CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Yalova’ya geldi. Topçular Feribot İskelesi'nde CHP Grup Başkanvekili ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile çok sayıda partili tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, buradan Raif Dinçkök Kültür Merkezi Konferans Salonuna geçti. Salona alkışlar eşliğinde giren Kılıçdaroğlu, bir süre partilileri selamladı.

    Salonu dolduranların, “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganı ile kürsüye gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçadaroğlu, Van’da yaşanan depremi gemide öğrendiğini ifade ederek, depremde hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet dilerken, Türk milletine ise başsağlığı diledi. 2 CHP milletvekilinin, hemen Van’a gönderildiğinin de altını çizen Kılıçdaroğlu, “Bugün buraya gelirken, arabalı vapurda Van’da 7.2 şiddetinde bir deprem olduğunu öğrendim. Bu bizi çok üzdü. Depremin ne olduğunu en iyi Yalovalılar bilir. 1999 yılında olan o depremin yaraları henüz silinmiş değil. Kış şartlarında ve zor şartlarda hayatını kaybedenler var. Sayın vali ile konuştum. Ölü sayısı henüz tam bilinmiyor. Can kaybı var. Allah'tan rahmet diliyoruz. En büyük arzumuz can kaybının mümkün olduğu kadar az olmasıdır. Can kaybının azlığından mutluluk duyduğumuzu ifade edecek kadar bir noktaya geldik. Ben de yarın sabah arkadaşlarımla birlikte Van’a gideceğim. 2 milletvekilimiz şu anda Van’a doğru hareket ettiler.

    İstanbul’daki belediyelerimizi koordine ettik. Özellikle can ve mal kaybının en çok olduğu ilçe olan Erciş’e yardım için belediyelerimiz harekete geçtiler.” şeklinde konuştu.

    Konuşmasında, Anayasa değişikliğine de değinen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin ve medyanın gündeminde bir anayasa tartışmalarıdır gidiyor. Dün İzmir’deydim iş adamları yine anayasayı sordular. CHP 3 büyük devrime imza atmış partidir. Dünya’da çok az partiye nasip olmuştur, bu kadar büyük devrimlere imza atmış olmak. 1'incisi Cumhuriyet’tir, 2'ncisi çok partili yaşama geçiştir. CHP, 3'üncü büyük devrimini ise sosyal devlet ve sosyal demokrasiyi getirerek yapmıştır. Seçimlerde taahhüt ettik, iktidar olsaydık 4'üncü büyük devrime imza atacaktık. O da özgürlüklerdi. Anayasa değişikliklerinde bizim, özellikle üzerinde durduğumuz temek konu buydu. Bireyin baskıcı devlete karşı korunması ve özgürlüğünü elde etmesi. Özgürlükler konusunda Batı standartlarını yakalamak istiyoruz. Mustafa Kemal’in koyduğu bir hedef vardı. Çağdaş uygarlığın üstüne çıkmak. Çağdaş uygarlık insanın çağdaş olması demektir. Kafanın çağdaş olması demektir. Geleceğe umutla bakan bir toplum yaratmak demektir. Üniversitelerin, medyanın özgür olması demektir.

    Bir ülkede medya özgür değilse o toplum da özgür değildir. Çünkü biz haber alma hakkımızı medya vasıtası ile kullanırız. Eğer medya bana bu hakkımı vermez ve özgür haber alamazsam, o zaman ben özgür değilim demektir. Geçen gün Başbakan medya patronları ve genel yayın yönetmenlerini Ankara’ya çağırdı. Bir Başbakan’ın medyanın genel yayın yönetmenleri ile bir araya gelmesi doğaldır. O görüş alışverişi esnasında medyaya yansımaması gereken haberler de konuşulur. Genel yayın yönetmenleri de o sorumluluk altında bir başbakan izin vermiyorsa onu yazmazlar. Ama haberi öğrenirler. Ama dikkat edin, bu tip toplantılara medya patronları çağrılmaz. Medya patronunu çağırıyorsanız medyaya sansür uyguluyorsunuz demektir. Bak patronun da burada bunları yazarsan başına ne geleceğini bil anlamına gelir. Demokrasi açısından tehlikelidir, risktir ve biz de sağlıklı bir demokrasi olmadığının göstergesidir.” diye konuştu.

    Terörün bitirilmesi için her türlü öneriye destek vereceklerinin de altını çizen CHP Genel Başkanı, şöyle dedi: “Terörden hepimiz şikayetçiyiz. Son 30-35 yıldır çok can kaybı verdik. En son 24 şehidimiz geldi. Bu tablo böyle devam edecek mi etmeyecek. Daha sağ duyulu, daha tutarlı düşünmek zorundayız. Kana kan, intikam anlayışı ile yola çıkılmaz. Yola çıkacağımız sağduyudur, yola çıkacağımız akıldır. Aklı her zaman her şeyin üstünde tutacağız. Ama bir konunun altını özenle çizmek isterim. Terör bir insanlık suçudur. Dünyanın bütün demokrasilerinde , insanın olduğu her yerde bir terör suçlusu varsa o lanetlenir. Bizde terörü lanetliyoruz. Şu söylem kesinlikle yanlıştır. Silahları bırakalım. Devletin Silahlı Kuvvetleri silah bırakır mı. Adı üstünde silahlı kuvvetler. Biz rahat evimizde oturuyorsak silahlı kuvvetler sayesinde oturuyoruz. Peki biz terörü nasıl önleyeceğiz. 30-35 yıldır terör niye önlenmiyor. Önlenmemesinin temel nedeni. Siyaset kurumu çözüm üretmiyor. Çözümü üretecek olan siyaset kurumudur. Çünkü ülkeyi yöneten siyasetçilerdir. Yöneten kişi çözüm üretecek. Ama böyle kapsamlı ve büyük bir olayda çözüm üretirken toplumsal destek artacak. Terör sadece AKP’nin sorunu değil. Bu sorun hepimizin ortak sorunu. O halde hepimiz sorumluluk üstleneceğiz. Ortak bir tavır sergilersek biz bu sorunu çözeriz. Ben CHP genel başkanı olarak 135 milletvekili ile birlikte üretilecek her türlü çözüme ulusal bütünlüğü korumak kaydıyla her türlü desteği veririz. Yeter ki terör önlensin. 9 yıldır iktidardalar ve bir çözüm önerisi duymadım. İşte Türkiye’nin temel açmazı burasıdır.”

    Kılıçdaroğlu, ardından Yalova’ya bağlı Sugören ve Bursa’nın Orhangazi ilçesine bağlı Ortaköy’ü ziyaret ederek, çiftçilerle sohbet ettikten sonra İstanbul’a gitti.