Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Erdem, irade ve cesaretle Türkiye'yi şahlandırdık." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu'nda AK Parti İstanbul Olağan 6. İl Kongresi'nde partisinin "24 Haziran Seçimleri Manifestosu"nu açıkladı.

"Bu toprakları bize vatan yapan aziz milletim" diyerek sözlerine başlayan Erdoğan, "1071 Malazgirt Zaferi’nden beri bu topraklar bize yurt oldu, vatan oldu. Bizi, biz yaptı." ifadelerini kullandı.

Devletin Söğüt'te, yörük çadırlarında kurulduğunu hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dedem Osman Gazi'nin rüyası hakikat oldu. Göğsündeki çınar, devleti ebed müddet oldu. Devletimiz adalet sevdası ile büyüdü, Bursa ve Edirne'de zamana kök saldı. İstanbul'da yeni bir çağın kapısını açan müjdelenmiş ordu, bizim ordumuzdu. Sultan Fatih bizim ceddimizdi. Süleymaniye'nin kubbelerinde bizim tekbirlerimiz yankılandı. Sina Çölü'nde Resul-ü Ekrem'in ardına düşen, Haremeyn'e hizmetkar olan Yavuz bizdik. Kudüs'ü alan Selahattin Eyyübi bizdik. 'Kanla alınan toprak, parayla satılmaz' diyen Abdülhamit bizdik. Çanakkale'de yedi düvele meydan okuyan, canını veren ama düşmana geçit vermeyen bizdik. Sırtladığı top mermisiyle kahramanlık destanı yazan Seyit Onbaşı bizdik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk 'Size ölmeyi emrediyorum' dediğinde bir ok gibi siperlerinden fırlayan aslanlar bizdik. Kut'ül Amare'de ümmetin zafere inanmış iradesi bizdik. Milli Mücadele'de varıyla yoğuyla cepheye koşan, destan yazan bizdik. Maraş'ta Sütçü İmam, İzmir'de Hasan Tahsin, Erzurum'da Nene Hatun, Antep'te Şahin Bey bizdik. Bu yurdun namusunu işgalcilere çiğnetmeyen bizdik. Toprağı sıksan şühedamızın fışkırdığı, destanımızın yazıldığı, türkümüzün okunduğu Türkiyemizi aziz bildik. 1920'de Meclisimizi açarken dua dua yakaran bizim ellerimiz, bizim kalbimizdi. 1923'te Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde devletimizin yönetim şeklini Cumhuriyet olarak ilan eden bizim irademizdi."

- "Yılmadık, yıkılmadık"

Cumhuriyet dönemindeki darbelere değinen Erdoğan, şöyle devam etti:

"27 Mayıs darbesi bize yapıldı, darağacına çekilen de bizim irademizdi. 12 Mart muhtırası bize verildi. 12 Eylül darbesi bizi hedef aldı. 28 Şubat'ta milletin inancını boğmaya kalkıştılar. Her darbede hapse düşen, zulüm gören, acı çeken biz olduk. Varlığımıza, birliğimize, dirliğimize, refahımıza, huzurumuza kastettiler. Yılmadık, yıkılmadık. Mücadeleden bir adım geri durmadık. Erdem, irade ve cesaretle Türkiye'yi şahlandırdık. Hep birlikte büyüdük, hep birlikte özgürleştik. Biz durmadık, onlar da durmadı. Bir gece 27 Nisan 2007'de bu kez bir e-muhtırayla karşımıza çıktılar, milli iradeye, sivil siyasete gölge düşürülmesine fırsat vermedik. Biz ülkemizi güçlendirdikçe, milletin emanetine sahip çıktıkça onlar daha da öfkelendi. Geri çekilmedik, kimsenin önünde eğilmedik, diklenmeden dik durduk."

Millet iradesine pranga vurmak isteyenlerle mücadele ederken, onların küresel efendilerine de "eyvallah" etmediklerini kaydeden Erdoğan, "Küresel düzenin haksızlıklarına karşı 'Dünya beşten büyüktür' diye haykırdık. Gazze'deki, Arakan'daki, Suriye'deki, Afganistan'daki, Somali'deki, Bosna'daki katliamlara karşı hem gür bir ses verdik hem taşın altına elimizi koyduk. Katliamları sadece gündeme getirmekle kalmadık, hesabının sorulmasını sağlayacak mekanizmaları da harekete geçirdik." ifadelerini kullandı.

Başkalarının ilgisizliğine aldırmadan kendi imkanlarıyla vicdanın sesi, mazlum coğrafyaların umudu olduklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin bugün dünyanın en çok insani yardım yapan ülkesi olduğunu dile getirdi.

