Türkiye'de kendini 'muhalif' olarak tanımlayanların, ince çizgiyi aşıp 'hain' kategorisine girmesi ne acı.

'Hain' derken kendi tanımlamam değil. Milletin hisleriyle yaptığı tanımlama. Milletin formülü basit; yurtdışında ülkesinin aleyhine konuşan ve çalışan haindir

Can Dündar mesela. Ya da Zekeriya Öz ve FETÖ'cü savcılar. ABD ve Avrupa ülkelerine firar edip sabahtan akşama Türkiye'ye küfreden vatansız alçaklar.

Ya Yunanistan'a sığınan darbeci FETÖ askerleri? Yıllarca "En büyük düşman" dedikleri Yunanistan'ın kucağında şimdi, "Türkiye'de diktatörlük var. Aman bizi teslim etmeyin, asarlar" diye ağlaşıyorlar.

***

-12 Eylül 1980'den sonra binlerce solcu, ülkücü, İslamcı yurtdışına gitti.

-28 Şubat'ta binlerce başörtülü öğrenci tahsiline yurtdışında devam etti.

Farklı ideolojilere sahip olsalar da bun insanlar, oralarda ülkelerine hainlik etmedi.

Belki birkaç istisna vardır ama 80'de ve 28 Şubat'ta yurtdışına gidenler şunları yapmadı:

-Her gün yabancı medyaya çıkıp Türkiye'ye sövmedi, ülkesi aleyhine çalışmadı, Türkiye düşmanlarının eline koz vermedi.

***

Bugün PKK'lılar ve FETÖ'cüler kaçtıkları ülkelerde tam bir Türkiye düşmanlığı yapıyor.

Türkiye aleyhine algı oluşturmak için her türlü yalanı söylüyor. Ya da Türkiye'de meydana gelen en küçük münferit olayı bile çarpıtıp genelleyerek Türkiye düşmanlığı yapıyorlar.

Bulundukları ülkelerin medyasına veya siyasilerine ulaşıp da Türkiye'ye sövemeyen hainler ise hiç olmazsa sosyal medyadan İngilizce tweetler atarak Türkiye'yi karalıyor.

***

Türkiye 2013 Gezi kalkışmasından bu yana gerçekten 2. Kurtuluş savaşını veriyor.

Gezi'yi işgal eden marjinal silahlı sol terör örgütlerinin ardından Fetullahçı Terör Örgütü sahneye çıkıp 17-25 Aralık'ta yargı ve emniyet darbesine kalkıştı.

Sonra PKK çözüm süreci masasını devirip terörü şehirlere yaymaya, bombalar patlatıp sivilleri katletmeye başladı. Ardından DEAŞ'ı getirip sınırımıza yığdılar. DEAŞ terör örgütü çocukları canlı bomba yapıp düğün evlerinin ortasında patlattı.

Hiçbiri olmayınca 15 Temmuz'da hain darbe girişimine, onun ardından da terör eylemlerine ve ekonomik saldırılara başladılar.

***

Tam da bahsettiğim "Vatan karşıtlığına" bir örnek:

-Kilis, DEAŞ terör örgütü tarafından bombalanırken "Batırdınız ülkeyi!", "Nerede bu devlet?", "Şimdi değilse ne zaman Suriye'ye gireceğiz?" diyenler, Fırat Kalkanı Harekâtı başladığı günden bu yana tam tersine döndü.

Şimdi de "Ülkeyi Suriye bataklığına soktular, oradan çıkamayacaklar", "DEAŞ Mehmetçiği öldürüyor çok fena" diye feveran ediyorlar.

Hangisi gerçek yüzünüz?

Hangisini yazarken samimiydiniz?

Hangi sözünüze güvenelim sizin?

(Aktüel'den)