Almanya'nın başkenti Berlin'de Alman Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) kurultayına katılan Sarıgül, burada düzenlediği basın toplantısında bir gazetecinin, "Türkiye'de sosyal demokratlar iktidarı ne zaman devralacak" şeklindeki bir sorusuna karşılık, Türk sosyal demokratların iktidarı bir an önce devralması gerektiğini belirterek, "Benim bundan sonra tüm düşüncem bütün sosyal demokratları birleştirip sosyal demokratların iktidar olmasını sağlamak, yapılacak olan ilk seçimlerde bunun sağlanması ve buna çalışmak lazım" dedi.

"Yeni bir parti mi kuracaksınız?" sorusu üzerine Sarıgül, "Hiçbir şekilde parti marti kurmak, bölen parçalamak isteyen olmayız. Bütünleştiren olacağız. Bizim için bundan sonraki amacımız şudur; kesinlikle en büyük amacımız ve arzumuz, bütün sosyal demokratların birleşerek artık sosyal demokraside 'ben' devrini kapatmak, 'biz' devrini başlatmak lazım. Mustafa Sarıgül'ün bireysel mücadelesi yok. Mustafa Sarıgül koltuğun peşinde koşmaz. Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin peşinde koşar. Mustafa Sarıgül mutsuz, çünkü Mustafa Sarıgül'ün düşünceleri 52 yıldır tek başına iktidar değil. Yaklaşık 38 yıldır siyasetin içindeyim. Böyle bir şey yok" diye konuştu.

Sarıgül, "Bütün Türkiye'de sosyal demokratlar 'benim mücadelem' değil, 'bizim mücadelemiz' demeli. 'İçe dönük mücadele' yerine 'dışa dönük mücadele' demesi lazım. Kısır döngüler değil de ülkenin geneline doğru proje üretmesi lazım. 'Biz' projesi üretmemiz lazım" dedi.

Sosyal demokratların yaptığı uygulama neyse Türkiye'de de bunların olmasını arzu ettiğini, 1973 ve 1977 yılları arasında bu yapıldığı için sosyal demokratların yüzde 42 oranında oy aldığını ifade eden Sarıgül, "Unutmamak lazım. Sosyal demokrat partiler örgüt partilerdir. Örgüt ve teşkilata dayalı partilerdir. Örgütlü toplumlar kolay kolay yıkılmaz. O nedenle de örgütlü toplumlar ne ister, özgürce parti içinde seçim ister" ifadesini kullandı.

SPD'nin genel kurulunda bulunmaktan dolayı son derece mutlulu olduğunu kaydeden Sarıgül, SPD'nin kurultayını sosyal demokrasi hareketinin "Şampiyonlar Ligi" olarak değerlendirdi.

Burada üzüldüğü olayların da olduğunu, kendisine çok zor soruların sorulduğunu, sorulardan bir tanesinin Türkiye'de milletvekillerinin nasıl seçildiği yönünde olduğunu, milletvekillerini üç tane genel başkanın mı belirlediğinin sorulduğunu, buna cevap veremediğini ve bu soru karşısında yüzünün kızardığını belirten Sarıgül, "Gerçekten Türkiye'de üç tane genel başkan, milletvekillerini belirliyor. Ama Sosyal Demokrat Parti'de bunun olmaması gerekir diye söylediler. SPD'deki bu demokrasi anlayışının Türkiye'deki sosyal demokrat partilerde de olması gerektiği kanısındayım" dedi.

Sarıgül, SPD genel kurulunda yarın, Federal Meclis Üyesi Aydan Özoğuz'un partinin genel başkan yardımcılığı görevine seçilecek olmasını da mutlulukla karşıladığını belirterek, SPD'den Berlin ve Baden-Württemberg eyaletlerinde 2 Türk kökenli bakanın da görev yaptığını hatırlattı.

Bunun Almanya'da demokrasinin ne şekilde geliştiğini gösterdiğini ifade eden Sarıgül, "Türkiye'de de demokrasi öyle bir noktaya gelmeli ki bir Alman kökenlinin bir yere seçilebilmesinin mümkün olması lazım" diye konuştu.

Sarıgül, SPD parti kurultayı çerçevesinde, SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel başta olmak üzere partinin üst düzey yetkilileriyle görüşmeler yaptığını ve onları Türkiye'ye davet ettiğini, Berlin'den çok şey öğrenerek ayrılacağını sözlerine ekledi.