Zulme karşı merhametten, sömürüye karşı ortak çıkardan, kibre karşı kardeşlikten yana olduklarının altını çizen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Milli davamız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti konusunda her zaman yüksek hassasiyetimizi koruduk. Mazlum Filistin halkının davasını her platformda savunduk. Davos'ta işgalcilere karşı, 'One Minute' dedik. One Minute, önemli bir istasyondu. Suriye ve Irak'tan ülkemize gelen milyonlarca muhacire, hiç tereddüt etmeden kapılarımızı açtık, evimizi, ekmeğimizi paylaştık. Tehditlere, gizli-açık ön kesme çabalarına rağmen, milletimiz ve tüm kardeşlerimiz için doğru bildiğimiz yoldan şaşmadan mücadelemize devam ettik. Türkiye ekonomisini büyüttükçe, IMF'den borç alan değil, borç veren haline geldikçe, köprüler, tüneller, barajlar, havalimanları, yollar, hızlı tren hatları, eğitim, sağlık, enerji yatırımlarıyla ülkemiz sınıf atladıkça, bize olan öfke ve tahammülsüzlük daha da kabardı."

Ekonominin her alanında en yüksek rakamları yakaladıkları 2013'te, "şer cephesinin" yeniden harekete geçtiğini hatırlatan Erdoğan, "Gençler, şimdi benden duyuyorsunuz, bilmeyenlere söyleyin; göreve geldiğimizde IMF'e borcumuz 23,5 milyar dolardı. Merkez Bankası, döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. 2013'te IMF'e olan bu borcu sıfırladık. Şu anda IMF'e borcumuz yok, bitti ve Merkez Bankamızın döviz rezervi şu anda 114 milyar dolar. Buraya çıktık. 

Gezi kalkışmasıyla istikrarımıza kastettiler, şehirlerimizi talan ettiler, demokrasimizi hedef aldılar. 17-25 Aralık'ta devletimize sızmış ihanet çetesi aracılığıyla siyasetimizi, irademizi teslim almaya kalktılar. Ne yaptılarsa teslim olmadık, milletin emanetini çiğnetmedik, her zaman Hakk'ın gücüne inandık, milletimizin engin ferasetine güvendik. Milletimizin teveccühüyle Cumhurbaşkanı seçilerek hainlerin planlarını başlarına çaldık. Cumhurbaşkanı seçilişimizin hemen ardından, emperyalistlerin beslemesi olan bölücü terör örgütlerinin düğmesine basıldı. 6-8 Ekim olaylarında 50 canımızı şehit verdik. Ömürlerinin baharında kalleşçe şehit edilen Yasinler bizdik. Yetmedi, PKK'yla, DEAŞ'la, FETÖ'yle topyekun saldırıya geçtiler, insanımızı katlettiler, kardeşliğimize kastettiler. Hamdolsun yine muvaffak olamadılar." değerlendirmesinde bulundu.

- "Biz, 15 asırdır Okçular Tepesi'ni bekleyenleriz"

Konuşmasında Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine değinen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Takvimlerin 15 Temmuz'u gösterdiği gece, bu sefer tanklarla, toplarla, helikopterlerle, savaş uçaklarıyla üzerimize geldiler. Devletimizin silahlarıyla milletimizin canına kast ettiler. Türk milleti, tek vücut olup kendilerine karşı geldiğinde de 251 kardeşimizi şehit ettiler, 2 bin 193 kardeşimizi yaraladılar. Bu ülkenin gördüğü en büyük ihaneti, yakın tarihin kaydettiği en cesur, en kahraman direnişle, milletimizle birlikte başarısızlığa uğrattık. Biz, 15 Temmuz gecesi çıplak elleriyle tankları durduranlarız, Sizleri kutluyorum, sizleri tebrik ediyorum. Siz o gece ölümü öldürdünüz. Biz, 15 asırdır Okçular Tepesi'ni bekleyenleriz. Biz, gölgesini üzerimizde hiç eksik etmeyecek o al sancağın bekçileriyiz. Biz, bu toprakları kanlarıyla yoğurarak vatan kılanlarız, şehitler tepesini boş bırakmadık, boş bırakmayacağız. Biz, Çanakkale ruhunu yeniden canlandırıp vatanı işgalden kurtaranlarız.

Ülkemizi içeriden çökertemeyince sınırlarımızı terör koridoru ile kuşatmaya kalktılar. Sınırlarımız boyunca bir terör koridoru oluşturmak isteyenlerin beslediği kiralık katillerin başını inlerinde ezdik. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla terör koridorunu paramparça ettik. Sadece ülkemizin güvenliği değil, komşularımızın, dostlarımızın, gönül coğrafyamızın huzuru, selameti bizim meselemizdir. Ülkemizi hedef alan tüm planları nasıl büyük bir kararlılıkla bozduysak, bundan sonra da aynı kararlılıkla bozacağız. İşte Cudi'de biz vardık, Gabar'da biz vardık, Tendürek'te biz vardık, Bestler Dereler'de biz vardık. Gerektiğinde Kandil'de biz vardık, inlerine girdik ve bu teröristleri etkisiz hale getirdik. Şimdi ben sizden bir şey rica ediyorum; bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız ve bu kirli oyunları beraber bozacağız. İşte bu, aziz milletimizin ortak hikayesidir."

