Başbakan Erdoğan, Balyoz sanıklarının tahliye edilmesini değerlendirerek, “2010 referandumunda ‘evet’ oyları yüzde 58 ile sandıklardan çıkmasaydı bugün bunlar çıkabilecek miydi? 2010 referandumuna ‘hayır’ diyenler şu anda ‘evet’ oylarının neticesini aldılar. Şu anda onlardan teşekkür beklemiyoruz ama bu ülkede hukuk mücadelesini kimlerin verdiğini bilsinler o yeter” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen İl Danışma Meclisi’ne katıldı.

Toplantıda konuşan Başbakan Erodoğan, Türkiye’de demokrasi konusunda zihniyet inkılabı yaptıklarını söyledi.

AK Parti’nin demokrasi konusunda yaptıklarının bugün tam manasıyla anlaşılamayabileceğini söyleyen Erdoğan, “Özellikle gençlerimiz bugünü 12 yıl öncesi ile kıyas edemedikleri için Türkiye’nin nereden nereye geldiğini tam manasıyla göremeyebilir ama üzerinden vakit geçtikçe son 12 yılın cumhuriyet tarihimiz içinde nasıl parlak bir dönem olduğu anlaşılacaktır. Biz 12 yıl boyunca kendi iktidarımızı güçlendirmek için değil ülkemiz için, bayrağımız için, vatanımız için ve aziz milletimiz için çalıştık. Yaptığımız her reformu demokrasi ve hukuku perçinlemek için yaptık” diye konuştu.

AK Parti’nin demokrasi konusunda yaptığı reformlara örnek olarak 2010 referandumunu gösteren Başbakan Erdoğan, “Şu anda 230’u aşkın insan Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru ile dışarı çıktı. CHP, MHP hepsi şu an havalara girmişler. 2010 referandumunda ‘evet’ oyları yüzde 58 ile sandıklardan çıkmasaydı bugün bunlar çıkabilecek miydi? 2010 referandumuna ‘hayır’ diyenler şu anda evet oylarının neticesini aldılar. Biz işte bu ülkenin huzuru için çalışan partiyiz. Onar huzursuzluk için çalışanlar. ‘Hayır’ dediler. Her türlü şeyi yaptılar. Biz bireysel başvuru hakkını getirdik. AİHM’ye gitseydiler oradan böyle bir netice alabilirler miydi? AİHM lehlerinde bile karar verse biz Türkiye olarak belli bir bedel öderiz kalmaya devam ederlerdi. Yani içerden çıkamazdı. Şimdi hepsi çıktı mı çıktı. Şu anda onlardan teşekkür beklemiyoruz ama bu ülkede hukuk mücadelesini kimlerin verdiğini bilsinler o yeter” şeklinde konuştu.

Türkiye’den son bir yılda yaşanan olayları ibretlik olarak nitelendiren Başbakan Erdoğan, “Son bir yılda zor imtihanlardan geçtik. İnsanoğlunun tabiatında vardır. Başına gelen kötü şeyleri anında unutmak ister. Son bir yıldaki en ağır saldırıları başarı ile atlattık ama yaşananları unutursak inanın çok büyük bir hataya düşmüş oluruz. Son bir yılda yaşananları teşkilatımızdaki her bir kardeşimin hatta 77 milyon aziz milletimin tüm yönleriyle tekrar tekrar değerlendirmesi gerekir” dedi.

Konuşmasında yargıya yönelik eleştirilerde de bulunan Erdoğan, “Fransa’da, Avusturya’da sordum. ‘Sizde polise molotofla saldırılır mı’ dedim. ‘Hayır’ dediler. Bırakın polise taş atmayı sivil vatandaşa molotof atılıyor. Bakıyorsunuz yargının bir kapısından giriyor diğerinden çıkıyor. Bizim polisimiz orantısız güç kullandı diye dünyaya takdim ediliyor. Dünyada bunu yaşıyoruz. Hepsinin çekimleri var elimizde. Gün ola harman ola. Onları da teşhir edeceğiz. Hangi ülkede nasıl bunu yapıyorlar görüntüler elimizde. Kendine iktidar arayanlar şunu bilsin bu ülkede ne molotofla, ne taşla, ne sopayla iktidar arama gayretinde olanlar iktidarı bulamayacaksınız. Bu ülkede iktidarın yolu sandıktan geçer. Bazı okur yazar olduğunu iddia edenler yorum yapıyorlar. Demokraside herşey sandık değildir. Kusura bakma demokraside herşey sandıktır. Eğer siz sandığı kabul etmiyorsanız sizin demokrasiniz Sisi’nin demokrasisi olur. Öyle bir arayış içindeyseniz onu bilemem” ifadelerini kullandı.

Gezi olayları ile Türkiye’de Mısır ve Ukrayna benzeri bir manzaranın oluşturulmaya çalışıldığını savunan Başbakan Erdoğan, “CHP ve MHP’nin de bütün umudu buydu. Bunun altında kalan bir iktidar olsun. Malum medya işte böyle bir manzaranın oluşması için, sokakların şiddete teslim olması için elinden geleni yaptı. Belli işveren çevreleri kaosu derinleştirmek için ne gerekiyorsa onu yaptı. Ardından 17 ve 25 Aralık’ta bu kez başka bir senaryo devreye alındı. Bu kez amaçları kesin darbeyi vurmaktı. AK Parti iktidarından kurtulduktan sonra bizleri yargılamak, bunun için düzmece mahkemeler de planlandı. Düzmece fezlekeler hazırlandı. Türkiye’nin tüm kazanımlarını yok edeceklerdi. Eski Türkiye’yi yeniden dirilteceklerdi. Çok ağır bir tehdit atlattık. Şimdi yeni Türkiye’nin adımları güçlenerek yoluna devam ediyor” açıklamalarında bulundu.

Şahsına, ailesine ve çalışma arkadaşlarına yönelik saldırılara şahit olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu saldırıları en ağır şekilde yaşadım. Bu ülkenin bağımsızlığına yönelik alçakça, haince saldırıyı bütün boyutları ile tecrübe etmek zorunda kaldım. Çok sabrettim. Yaklaşık 8 yıl sabrettik. Ama ne yazık ki bu sabır karşı tarafta anlaşılamadı. Karşı taraf bu sabrı Allah’ın bir lütfudur ki anlayamadığı gibi orada hesap terse düştü. Bunlar 17 Aralık’ta değil de bunu daha sonra yapma yoluna gitseydiler belki olay daha farklı olabilirdi. Ama her zaman söylüyoruz hesapların üzerinde bir hesap, kaderin üzerinde bir kader vardır. 17 Aralık sonrasında ahlak dışı, aşağılık ithamları yapıldı ki çoğunu kamuoyu yeterince tartışamadı. Biz hepsini tespit ettik ve yargıya gereken şikayetlerde bulunduk. Biz yine sabırlıyız. Belli şeylerin oluşması gerekiyor. Bunlardan sonra belli adımlar kararlı şekilde atılacak. Unutulması ve affedilmesi mümkün olmayan gerçekten aşağılık saldırılar yapıldı.”