Çözüm Süreci için en yıkıcı ve kritik kavşak 6-7 Ekim olayları oldu. Zaten olayların sonuçları, iki haftadır gündemdeki yerini koruyor.

Akil İnsanlar Heyeti'nin Toplantısı'nda da Çözüm Süreci ve 6-7 Ekim olayları konuşulmuş. Akil İnsanlar Heyeti ile bir araya gelen Başbakan Davutoğlu, Çözüm Süreci'nde ne zaman önemli bir aşamaya gelinse ortalığın karıştırıldığına dikkat çekti.

PKK'nın sınır dışına çekilmesinin de iki yıldır sembolik düzeyde kaldığını öğrendik. Başbakan Çözüm sürecinde muhatabın millet olduğunu ve vandalları durduranın da bizzat milletin kendisi olduğunu belirtti.

Türkiye'nin sorunlarında sandığı, siyaseti, müzakereyi, masayı çözüm olarak görmeyenler sahne aldı. Sınırlarımız dışındaki bir gelişme bahane edildi. Politika üretmek, diyalog kurmak yerine yakıp yıkmanın sorumsuzluğunu gördük. Vandalizmi aşan linçe, cinayete varan bir siyasetsizliğe tanık olduk.

Problemlerimizi siyasetten başka bir mecrada çözme imkânımız yok. Geçen yıl Gezi olaylarında gördük. Her sene 1 Mayıs olaylarında görüyoruz. Yıllardır özellikle doğu illerimizdeki sokak olaylarından da biliyoruz. Çözüm sokakta değil, sokağa çağırmak bir umutsuzluğun ve çaresizliğin göstergesi.

Millet sokak çağrılarını, şiddeti, yakıp yıkmayı sevmiyor. Sokaklarda eylemcilerin veya polislerin yaralanmasını hayatını kaybetmesini istemiyor. Faydalandığı otobüslerin, bankların, kamu mallarının zarar görmesini istemiyor.

Huzuru, ekonominin iyi gitmesini, barışı seviyor. Toplum, çoluk çocuğu okula, işe, askere gittiğinde ondan kötü haber gelmesini istemiyor.

Kürtler 30 yıl sonra barışı işte bu duygularla sahiplendi. Sokağın, şiddetin, yakıp yıkmanın çözüm olduğuna inansaydı sürece yüzde 90'lık bir destek vermezdi.

Türkler, Lazlar, Çerkesler, Araplar, Boşnaklar vs. evladının şehit haberi gelmesin diye kimi süreci destekledi. Hep aynı nedenle; Huzur gelsin diye

***
Önceki gün CHP'li bir milletvekili sosyal medyada bir mesaj yazdı. CHP'nin artık sürekli sokaklarda muhalefet yapacağı anlamına gelen sözlerdi bunlar.

Vekilden ziyade CHP'liler ne diyor dedim ve ona yapılan yorumları okudum. İnanamadım. "İşte budur. CHP nihayet parti olduğunu hatırlamış" diyenler vardı.

"Sayın vekilim tek çözüm sokak, Gezi'de gördük" diyenler vardı. Ama özetle yorumcuların onda dokuzu şunu söylüyordu: "AK Parti sandıkta hiçbir zaman yenilmez. Nihayet partimiz gerçeği gördü. AK Parti'den vazgeçmeyen bu milleti ancak sokaklarla yola getirip Erdoğan'ı devirebiliriz."

Acı ama maalesef böyle. CHP değişmeye çabaladığını iddia etse bile CHP'ye oy vermeyenlerin çoğu böyle düşünmüyor sanırım.

HDP, iki yıllık Türkiye Parrtisi olma yolundaki kazanımını 6-7 Ekim olaylarında yerle bir etti. CHP yıllardır 'sokak' dedikçe sandıkta bunun karşılığını iktidar olamamakla aldı.

CHP en son, maskeli eylemcilerin Molotof bombası kullanmasının Avrupa ülkelerindeki gibi cezalandırılmasına karşı çıktı. Yeni güvenlik reformunu Anayasa Mahkemesi'ne yetiştireceğini açıklayan CHP'ye yüzünde maske, elinde molotofla eylem yapmanın demokratik bir hak olmadığını kim öğretecek?

Bu yolun sonu yine hata ve yine yenilgi olacak. Sokaktaki şiddetten hepimiz zarar görüyoruz. Yapmayın.

(Aktüel'den)