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran seçimlerinin Türkiye için bir milat olacağını belirterek, "Seçimlerin ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle şahlanış ve yeniden yükseliş idealimiz, tüm unsurlarıyla hayata geçecek. Milletin tercihi ile kabul edilen yeni yönetim sistemimiz, yasamayı daha itibarlı, yürütmeyi daha güçlü ve yargıyı daha bağımsız hale getirecek. Tam kuvvetler ayrılığı ile Meclis yasa yapmaya ve hükümeti denetlemeye, hükümet etkili icraata, yargı da bağımsız ve tarafsız bir biçimde adaletin tecellisine odaklanacak. Milli irade siyasetin merkezine tam yerleşeceği için, demokrasi tüm kurum ve kurallarıyla eksiksiz işleyecek." dedi. 

Erdoğan, partisinin 24 Haziran Seçim Manifestosu'nu açıkladığı AK Parti İstanbul 6. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Allah'ın inayetiyle, birlik ve beraberliği koruyarak bütün zorlukları aştıklarını, 16 yıl boyunca hep birlikte Türkiye'yi büyüttüklerini söyledi.

"Birlikte tarih yazdık. Yapılacak çok iş, atılacak çok adım var. Şimdi yeni bir yolun başlangıcındayız. Mamur kılınacak şehirlerimiz, işlenecek bereketli topraklarımız, yetiştirilecek yavrularımız var." diyen Erdoğan, yapılacak yeni yolların, açılacak hastanelerin, kurulacak fabrikaların, daha güçlü hale getirilecek eğitim-öğretim kurumlarının, kol kanat gerilecek mazlum vatandaşların olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarlasında hasadını kaldırıp bereketini görmek için gün sayan çiftçilere verilecek daha çok müjdelerin olduğunu dile getirerek, "Her türlü ayrımcılıkla mücadele ederek önlerini açtığımız, çalışma hayatında görev bekleyen kadınlarımız var. Eşit bireyler olarak hayatın her alanında engelleri kaldırdığımız, yeni imkan ve fırsatlarla buluşturacağımız engellilerimiz var. Ülkemizin üretim yükünü üstlenen sanayicimize, girişimcimize, iş dünyamıza, ihracatçımıza verecek daha çok desteğimiz var. Günün ilk ışıklarıyla evinden çıkıp, alın teriyle rızkını kazanan işçi kardeşlerimizin hayatını kolaylaştırmak için atılacak daha çok adımımız var. Geleceğe umutla bakan, büyük Türkiye'yi birlikte inşa edeceğimiz gençlerimiz, onların kuracakları yuvalar, dünyaya getirecekleri nesiller var." diye konuştu. 

Birlikte yürüyecek daha çok yol olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aşkımız, sevdamız, yarimiz, yarınımız, vatanımız var. Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Roman'ıyla, Boşnak'ıyla, Sünnisi, Alevisiyle, işçisi, memuru, esnafıyla, kadını, erkeğiyle hiçbir insanımızı dışarıda bırakmadan bir ve beraber olarak kucaklayacağımız aydınlık bir geleceğimiz var. Parıldayan gözlerinizde, ak alnınızda, iman dolu kalbinizde, bükülmez bileğinizde, çelikten sinenizde, dualı dillerinizde bir şahlanış görüyorum; erdem, irade ve cesaretle Türkiye'nin şahlanışını görüyorum. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, kuruluşunu ve dirilişini tamamlamış bir milletin yeniden yükselişini görüyorum. Tıpkı Kasım 2002'de, Temmuz 2007'de, Haziran 2011'de, Ağustos 2014'te, Kasım 2015'te, 16 Nisan 2017'de olduğu gibi, 24 Haziran'da da biz bu şahlanışa talibiz. Tecrübelerimiz, milletimizin umutlarının hizmetkarıdır. Bizim yeniden yükselişimiz, bölgemizin de dünya mazlumlarının da salih-i selamete çıkışı olacak. İçinde bulunduğumuz dünyada Türkiye, bölgesinin en önemli gücü haline geliyor. Yeni dönemde Türkiye, küresel bir güç, öncü bir ülke olacak. İnşallah önümüzdeki dönemde, erdem, irade ve cesaretle Türkiye şahlanacak." 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin bugüne kadar kazandığı 12 seçimin her birinin, hayati derecede önemli olduğunu belirterek, "Ama 24 Haziran seçimleri Türkiye için bir milat olacak. Seçimlerin ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle şahlanış ve yeniden yükseliş idealimiz, tüm unsurlarıyla hayata geçecek. Milletin tercihi ile kabul edilen yeni yönetim sistemimiz, yasamayı daha itibarlı, yürütmeyi daha güçlü ve yargıyı daha bağımsız hale getirecek. Tam kuvvetler ayrılığı ile Meclis yasa yapmaya ve hükümeti denetlemeye, hükümet etkili icraata, yargı da bağımsız ve tarafsız bir biçimde adaletin tecellisine odaklanacak. Milli irade siyasetin merkezine tam yerleşeceği için, demokrasi tüm kurum ve kurallarıyla eksiksiz işleyecek." ifadeleri kullandı.  

