ATO Congressium'da düzenlenen, CHP seçim bildirgesinin açıklandığı ve milletvekili adaylarının tanıtımının yapıldığı toplantı Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, 2'nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, eski Başbakanlardan Bülent Ecevit, şehit düşen parti üyeleri, iş kazalarında ölenlerin anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.

Burada konuşan Kılıçdaroğlu, hiçbir ayrım yapmadan herkesi yürekten selamladığını belirterek, "Gelin hep beraber yeni bir başlangıç yapalım, yaşanacak bir Türkiye'yi yeniden inşa edelim" ifadesini kullandı.

AK Parti'nin 13 yıl önce iktidara geldiğinde, "yolsuzlukla, yasaklarla, yoksullukla mücadele edeceğiz" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bugün Türkiye'de 6 milyon 200 bin işsizin, 17 milyon yoksulun, maaşı bin liranın altında olan 8 milyon emeklinin, prim borcu olduğu için hastaneye kabul edilmeyen, ölüme terk edilen esnafın, sosyal güvenlikten yoksun yüzbinlerce işçinin, açlık sınırına dayanmış 1 milyondan fazla insanın, kızgın, öfkeli, kırgın gençlerin, kölelikten hallice, kalıplara sokulmak istenen kadınların, yozlaştırılmış ahlak, namus, şeref kavramlarının, korkmuş, sinmiş bir medyanın, kimliğini yitirmiş iş dünyasının, esir alınmış bir hukuk sisteminin olduğunu iddia etti. 

Bu tabloyu Türkiye'nin vicdanına havale ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, "13 yılın sonunda ne oldu? Milletin polisle, hukukla, basınla, sporla, sanatla, kültürle, dinle, imanla, devletle arasını açtılar. En önemlisi milletin milletle arasını açtılar. Bu tablo, düşündürücü bir tablo. Bu tablo üzerinde bir değil, iki değil, en az üç kez oturup düşüneceğiz ve vicdanımıza soracağız; bu tabloyu Türkiye hak ediyor mu?" ifadesini kullandı. 

Kılıçdaroğlu, "Komşularla sıfır sorun" denildiğini ancak Türkiye'nin bir tane komşusu bile kalmadığını ileri sürdü. 

-"Türkiye orta gelir tuzağında"

Türkiye'nin son 6 yıldır 10 bin dolar barajını aşamadığını ve orta gelir tuzağına gelip yakalandığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Türkiye büyümesini, kalkınmasını, gelir bölüşümünü, adaleti sağlayamıyor. Orta gelir tuzağından Türkiye'yi kurtarmak zorundayız. Biz bu tabloyu mu istiyoruz? Asla. Neyi istiyoruz? Huzur içinde, barış içinde yaşamak istiyoruz istiyoruz. Onurlu yaşamak istiyoruz. Yaşanacak bir Türkiye istiyoruz, çoluk çocuğumuzla, komşularımızla, mahallemizle, kentimizle, Türkiyemizle barış içinde yaşamak istiyoruz" dedi.

Kılıçdaroğlu, tablonun karamsar olmasına rağmen, asla umutsuz olmadıklarını belirterek, bu tabloyu yıkıp geçeceklerini, yaşanacak bir Türkiye'yi el birliğiyle kuracaklarını söyledi.

Bugün, bir seçim beyannamesinin ötesinde, bir "vizyon belgesi"ni milletin önüne koyacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, yaşanacak bir Türkiye'yi kurmak için dört ayaklı bir strateji izleyeceklerini kaydetti.

Stratejinin birinci ayağında katılımcı demokrasi, hukukun üstünlüğü, devletin saydamlığı ve hesap verilebilirliğin olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Türkiye ekonomik büyüklüğü itibariyle dünyanın 19'uncu ülkesi. İki yıl önce 17'nci ülkeydik, iki basamak geriledik. Ama insani gelişmişlik endeksine baktığımızda 190 ülke arasında 69'uncu sıradayız. Bizim hedefimiz, yaşanacak bir Türkiye'yi kurmanın hedefi, Türkiye'yi insani gelişmişlik endeksinde ilk 20'ye taşımaktır. Bunu yapabilir miyiz? Yapabiliriz" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, insani gelişmişlik endeksinde, ilk 20'de yer alan ülkelerin tamamında, kişi başına gelirin en az 45 bin dolar olduğunu kaydederek, bir ülkede demokrasi, özgürlükler, can ve mal güvencesi yoksa orada büyümeden ve kalkınmadan bahsedilemeyeceğini belirtti. 

