin Suriye politikasını eleştirmekle, Suriye’deki diktatörlüğe ve uçağımızı düşürmesini karşı çıkmak ayrı konulardır. Uçak düşürme olayı Baas diktatörlüğünün büyük bir suçudur, elbette buna karşı hükümetin yapacağı girişimleri desteklemek lazımdır. Bu konuda iktidarın serinkanlı, muhalefetin yapıcı davranması, takdir edilecek davranışlardır.

(Hürriyet gazetesinden alınmıştır)