- "Milletimle ahitleşiyorum" 

Demokrasinin daha fazla derinleşmesi ve kurumsallaşmasının ise özgürlüklerin garantisi olacağına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Yeni sistemde, yönetimde söz sahibi olmanın yegane yolu, seçimlerle milletin iradesinden geçecek. Vesayet düzeni de bürokratik oligarşi de tamamen son bulacak. Demokratik siyasetin kurumsallaştığı bu yeni sistemde, istikrar kalıcı hale gelecek. Hızlı karar, gecikmeyen icraat ve etkili yönetimle, ekonomik büyüme ivme kazanacak. Refah ve kalkınma hız kazanacak. Türkiye 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine daha emin adımlarla yürüyecek. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle, milli gelir artacağı ve tabana daha fazla yayılacağı için, gelir grupları arasındaki makas hızla kapanacak. Ekonomik kalkınma yolunda taş üstüne taş koyan herkes başımızın tacı olmaya devam edecek. İşvereninden işçisine, yöneticisinden memuruna, yatırımcısından esnafına ülke ekonomisine katkıda bulunan kim varsa, bizi her zaman yanında bulacak. Herkesin mal güvenliği ve ticaret yapma özgürlüğü, daha güçlü bir şekilde hukuk devletinin güvencesi altında olacak. Dünyadaki korumacı ekonomi dalgasına rağmen Türkiye'nin rekabetçi ve dışa açık yapısı sürecek. Biz bugüne kadar hangi sözü verdiysek yerine getirdik, ahde vefa gösterdik, bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz. 

İşte buradan, şimdi buradan milletimle ahitleşiyorum: Ahdim olsun ki; yeni dönemde Türkiye muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkacak. Türkiye küresel bir güç olarak dünya sahnesindeki yerini alacak. İhracattaki yükselişimiz hızlanarak devam edecek. Enerjide dışa bağımlılığımız büyük oranda azalacak. Yüksek teknolojili ürünlerde yerlilik oranı artacak. Yerli otomobil ve savunma sanayi alanındaki projelerimiz süratle hayata geçecek. Şehirlerimiz kültür sanat üreten kimlikli şehirler haline gelecek. Bölge ve sektör bazlı teşviklerle istihdam artışı sağlayacak yeni fabrikaların önü açılacak. Ahdim olsun ki; faizler, enflasyon ve cari açık düşecek. Türk ekonomisi dış şoklara ve finansal saldırılara daha dirençli hale gelecek. Türkiye'nin yatırım cazibesi daha da yükselecek. Kanalistanbul ve 1915 Çanakkale Köprüsü gibi büyük projeler mutlaka hayata geçecek. İstanbul'daki yeni havalimanımız bu yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'mızda hizmete girecek. Tarım ve hayvancılık teşvikleri daha etkin hale getirilerek, ülkemiz bu alanlarda hedeflerine uygun bir konuma çıkartılacak." 

Erdoğan, dar gelirli vatandaşların hayat standartlarının mutlaka artırılacağını, vergi sisteminin daha adil hale geleceğini, dar gelirli vatandaşlar üzerindeki vergi yükünün düşeceğini vurgulayarak, hantal bürokrasiden etkin bürokrasiye geçilmesiyle birlikte devlet kurumları arasındaki koordinasyonun artacağını, karar alma süreçlerinin hızlanacağını ifade etti. 

Daha icraatçı hale gelecek bakanlıkların, uzun vadeli planlamaların ve etkin politikaların aracı haline dönüşeceğini anlatan Erdoğan, "Gazi Mustafa Kemal'in dediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak. Bütün bunları birlikte başaracağız. El birliğiyle Türkiye ekonomisini büyütecek ve dünyaya markalar sunacak küresel bir güç haline getireceğiz. Nitekim kısa bir süre önce bunun ilk adımlarını attık. Vatandaşlarımıza, kamu kurumlarına olan borçlarını yeniden yapılandırma imkanı getirdik. Daha önceki yapılandırmalarda borçlarını ödeyememiş olanları da bu kapsama dahil ettik." değerlendirmesinde bulundu.