-Demokrasi ve hukukun üstünlüğü

"Gömleğin ilk düğmesini doğru iliklemek zorundayız" diyen Kılıçdaroğlu, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün can ve mal güvenliğinin güvencesi olduğunu, makul şüphe ile mal varlığına el konulması ve hapse atılması durumunda ise demokrasiden bahsedilemeyeceğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, siyasi ahlak yasasını çıkararak siyaseti kirlilikten arındıracaklarına işaret ederek, "Bu ülkeye sözüm söz, bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz. Ahlaki değerleri yüksek olan bir demokrasiyi, yeni bir siyaset kültürü getireceğiz. Siyaset asla zenginleşme aracı olmayacak. Siyaset, halka hizmet etme aracıdır" dedi. 

12 Eylül askeri darbesinin mirası ve demokraside derin yaralar açan yasaları tümden kaldıracaklarını iddia eden Kılıçdaroğlu, yüzde 10 seçim barajını kaldırarak, milletin iradesini TBMM'ye aynen yansıtacaklarını kaydetti.

Kılıçdaroğlu, anayasada "Egemenlik; kayıtsız, şartsız milletindir" denildiğini anımsatarak, "Peki yüzde 10 seçim barajı ne? Egemenliğin üzerine vesayet düşürüyorlar. Sözüm söz CHP iktidarında kalkacak bu" dedi.

-"Kuvvetler ayrılığı ilkesi eksiksiz yerine getirilecek"

Milletvekillerini, milletin kendisinin seçeceğini ve lider sultasına son vereceklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, yurt dışında yaşayan yaklaşık 5 milyon yurttaşın da kendi milletvekillerini seçmelerini sağlayacaklarını aktardı.

Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanlığına bağlı adli kolluğu getireceklerini, soruşturmalarda siyasetin gölgesini kaldıracaklarını, hakça sorgulama olacağını, gizli tanık uygulamasına son verecekleri vaadinde bulunarak, "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu, hakimler kurulu, savcılar kurulu olarak ikiye ayıracağız, ayrı bütçeleri olacak. Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın kurulu etkilemesini kaldıracağız. Avukatları ve savcıları, iddia makamı ile savunmayı aynı düzlemde karşılıklı oturtacağız, eşitleyeceğiz" ifadesini kullandı.

Medyası özgür olmayan bir ülkede, toplumun da halkın da özgür olamayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, medyayı özgür kılacaklarını, bütün baskıları kaldıracaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Sözümüz söz; Hiç kimsenin inancına, kimliğine, yaşam tarzına, siyasal düşüncesine asla müdahale etmeyeceğiz, ettirmeyeceğiz" dedi.

Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında kuvvetler ayrılığı ilkesini eksiksiz yürürlüğe koyacaklarını belirterek, iktidarın, yasama ve yargıyı baskı aracı olarak göremeyeceğini kaydetti.

-"Birinci sınıf demokrasi sözü"

Denge unsurlarını demokrasinin gerektirdiği ölçüde yerli yerine oturtacaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"200 yıllık parlamenter deneyimimizi güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz. 'Parlamenter sistem çalışmıyor' deniliyor. Parlamenter sistemin aksaklıkları olabilir, aksaklığı yaratan sistemin kendisi değil, sistemi engellemeye çalışanlardır. 200 yıllık deneyimimiz var. '200 yıllık deneyimi atın çöp sepetine, size başka bir şey verelim' diyorlar.  Halkın iradesine, özgürce düşünmesine, medyanın özgürlüğüne, kuvvetler ayrılığına, yasama organının iktidarın arka bahçesine dönüşmemesine siz katkı verirseniz, bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getirmeye namus sözü veriyorum."

Türkiye'nin yaşadığı en temel sorunlardan birisinin de Kürt sorunu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu konuda en yürekli, namuslu partinin CHP olduğunu söyledi. 

Kılıçdaroğlu, Kürt sorununu CHP dışında hiç kimsenin çözemeyeceğini savunarak, "Sorunu çözmek için dört koşulu milletin önüne koyduk. Sorunu çözmek mi istiyorsun? Bir; samimi ve dürüst olacaksın, iki; gizli kişisel bir ajandan olmayacak, üç; millete hesabını veremeyeceğin angajmanlara girmeyeceksin, dört; TBMM'ye ve millete bilgi vereceksin dedik. Hiçbirisine uymadılar. Bu sorunun çözüm adresi TBMM'dir dedik, hiçbirini dinlemediler. Ama bu sorun, çözülmek zorunda olan bir sorundur" diye konuştu.

-"Kanın akmadığı bir Türkiye" vaadi

Kanın akmadığı, herkesin barış türküleri söylediği bir Türkiye'yi inşa edeceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun için üretken yatırımlara, verimlilik artışına ve nitelikli istihdama ihtiyacın olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin uluslararası arenada ciddi bir yarışmacı olacaksa üretmesi gerektiğini dile getiren Kılıçaroğlu, "Önce üreteceğiz, sonra hakça bölüşeceğiz" diye konuştu.