Feyzioğlu, yazılı açıklamasında, "Cumhurbaşkanlığı seçimi, muhalefetin topyekûn yenilgisi ile sonuçlanmıştır. Yurttaşların siyasi tercihlerini hiçe sayarak çatı aday dayatan muhalefet, özgür seçim hakkını çiğnemiş ve Türkiye'nin daha otoriter bir zemine kayma riskinin gerçekleşmesine yol açmıştır. Bu yenilgi, sandığa gitmeyenlere ya da tamamen dışlanan parti teşkilatlarına yüklenemez" ifadelerini kullandı.

Demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün korunabilmesinin, siyasi muhalefetin, siyasi iktidara alternatif oluşturmasına bağlı olduğunu ifade eden Feyzioğlu, "siyasi iktidarın alternatifinin bulunmadığı düşüncesinin hakim olması durumunda, hukuk devletinin kurumlarını işletmek ve ilkelerini uygulamakla sorumlu olan kamu görevlilerinin yıllar içerisinde giderek artan sayılarla iktidar yanlısı hale geleceğini" kaydetti.

Feyzioğlu, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

"Siyasi muhalefetin, siyasi iktidara alternatif oluşturması için, toplum adına, iktidarı etkin şekilde denetlemesi ve frenleyebilmesi gerekir. Bunun için ise söylem ve eylemleriyle tutarlılık göstererek, ilkelerinden sapmayarak, gerçekçi projeler üreterek ve bunları hayata geçirebileceğine yurttaşları ikna ederek toplumda güven odağı oluşturması zorunludur.

Demokrasi mücadelesi verdiğini söyleyen siyasi partiler; parti içinde demokrasiyi işletmezse, sağlam kadrolar kurmazsa, teşkilatlarının değerlendirmelerini ciddiye almazsa, halkın her sorununu bilip, inandırıcı çözümler üretmezse, yegane mucizenin çalışmak olduğunu görmeyip mucize arayışında olursa, yurttaşla arasında gönül köprüleri kurmayı başaramazsa güven odağı haline gelemezler.

Bu çerçevede, bir siyasi partinin seçimde doğrudan veya dolaylı yolla gösterdiği aday, o siyasi partinin tabanının tercihini yansıtmıyorsa, bahsi geçen siyasi parti, toplumda güven odağı haline gelemez. Mevcut tabanını ikna edemeyen, o tabanı genişletemez, toplumun diğer kesimlerini de ikna edemez"

"ÇATI ADAY FORMÜLÜ, SEÇİMİN İLK TURDA BU ŞEKİLDE BİTMESİNİN SEBEBİ OLMUŞTUR"

İki turlu seçimlerde birleşmelerin, tabanın iradesiyle ikinci turda gerçekleştiğini belirten Feyzioğlu, daha önce "çatı aday fikrinin iki turlu seçimin mantığına aykırı olduğu" düşüncesini kamuoyuyla paylaştığını hatırlattı.

Açıklamasında "Çatı adayında ısrar, 30 Mart seçimlerinin aritmetiğine göre ilk turda sonuçlanması mümkün olmayan bir seçimi, ilk turda hediye etmek anlamına gelir" ifadelerini kullanan Feyzioğlu, sonuçta gelinen noktanın şaşırtıcı olmadığını belirterek "Çatı aday formülü, seçimin ilk turda bu şekilde bitmesinin sebebi olmuştur" görüşünü kaydetti.

Siyasi parti yöneticilerinin basiretli davranmak zorunda olduğunu kaydeden Feyzioğlu'nun açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

"'Oy vermeye gelselerdi', 'belediye seçimindeki gibi oy verselerdi' veya 'biz verdik, diğer parti vermedi' gibi söylemler, boş mazeretlerdir. Evet, propaganda döneminde eşitliğe aykırı bin çeşit uygulama olmuştur. Ancak, bunların hepsi öngörülmesi ve çok önceden tedbir alınması gereken hususlardır. Devletin bütün imkanları seferber edilse bile, halkın gücünün karşısında kimse duramaz. En büyük güç halktır. Halkı arkasına alanlar, koşulları eşitler. Halkı görmezden gelenler ve halkı suçlayanlar ise başarısız olmaya mahkumdur"

"SORUMLULUK ÇATI ADAY FORMÜLÜNÜ DAYATANLARDADIR"

Feyzioğlu, "Sorumluluk, halkta, parti tabanlarında, partilerin il ve ilçe yönetimlerinde değildir. Sorumluluk, çatı aday formülünü kendi partilerine ve seçmene dayatanlardadır" görüşüne yer verdiği açıklamasında, "Bunu, halkın ve süreçten tamamen dışlanan parti teşkilatlarının görmesi ve birilerinin kendilerine kesmeyi planladığı faturayı kabul etmeyerek, iade işlemini yapmasının gerekli olduğunu" ifade etti.

TBB Başkanı, yeni Cumhurbaşkanının, "seçim propagandası sürecinde ve öncesindeki uygulamalarının aksine, yeni makamının tarafsızlığına uygun şekilde hareket etmesi ve milleti tümüyle kucaklaması" dileğinde bulundu.