- "Lider ülke Türkiye vizyonumuz devam edecek" 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vergi ve sosyal güvenlik kurumu primleri konusundaki ihtilaflara, matrah artışı şartıyla uzlaşma yolunu açtıklarını, stok beyanıyla, vergi mükelleflerinin gerçek varlıklarıyla muhasebe kayıtlarını tutarlı hale getirdiklerini aktararak, asıl büyük müjdeyi emeklilere verdiklerini, 12 milyon emeklinin tamamına Ramazan ve Kurban bayramlarında biner lira ikramiye verme kararı alarak, kendilerine olan şükranlarını ifade ettiklerini söyledi. 

İş yeri açan emeklilerin yüzde 15 destek primi yüklerini kaldırdıklarını, imar barışıyla ülkenin kangren olmuş bir sorununu kökten çözdüklerini, Türkiye'deki bağımsız binaların yarısını oluşturan imarsız veya imara aykırı yapıların durumuna hukuki çözüm getirdiklerini belirten Erdoğan, böylece kentsel dönüşüm ve planlı yapılaşma çalışmalarının önündeki engelleri kaldırmış olduklarını belirtti. 

Erdoğan, üniversitelere kayıt yaptırıp da eğitim-öğretimine devam edemeyenlere bir fırsat daha verdiklerini, iş hayatına yeni atılan 18-29 yaş arasındaki gençlere destek için, mevcut teşviklere ilave olarak, bir yıl boyunca Bağ-Kur primlerini de üstlendiklerini, yaşlılık aylığını yaklaşık iki kat artırarak 500 liraya çıkardıklarını, böylece milletin her kesiminin derdine deva olmaya, devletle milletin arasında hiçbir ihtilaflı konu bırakmamaya gayret gösterdiklerini vurguladı. 

Dış politikada da erdem, irade ve cesaretle Türkiye'nin şahlandığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti: 

"Dış politikamızın temel ilkeleri 'bağımsızlık', 'milli çıkar', 'milli güvenlik' ve 'vicdani duruş' olmaya devam edecek. Kimsenin efendiliğini kabul etmediğimiz gibi kimseye de efendilik taslamayacağız. Nasıl kazan-kazan ilkesini, bir adım önde olmak anlayışını benimsediysek, yine onurlu ve saygın bir iş birliği zemininde yapıcı bir dış politikayı öne çıkaracağız. Muhataplarımızla göz hizasında, eşit seviyede, somut çıkarlar ve öncelikler doğrultusunda ilişkilerimizi sürdüreceğiz. 'Lider ülke Türkiye' vizyonumuz devam edecek. Savunma alanında dışa bağımlılığımız azaldığı oranda, dış politikadaki etkinliğimiz ve caydırıcılığımız artacak. Küresel bir güç olmak için kendi silahlarımızı üretmeye devam edeceğiz. Altay tankımız gibi, Atak helikopterimiz gibi, İHA'larımız, Silahlı İnsansız Hava Araçlarımız gibi savunma sanayi değerlerimizi artıracağız. Hedefimiz karada, havada, denizde, her alanda yüzde yüz yerli savunma sistemlerine Türkiye olarak sahip olmaktır. Bir yandan süratle kendi teknolojimizi üretirken, diğer yandan ihtiyaçlarımızı gidermek için alternatif arayışlarımızı sürdürüyoruz."

- "Terör örgütlerine dünyayı dar etmekten asla vazgeçmeyeceğiz" 

Türkiye'nin hem büyük tehditler hem de büyük fırsatlar barındıran yeni uluslararası ortamın güçlü bir aktörü olacağını dile getiren Erdoğan, "Yeter ki siyasi istikrarımızı koruyalım, yeter ki güçlü bir siyasal liderlikle yolumuza devam edelim. İşte Başkanlık sistemini bunun için getiriyoruz. Önümüze çıkarılan bütün zorluklar, bölgesel bir güç olan ülkemizin küresel bir güce dönüşmesini engellemek içindir." dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin güçlendikçe, sadece "dünya beşten büyüktür" diye haykırmakla kalmayacağını, dünyanın beşten büyük olduğunu dosta düşmana göstereceğini aktararak, şunları kaydetti: 

