Avrupa Konseyi Türk Delegasyonu Başkanı ve AK Parti Adana Milletvekili Prof. Talip Küçükcan Anayasa değişikliği referandumuna "evet" diyeceğini açıklayan rektörlere karşı başlatılan karalama kampanyasının kabul edilemeyeceğini söyledi.

Küçükcan yaptığı yazılı açıklamada Anayasa değişikliği referandumunda "Evet" oyu vereceğini belirten rektörlere karşı bir linç kampanyası başlatıldığını ve bunun kabul edilemez olduğunu belirtti. "Hayır" kampındaki kesimin vesayet anlayışını ve iedolojisini paylaşmayan rektörlerin yerel veya genel seçimde bir siyasi partiyi veya idelojiyi desteklemek için görüşlerini açıklamadıklarına işaret eden Küçükcan, "Rektörler, hükümet sistemi değişikliği içeren bir Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin görüş ve tercihlerini açıklama haklarını kullanıyorlar.

Rektörler yerel veya genel seçimlerde oylarının rengine ilişkin bir kampanyada yer alsalar ve bir siyasi partiyi destekleyen açıklamalar yapsalardı elbette bu haklı olarak eleşirilebilirdi. Ancak genelde Türkiye'nin geleceğini, üniversiteler özelinde yükseköğretim sistemini etkileyecek bir referanduma ilişkin görüş açıklamak rektörlerin doğal hakkıdır. "Hayır" kampında yer alanların görüş açıklayan rektörler suç işliyor gibi suçlamalarla rektörleri susturmaya çalışmaları kabul edilemez" dedi.

-Yeni ve Yenilikçi Türkiye vesayete karşı duracaktır

Küçükcan yaptığı açıklamada "Eğer rektörler  "Hayır" kampanyası başlatıp sokaklara inseydi, 2007'de Cumhurbaşkanı seçimi öncesinde düzenlenen Cumhuriyet Mitinglerine cüppeleri ile katılıp orduyu göreve çağıran rektörler gibi davransaydı bu yaptıklarına " akademik özgürlük" derdi "Hayır" kampında yer alanlar. Eğer bugün rektörler milli iradeye başvurulan referanduma "Evet" demek yerine, rejimi sanal tehditlerden koruma adına başörtülü kız öğrencileri  üniversitlere almasalardı veya yasakçı bir zihniyetle "ikna odaları" kurmayı tercih etselerdi "Hayır" kampındakilerce alkışlanırlardı. Ne var ki eski Türkiye'ye ait bu pratikler geride kaldı" dedi.

-"İkna odası kuran ve başörtüsü yasağını alkışlayanları Anamuhalefet milletvekili yaptı"

Yeni Türkiye'de artık cüppeleri ile mitinglere katılarak milli iradeye karşı askeri vesayeti davet eden rektörler döneminin kapandığına işaret eden Küçükcan, "Artık üniversitelerde başörtülü öğrencileri inançları gereği olan giyim tarzından vazgeçirmek için "ikna odaları" kuran ve sonra da yasakçı zihniyetin ödüllendirilmesi anlamına gelen Anamuhalefet partisinden milletvekili seçilen rektör yardımcıları ve ona göz yuman rektörler yok. Ancak Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı sırasında başörtüsünün serbest bırakılmasına karşı bildiri yayınlayan ve bu yasağı alkışlayan, sonra da Anamuhalefet partisi sıralarında hala milletvekilliği yapan rektör var. 411 oyla Meclis'ten geçen ve yükseköğretim hakkını sınırlayan düzenlemeleri ortadan kaldıran yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuran bir Anamuhalefet Partisi de hala var. Eski Türkiye'yi yansıtan zihniyet varlığını hala sürdürüyor ancak milli irade, yenilik, değişim ve hürriyetlerin güçlendirilmesi karşısında tutunamıyor. İşte bu nedenle yine değişime, vesayet karşısında milli iradenin kökleşmesine  "Hayır" diyorlar ve "Evet" diyenleri itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Milletimiz bu anlayışa ve zihniyete kuşkusuz Anayasa referandumunda cevabını verecektir" dedi.