Okuyan, AK Parti iktidarına darbecilerin yargılanmasına zemin oluşturduğu için kutlamak gerektiğini söyledi.

Cihan Haber Ajansı (Cihan)'na konuşan Yaşar Okuyan, 12 Eylül 1980 askeri darbesine ilişkin soruşturmanın başlatılması, bir hukuksal sistemin devreye sokulması, mahkemenin açılmasının sevindirici bir durum olduğunu ifade etti. Gecikmiş bir durum olduğunu ama 32 yıl geçse de yine de önemli olduğuna dikkat çeken Okuyan, hukukçuların önemli bir bölümünün zaman aşımı iddiasında bulunduğunu hatırlatarak kendi kişisel kanaatinin de bu yönde olduğunu kaydetti.

    "AKP iktidarında bunu bir zemin oluşturduğu için kutlamak lazım." diyen Okuyan, 4 Nisan 2012 tarihinde yapılacak ilk duruşmada müdahillik dilekçesini vereceğini açıkladı.

    Başvurusu kabul edilir ve kendisine de bir konuşma imkânı verilirse tarihe not düşmek üzere bir takım gerçekleri paylaşmak istediğini anlatan Okuyan, davanın sadece iki kişiye açılmasını eleştirdi.

    Okuyan, şöyle devam etti: "Savcı ayağına gidiyor; niye diyor? 'Efendim yaşlı', ne yaşlısı. Darağacına gönderilen 17 yaşında Erdal Eren... Mustafa Pehlivanoğlu, yüzde yüz suçsuz olduğu halde, suçsuzluğu Sıkı Yönetim Mahkemesi tarafından tescil edildiği halde 'boş ver, şimdi geri dönemeyiz, asın' diyen adamın ayağına savcı gönderilir mi?"

Kenan Evren ile Şahinkaya'nın neden tutuklanmadığını soran Okuyan, "At içeri. Mamak'a atsınlar, ben de gardiyan olayım. Evren'e bir de gardiyanlık yapayım, bedava. Bu da devlete son bir hizmetim olsun. 24 saat bir gardiyanlık yapayım onlara, bir gözlerinin çiçeğinden öpeyim. Bizim yaşadıklarımızı 24 saat yaşasınlar." şeklinde konuştu.

Evren'in işkence emrini kendisinin vermediğine ilişkin açıklamasının hatırlatılması üzerine ise Okuyan, "Doğru, sırça köşkte emir vermekle meşguldü. 'Bir soldan bir sağdan asın' talimatı veriyordu. İpe çamaşır mı asıyorsun? Bunu söyleyen bir insan, sorumluluktan kaçamaz. Bütün sorumluluğun başı Kenan Evren ve cuntadır. Oradan başlayarak, sorumlular ortada bir kısmı ölmüştür, hesap sorulmalı." diye konuştu.

    Halen Amerika'da yaşayan Albay Raşit Tetik'in birinci yardımcısı Albay Mehmet Rıfkı Uzuner'in kendileri hücredeyken, hücrenin kapısına gelip verilen eziyetlerden dolayı ağladığını anlatan Okuyan, "Mamak'ta Mehmet Yıldız diye bir doktor vardı. Teğmen, profesör oldu, şimdi emekli oldu. 'Hiçbir şikâyetim yok' diye bize imza attırmak istedi. Taha Akyol ile birlikte imzalamadık. 'Seni gebertirim' dedi. Orada bulunan kısa boylu bir doktor vardı. Ben bunları gebertirsem 'intihar etti' diye rapor düzenler misin diye sordu. O da 'evet' dedi. Mehmet Yıldız'ı iddianamede görmek istiyorum." ifadelerini kullandı.

CİHAN