"Ülkemizin birliğine ve dirliğine kast eden terör örgütleriyle her alandaki mücadelemizi, içeride ve dışarıda en küçük bir zafiyete meydan vermeden sürdüreceğiz. Şahlanışımızın en önemli ayaklarından biri de ülkemizi hedef alan terör örgütlerini bütünüyle yok etmek, onları tarihin çöplüğüne yollamaktır. Bu can bu bedende olduğu müddetçe terör örgütlerine dünyayı dar etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Terörle mücadelemiz, istiklal mücadelemizin bir cüzüdür. Türkiye, yeni dönemde sınırlarını terör örgütlerinden temizlemek için Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı gibi harekatlarına yenilerini ekleyecektir. Güney sınırlarımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu, bu harekatlarımızla paramparça ettik. En son Afrin'de destan yazan kahramanlarımız, Mehmetçiklerimiz yeni görevlere hazırdır, bunu da gördük. Aynel Arab'dan Haseke'ye, oradan Sincar ve Kandil'e kadar tek bir terörist bırakmayana kadar operasyonlarımız devam edecektir. İstiklal marşımızda Akif ne diyor: 'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım/Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım' bu milletimiz için vazgeçilmez bir hedeftir. Millet olmanın temel şartı olan hürriyet, siyaset anlayışımızın temelini oluşturan milli iradenin tecellisi için kaçınılmazdır. 

Milli iradeye dayanan siyaset, her türlü boyunduruktan, zorlamadan ve baskıdan azade olarak yapılan siyaset anlamına gelir. AK Parti özgürlükler partisidir, öyle olmaya devam edecek. Milletimizin refahını sağlamak ne kadar önemliyse, din ve vicdan hürriyetinin önündeki engelleri kaldırmak da bireysel özgürlükleri güvence altına almak da o kadar önemlidir. Irkçı, yabancı düşmanı, İslam düşmanı, cinsiyetçi, bölücü olmayan tüm fikirlerin özgürce ifade edilmesi, yayılması, propagandasının yapılması ve örgütlenmesi devletimizin güvencesi altındadır. Oylarınızı, milli iradenizi, siyasi kararlarınızı nasıl emanet bildiysek, bireysel özgürlükleriniz de emanetimizdir. 15 Temmuz gecesi hürriyetini müdafaa etmek için canından vazgeçen bir milletin özgürlüklerini kısıtlamaya kalkmak da milletimizin buna razı geleceğini düşünmek de akla ve mantığa uygun değildir. AK Parti yürüyüşüne başladığımız günlerde '3-Y' olarak adlandırdığımız yolsuzlukla, yoksullukla ve yasaklarla mücadele etmek, en önemli hedeflerimiz arasında olmaya devam edecektir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin 24 Haziran seçim manifestosunu açıkladığı İstanbul İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, "Bir kez daha haykırıyoruz. Davamızın özünde adalet vardır. Zalime duyduğumuz öfke de mazluma duyduğumuz şefkat de adalete olan bağlılığımızdandır." ifadelerini kullandı. 

Erdoğan, 24 Haziran'dan sonra da adaletin kurumsal yapısını güçlendirmek, özellikle sosyal adaletin tam anlamıyla ve her alanda tesisinin öncelikleri olacağını anlatarak, ekonomide, devlet hizmetlerinde, çalışma hayatında, eğitimde, siyasette ve diğer tüm alanlarda adaletin tesisinin, siyasetin amacını oluşturmaya devam edeceğini bildirdi.

"Zira adalet bizim medeniyetimizin kurucu ilkesidir. Biz inanıyoruz ki 'adalet güneşinin doğacağı ilk yer idarecinin kalbidir'."diyen Erdoğan, devletin, mülkün, nizamın, sosyal barışın temelinin adalet olduğunu kaydetti.

Erdoğan, onun için "insanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışını şiar edindiklerini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kuruluş ve diriliş döneminin kaçınılmaz çalkantıları içerisinde huzurundan özellikle olan, kendisini ötelenmiş hisseden, hakkını alamadığını düşünen herkese, devletimizin şefkat, merhamet ve adaletli kolları sonuna kadar açıktır. Milletimizin huzuruna, birliğine, dirliğine düşmanlık etmeyenler, bizimle aynı rüyayı görmeseler, aynı ideali paylaşmasalar bile, aynı derecede değerlidir. Bu zamana kadar yanımızda olmayan ya da karşımızda bulunanlara da diyorum ki milletimiz bir bütündür. Her bir vatandaşımızın iradesi değerlidir. Birimiz özgür olmadıkça, diğerlerimiz de özgür olamaz. Birimiz kendini huzurlu hissetmedikçe, diğerlerimiz de kendini huzurlu hissedemez. Birimiz geleceğini güvende görmedikçe, diğerleri de göremez.

