Geçtiğimiz hafta sonu ‘Amsterdam Tartışmaları’nın 55’incisi yapıldı. Konu, Avrupa gündeminde olan “Avrupa İslamı”ydı. Ahmet Suat Arı’nın moderatörlüğünde gerçekleşen programın misafir konuşmacısı Enis Odacı’ydı. Farklılıklarıyla ve olgunluklarıyla dikkat çeken bir katılımcı grubu vardı. Katılımcılar, sadece dinleyici değillerdi. Siyaset, sivil toplum, medya, akademisyenlerden temsiciler vardı.

Amsterdam Tartışmaları’nda bu sefer de, geçmişte olduğu gibi önemli bir konuyu masaya yatırmıştı.

Katılanların, Avrupa İslamı ile ilgili söyleyecek sözleri olduğu her hallerinden belliydi. Katılımcıların çoğunluğu Türklerdi. Ama tartışma Hollandaca yapıldı. Bu bile başlı başına, Avrupalı Türkler’in kendileri ve İslam ile ilgili yapılan tartışmalarda bir görüşlerinin olduğunu ortaya koyuyordu. Katılımcıların, Avrupa’da geleceğimiz ile ilgili dertleri vardı. Düşünceleri vardı.

Toplantı notları ayrıca yayınlanacak. Biz, burada uzun uzadıya neler konuşulduğunun içeriğine girmeyeceğiz. Tartışmalarda öne çıkan bir kaç tespite değineceğiz. Ama önce, kısaca ‘Amsterdam Tartışmaları nedir?’ sorusuna cevap verelim ve sürdürülebilir yönüne dikkat çekelim ki, Avrupa’nın farklı merkezlerinde bu tür faaliyetlerin gelişmesine katkıda bulunsun. Örnek olsun.

Avrupalı Türkler’in sosyolojisini bilenler ve takip edenler mutlaka takdir edeceklerdir. Avrupa’da bu tür sürdürülebilir etkinliklerin sayısı ne yazıkki fazla değildir. Sürdürülebilirliğin en belirgin özelliği, hiç şüphesiz devamlılıktır, çeşitliliktir ve üretkenliktir. Yani uzun soluklu bir faaliyettir, eylemdir. Kurumsallaşmaya yönelmektir. Bir defa yapıp, geçip gitmek, unutmak değildir.

Özet olarak Amsterdam Tartışmaları: Güncel gelişmelerin tartışıldığı bir periyodik tartışma platformudur. Konuları genellikle Hollanda Türk toplumunu ilgilendiren konular olup, tartışmalarda, alanında uzman kişilerden istifade edilir. Katılımcılara, içinde yaşadığımız toplumda siyasi katılım ve temsil bilinci, liderlik, tartışma, diyalog gibi becerilerinin uygulanmasında katkıda bulunur.

Amsterdam Tartışmaları, 2011 yılında, roman ve öykü yazarı Sadık Yemni’nin moderatörlüğünde başladı. Yemni’nin Türkiye’ye dönmesiyle, Ahmet Suat Arı moderatörlüğünde devam etti. Yıllar içerisinde kimler misafir konuşmacı olarak katılmadı ki. Bilim insanları, siyasetçiler, Bakanlar, Türk ve Hollandalı yazar ve sanatçılar.
Hangi konuların ele alındığı ise, ayrı bir yazı ve belkide master çalışması konusu.

Türkevi Topluluğu’nun bir alt çalışması olan ‘Amsterdam Tartışmaları’nın 55’incisinde, sanki ilk gün yaşanan aşk ve heyecan vardı.

Avrupa’da son yıllarda bir çok platformda tartışılan ‘Avrupa İslamı’ ele alındı. Yazar, yayıncı ve araştırmacı Enis Odacı, öncelikle ‘Avrupa İslamı’ diye bir söylemin yanlış olduğunu belirtti.
Avrupa nedir? tanımını yapabilir miyiz? Zor.
Tartışmalı bir konu. Hal böyleyken, ‘Avrupa İslamı’nı nasıl tanımlayacağız?’ sorusunu ortaya atan Odacı, “Bunun yerine ancak, ‘Avrupa Müslümanlar’ kavramını kullanabiliriz” dedi. Avrupa’da insanların, Avrupa İslamı derken, kültürel, geleneksel yani görünen İslam’ı kasdetdiklerine dikkat çeken Odacı, “Bu insanların, İslam teolojisinden haberleri yok” dedi. Bu tavrın, yani toplumsal değerlendirme ve bakış açısının Avrupa medyası tarafından oluşturulduğu ve beslendiğine dikkat çekti, Odacı.

Dikkat çeken bir başka nokta ise, Odacı’ya göre İslam’la ilgili soruların teolojik cevaplanamayacağıdır. Çünkü, insanlardaki İslam korkusu, kilisenin tarihsel geçmişindeki savaş ve birbirlerini boğazlamayla ilgili. Bu korku, Avrupa kültür tarihinde derin iz bırakmıştır.

O zaman, Müslümanlar soruların nereden geldiğini iyi bilmeliler. Teolojik savunmalar yerine iyi işler, insanları etkileyecek işler ortaya koymalılar. Toplumsal sorumluluklar üstlenmeliler.

Bu vesileyle, değerli okuyucularımın Mevlit Kandilini tebrik eder, Efendimizin mesajını, hayatını yeniden anlamaya vesile olmasını dilerim..