Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Atatürk Havalimanı Devlet Konukevinden TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ile bazı ilgililer uğurladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da Fildişi Sahili'ne hareket etti.

Cumhurbaşkani Recep Tayyip Erdoğan, Fildişi Sahili'ne yapacağı resmi ziyaret öncesi Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

"Bana göre medyanın sınırsız özgürlüğü olamaz. Dünyanın hiçbir yerinde de medyaya sınırsız özgürlük yoktur. Bu haberlerde, bu ülkenin Başbakanına, Cumhurbaşkanına bugünkü göreviyle, her türlü saldırı vardır. Yani basın mensubu, yazılı-görsel kalkacak, Cumhurbaşkanına, Başbakana istediği gibi saldıracak, istediği gibi onunla ilgili iftira oyunlarının içerisine girecek ve biz buna seyirci kalacağız. Böyle bir şey söz konusu olamaz."

BU BİR CASUSLUKTUR

"Bizim 13-14 yıllık iktidarlarımız, medyanın fikir ve düşünce özgürlüğü noktasında en ideal noktaya ulaştıkları dönemlerdir. Bizim dönemlerimiz, basın mensuplarının sürekli cezaevlerine doldurulduğu bir dönem değildir. Eğer yazılı ve görsel medya bu konuda samimi ise açsınlar bütün o künyelere baksınlar. Yüzlerce basın mensubunun cezaevlerine tıkıldığı dönemler bizden önceki dönemlerdir. Ve bizden önceki dönemlerde cezaevlerindeki bu yüzlerce insan acaba oralarda hangi suçlardan dolayı yatıyorlardı. Ve bizim iktidarımızda bunlar cezaevlerinden çıkmışlardır. Biz önlerini açtık. Biz yaptığımız yasal düzenlemelerle önlerini açtık."

"Tayyip Erdoğan olarak şahsım, ifade ve düşünce özgürlüğünün sonuna kadar yanındayım. Ama ifade ve düşünce özgürlüğü maskesi altında, evet, bu ülkenin adına veya bu ülkeye saldırı hakkının da kimseye tanınmasına taraftar değilim. Çünkü bu bir casusluktur."

"İstihbarat örgütleri herhangi bir savcının rahatlıkla müdahale edeceği örgüt değildir. İstihbarat örgütlerinin sınırsız yetkileri vardır. Bu yetki olmaz o devlet ayakta olamaz. Bayırbucak Türkmenler'ine MİT yardım götürüyor, sen kalkacaksın müdahale edeceksin. Oradaki şoförünü, subayını yere yatıracaksın. Sanki düşman ordusunun mensuplarını, ya da teröristleri yakalamış gibi yere yatıracaksın, silahları dayayacaksın. Bu ülkede yargı makamında olanlar o sürecin resmedilmesine yardım yataklık edenleri tahliye ediyor. Kusura bakmayın ben bu kadar rahat onların yanında olamıyorum"

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, Suriye'ye silah götürdüğü belirtilen MİT tırlarıyla ilgili haberin ardından Erdoğan'ın kişisel şikayetiyle tutuklanmıştı.

Dündar ve Gül, Anayasa Mahkemesi'nin "hak ihlali" olduğuna ilişkin kararıyla 92 gün sonra serbest kalmıştı.