Onun için helalleşme, balkon konuşması, empati, beyaz sayfa açmak, kapıyı herkese açık bırakmak gibi kavramları Türk siyasetinde biz işler hale getirdik. Onun için 'Gel, ne olursan ol yine gel' dedik, 'Gelin canlar bir olalım' dedik, 'Yaratılanı severiz Yaradan'dan ötürü' dedik. Onun için adaleti de kalkınmayı da vatandaşlarımızın tamamı için istiyor, hayata geçiriyoruz. Önümüzdeki dönemde, bu temel ilkeye çok daha sıkı sarılacağız. Tek bir vatandaşımızın dahi adalet dairesinin dışında kalmaması için her türlü çabayı göstereceğiz."

Millet olarak, maziden atiye uzanan bu yolda bir kader ortaklığı bulunduğuna işaret eden Erdoğan, "Ülkemizin küresel boyutta iddia sahibi olmasının arkasındaki en önemli güçlerden biri de toplumsal yapımızın bu zenginliğidir. Siyasi, ideolojik, dini, mezhebi, etnik farklılıklarımızı ayrışma ve düşmanlık noktaları değil, hayatın renkleri olarak gören herkesle, bu yolda birlikte yürümeye hazırız. Zira biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik." ifadelerini kullandı. 

- "Yeni yönetim sisteminde imkanları kadınlarımızla daha fazla paylaşacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kutlu yola çıktıkları günden beri kadınların, kendilerini hiçbir zaman yalnız bırakmadığını vurgulayarak, bu davaya hizmet edenlerin, bu davanın yükünü çekenlerin ve bu dava için fedakarlık yapanların başında kadınların geldiğini kaydetti.

"Sizlerin gücüne, yola çıktığımız ilk günden beri inandım. Türkiye'ye partimizin kadın kollarını etkinleştirerek, kadınların siyasal yaşama katılımları noktasında büyük bir eşik atlattık." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kadınlarımızın temsil oranını tarihin en yüksek seviyesine taşıdık. Sosyal hayatın bütün alanlarında ve karar mekanizmalarında kadınlarımızın varlığını, katkısını geleceğimiz için hayati gördük ve bu yönde adımlar attık. Kadınlarımızı güçlendirmenin ülkemizi güçlendirmek olduğuna hep inandık. Bundan sonra da aynı anlayışla hareket edeceğiz. Önümüzdeki tarihi dönemeçte yükü kadınlarımızla birlikte omuzlayacağız.

Yeni yönetim sisteminde imkanları kadınlarımızla daha fazla paylaşacağız. Eğitim-öğretimden istihdama, sağlıktan aileye kadar her alanda kadınları desteklemeye devam edeceğiz. Kadına karşı istismar, şiddet ve taciz; insanlığa karşı işlenmiş büyük suçlardır, bunu da böyle ifade ediyorum. Bu ayıbı ülkemizden tamamen silene kadar bütün çabamız ve gayretimizle devam edeceğiz. Kadına karşı her türlü cahiliye adetini ayaklarımızın altına aldık ve alacağız. Kadınları bu ülkenin ve milletin, her türlü hakka eşit olarak sahip bireyleri haline getirene kadar bu mücadeleyi devam ettireceğiz."

- "Sevgili gençler; siz şahlanışımız ve yükselişimizsiniz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında gençlere de seslendi.

"Sevgili gençler, siz şahlanışımız ve yükselişimizsiniz. Erdem, irade ve cesaretle Türkiye'yi siz şahlandıracaksınız." diyen Erdoğan, gençlerin, Türkiye'nin 2053 ve 2071 hayallerinin emanet edildiği geleceği olduğunu söyledi.

Erdoğan, gençlere emretmeyeceklerini, dikte etmeyeceklerini, onları kalıplara sokmak için çalışmayacaklarını vurgulayarak, "Biz sadece sizinle beraber çalışacağız. Sizinle beraber yol yürüyeceğiz. Bütün gayretimizle size daha fazla alan açacağız. Doğruyu sizinle beraber tartışıp, hayata geçireceğiz. Yanlışları sizinle birlikte tespit edip, düzelteceğiz. Ülkemiz sizinle küresel güç olacak. İstihdamımız sizinle büyüyecek. Vizyonumuz sizinle genişleyecek. Adalet sizinle yükselecek. Eğitim-öğretim sistemimizi sizin beklentilerinizi karşılayacak şekilde geliştireceğiz.

