Oyun sırasındaki şiddetli çığlıklarıyla ünlendi. Popüler dergilerdeki çekici fotograflarıyla erkeklerin kalplerini fethetti . Ama tenis sayesinde bir yıldız oldu. Daha doğrusu tenisi bir meslek olarak seçmekle yanılmadı. Hayranları tarafından kortun Sindirellası adlandırıldı. 13 yıl içinde şaşılacak kadar büyük başarılar gösterdi.


Mariya Şarapova 27 yıl önce Sibirya’daki küçük bir kentte dünyaya geldi. Henüz 5 yaşındayken büyük yetenek sahibi olduğu belli oldu. Kendisine ilk antrenörünün öğrettiklerini kolayca benimsiyordu. Diğerlerinin uzun zaman içindeki çalışmalar sonucunda başarabildiklerini çabuk başarıyordu. 7 yaşındayken yapılması çok zor olan burgulu”spin” vuruşu yapabilirdi. Mariya Şarapova’nın ilk antrenörü anılarını dile getirerek şunları söyliedi.: Mariya iyi kalpli güleç yüzlü bir kızdı.. Ama eline raket alınca tümüyle değişiyordu. Hiç kimseden korkmaz ve üstün gelmek için var gayretlerini gösterirde. Kızı çalıştırdığım 3 yıl içinde kendisinden yorulmuş olduğu sözlerini hiç duymadım.


Moskova’da,tenisin efsane isimlerinden Martina Navratilova ile gösteri maçında oynama şansı,Mariya’nın geleceğini belli etmiş bir olaydı. Martina Navratilova Mariya’nın Yuriy Şarapov’a kızını Nick Bollettiiri Tenis Akademisine yazdırmayı tavsiye etti. Yuriy Şarapov ünlü teniscinin tavsiyesine uyarak kızını alıp ta Amerika’ya gitti. Tenis Akademizinin görevlileri olan antrenörleri üstüne bilgi edinince kızını Pit Sampros, Lindsey Devenport gibi dünya şampiyonları yetiştirmiş olan Robert Lendsdorp’un çalıştırmasını istedi. Yuriy Şarapos günümüzde bile kızının katıldığı tüm turnuvaları izleyerek buna moral veriyor. Niçk Bolletieri’nin sözlerine göre, Yuriy Şarapov başkomutan gibi davranarak,Mariya’nın eylem planını belli ediyor,Mariya da bunu hayata geçiriyor.


Geleceğin tenis yıldızı l4 yaşında büyüklerin önemli bir tenis turnuvasına katıldı. Gerçi daha ilk turunda yenilgiye uğradı. Bir yıl sonra da tecrübeli bir rakibini yendi. Bundan itibaren birbiri ardından başarılar kazanan Mariya en parlak tenisçiler arasına girerek en yüksek reyting notuna sahip olan biri oldu.

2004 yılı Wimbledon Tenis Turnuvasında üstün gelmesi kazandığı parlak bir başarıydı. 17 yaşındaki Mariya finalde, iki kez bu turnuvayı kazanmış tecrübeli Serena Wilyams’ı 6:1,6:4 yendi.


Mariya Şarapova’nın karyerinde gerek parlak başarılar gererkse üzüntü verici yenilgiler oldu. Son yıllarda geçirdiği travmalar ekisini yapıyor. Böyle olduğu halde a oynamaya devam eden Şarapova çağımızın en parlak tenisçilerinden biri kalıyor..17 yaşında dünyanın ikinci numaralı tenisçsi olmayı, Kadın Tenis Derneğinin 30 turnuvasını kazanmayı, tüm Grand Slam turnuvalarında üstün gelmeyi, Tenis Konfederasyonunun Kupasına sahip olmayı, Olimpiyat oyunlarında derece göstermeyi başarmış olanlar çok değil. Mariya Şarapova edebiyata,. sinema sanatına çok meraklı, moda meraklısıdır. Daha Tenis Akademiminde öğrenim yaparken yoga yapmaya başladı. Sözlerine göre,yoga esneklik,hafiflik kazandırdığı gibi, hayatın açık algılanmasına hizmet eder.


Ancak tenisten daha çok Mariya Şarapova’yı ilgilendiren bir şey yok. Tenisteki başarılar kendisi için her şeyden üstün. Tenis kendisi için yaşamın anlamıdır. Antrenemanlar sırasında vakit kaybetmeden masaldaki Sindirella gibi yorulmadan çalışıyor. Sonuçta gerçek bir savaşçı gibi kazanıyor.


http://turkish.ruvr.ru/news/2014_05_11/cagdas-sindirella-mariya-sarapova/