Öcalan eksenli siyasi Kürt hareketi öylesine acınacak bir durumda ki, ancak bu kadar olur.

Görünürde Yargı, Hükümet, MİT, Emniyet arasında bir gerilim varmış gibi gözüküyor ama asıl bombanın siyasi
Kürt hareketi içinde gerçekleştiği çok net.

Bomba, evet.

Bakın bakalım:

Bir kere MİT\'in, sürece hemen bütün odaklardan daha hakim olduğu muhakkak.

Öcalan\'la görüşülüyor, Avrupa ile görüşülüyor, Kandil ile görüşülüyor ve KCK içinde MİT var.

Öcalan\'ın avukatlarından birisi bile MİT mensubu çıkıyor.

Öcalan\'ın Kandil\'le haberleşmesi ancak MİT kanalıyla olabiliyor.

Mesela iddia şu:

-Hareketi daha kolay kontrol etmek için bir çatı örgütü olarak KCK\'yı MİT kurdurdu.

Soralım:

-Acaba Demokratik Toplum Kongresi de, böyle bir el altı operasyonla kurulmuş olamaz mı?

Çok daha çarpıcı soruyu soralım:

-Şu anda MİT, Öcalan\'la görüşüyor olamaz mı?

-Şu anda MİT, bir başka Oslo sürecini başlatmış olamaz mı?

-Şu anda MİT, Öcalan\'la Kandil arasında gel-git yapıyor olamaz mı?

Bilen varsa beri gelsin.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş savcının hamlesinden yola çıkarak, \"Serap\'ın yanarak can verdiği otobüs kundaklamasını MİT yaptı\" deyivermiş.

Öcalan\'a MİT etkisi

Soralım:

-Başka hangi eylemi MİT yaptı, hangisini KCK yaptı, var mı bir cevabı Demirtaş\'ın?

-Demirtaş söyleyebilir mi, şu andaki BDP Meclis kadrosu içinde kimin hangi rolle orada bulunduğunu?

-Diyelim Kızıltepe\'de herkesin öldüğü bir operasyondan sağ kurtulan kişi, nasıl oldu da BDP\'den milletvekili oldu?

Memlekette bir tek o mu kalmıştı sosyalizm adına Kürt hareketi içinde temsil edilecek?

Çok kötü bir soru değil mi?

Öcalan MİT\'le görüştüğünde iyi mi yapıyor kötü mü? Sakın \"Önder\" MİT görevlilerinin etkisi altında kalmış olmasın?

Şu anda Öcalan\'ın sessizliğe gömülmesi bir devlet operasyonu ise konuşması nedir, talimat vermesi kimin eseridir? Acaba devlet, Öcalan\'ı sessizliğe gömerek nasıl bir sonuç elde etmek istemektedir?

Bence şu anda en büyük operasyonla karşı karşıya siyasi Kürt hareketi...

Belki de şu yaşananlar, siyasi Kürt hareketinin tam bir anafor içine girmesi için düzenlenmiş bir büyük oyun, devlet adına bir danışıklı dövüştür.

Oslo mu olsun, Dağ mı, KCK mı?

Acaba hangisinde MİT etkili?

Acaba hangi eylem türü gerçekten doğrudur ya da hangi eylem türü başarısızlığa uğradığında onun MİT\'in inisiyatifinde gerçekleştiğine hükmedilecektir?

Belki başka gizli servislerin oyunu vardır işin içinde.

İstihbarat her yerde olur

Daha önce Irak\'taki şiddet eylemleri için belirtmiştim: Sünniler ya da Şiiler adına gerçekleştirildiği söylenen sabotajların gerçekten kim tarafından yapıldığını tespit etmek kolay değildir.

Daha önce Türkiye\'de şiddete yönelen ve aniden parlayan hareketler için yazdım: Bunlar her tür istihbarat örgütünün sızabileceği faaliyetlerdir. Hizbullah olsun, İBDA-C olsun ya da Aczmendiler olsun...

İstihbaratın her tür örgütlenme ile ilgilendiği de bir vakıadır.

İstihbarat bilgi edinir, saklar, zamanı gelince devreye sokar.

İş ki, illegaliteye gitmeyesin.

Öcalan\'la görüşmeler, yakalandığından beri yapılıyor. Oslo görüşmeleri 2006\'dan beri yapılıyormuş. Kamuoyunun haberi 2011\'de oldu.

Yıllar sonra ortaya çıkan WikiLeaks belgeleri istihbaratın nasıl işlediğini ortaya koyuyor.

Yani işin özü, hukuk içinde kalmak. Mücadeleyi hukuk içinde sürdürmek, meşruiyetten uzaklaşmamak.

Bir gün, iki gün göz yumulsa bile, üçüncü gün güçler dengesi değişiyor, devletin muhakemesi değişiyor, iç-dış dengeler değişiyor, elhasıl keser dönüyor sap dönüyor ve bir gün hesap dönüyor.

Böyle büyük işler, çocuksu heyecanlarla bir yere varmıyor. Sadece insanlar kurban veriliyor. Dağda, ovada... Yazık değil mi?

(BUGÜN)