Hiçbir terör örgütünün, şer odağının ağına düşmenize izin vermeyeceğiz. Size daha nitelikli imkanlar sunmayı, ülkemizin geleceğine yatırım olarak görüyoruz. Eğitim-öğretim hayatınızın ardından, edindiğiniz bilgi, beceri ve birikimlerinizi iş hayatına aktarmanızı sağlamak için gereken adımları birlikte atacağız. Farklı lisanlar, güncel gelişmeler, ileri teknolojilerle birlikte elbette dünyayı daha iyi tanıyacaksınız. Bunun yanında medeniyetinizi, tarihinizi, kültürünüzü de en iyi şekilde öğreneceksiniz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Geçmişiyle bağları kopmuş bir toplum eninde sonunda yıkılmaya mahkumdur"

Geçmişini bilmeyenlerin geleceğini inşa edemeyeceğinin altını çizen Erdoğan, "Kökleri kurumuş bir ağacın uzun süre ayakta kalamayacağı gibi geçmişiyle bağları kopmuş bir toplum da eninde sonunda yıkılmaya mahkumdur. Avrupa'yı da Amerika'yı da Orta Asya'yı da Kuzey Afrika'yı da Balkanları ve Kafkasya'yı da hasılı bütün dünyayı bilmeniz, anlamanız bir o kadar da kendi yerli ve milli duruşunuzla hareket etmeniz için size destek olacağız. Tarihinizi öğrendikçe özgüveninizin arttığını, vizyonunuzun derinleştiğini, bakış açınızın genişlediğini göreceksiniz. Gelin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini sizlerle birlikte hayata geçirelim." ifadelerini kullandı.

- "Cumhur İttifakı, birlik ve beraberlik anlayışının siyasete yansımasıdır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önlerinde uzun bir yol, yapılacak çok iş olduğunu belirtti.

Kendilerini yoldan döndürmeye çalışanların hiç bitmeyeceğine işaret eden Erdoğan, "Ama bizim de birliğimiz, dirliğimiz Allah'ın izniyle hep sürecek." dedi.

Erdoğan, Cumhur İttifakı'nın bu birlik ve beraberlik anlayışının siyasete yansıması olduğunu dile getirerek, "Yerli ve milli anlayışın Türkiye'nin bekası için seferber olmasının adıdır. Türkiye'nin yeni hükümet sistemiyle şahlanışıdır. Türkiye'nin aydınlık geleceği için tüm toplum kesimleriyle siyasi ahitleşmenin ta kendisidir. Bu yolda yapmamız gereken birliğimizden ve dirliğimizden taviz vermemektir. Biz işte bu ahdi Rabia'yla sembolleştirdik." diye konuştu.

- "Bizi hedeflerimizden vazgeçiremeyecekler" 

Salondakilerle "Tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet" söylemini yineleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu dört ilkenin çevresinde, yerli ve milli herkesle birleşerek, el ele vererek, güçlü ve bağımsız Türkiye mücadelesine devam edeceğiz. İşte Cumhur İttifakı'nı bunun için kurduk. Cumhur İttifakı; erdem, irade ve cesaretle Türkiye'nin şahlanışının adıdır. Çanakkale Zaferi, birliğimizin senedidir. Milli Mücadele, birliğimizin teminatıdır. Cumhuriyet, birliğimizin zeminidir. Demokrasi, birliğimizin sigortasıdır. 15 Temmuz Direnişi ve Yenikapı ruhu, birliğimizin mührüdür. Hedeflerimize ancak bu ruhla yürüyebiliriz.

Milletimize, bayrağımıza, vatanımıza, devletimize kast edenlere buradan bir kez daha haykırıyoruz: Başaramayacaksınız. Milletimizin birliğini, dirliğini asla bozamayacaksınız. Bayrağımız göklerde hep dalgalanacak. Vatanımız ilelebet bu millete yurt olacak. Devletimiz hep payidar kalacak. Ezanlarımız hep bu kubbede yankılanacak. Hep dimdik duracağız. Bu ülkeye diz çöktüremeyecekler. Bu halka boyunduruk vuramayacaklar. Bin yıldır yürüdüğümüz bu yoldan bizi geri döndüremeyecekler. Bizi hedeflerimizden vazgeçiremeyecekler."

Tüm bunlar için önlerinde yeni bir imtihan, yeni bir yarışın bulunduğunu, bunun da 24 Haziran seçimleri olduğunu aktaran Erdoğan, "15 Temmuz'da olduğu gibi bağımsızlığımızı canımız pahasına hep koruyacağız. Bin yıllık yolculuğumuz binlerce yıl akıp gidecek. Tüm hedeflerimiz gerçekleşecek. İşte bütün bunlar için; tarihin önünde, ecdadımızın huzurunda, şahitliğinde Allah'a and olsun ki davamızı 2023'e, 2053'e, 2071'e taşıyacağız." dedi.

Erdoğan'ın "Yemin olsun yolumuzdan dönmeyiz. Yemin olsun hedeflerimizden vazgeçmeyiz. Yemin olsun kardeşliğimize halel getirmeyiz." sözlerini salonda bulunanlar tekrarladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını, "Rabbim davamızı, birliğimizi, ahdimizi aziz; yolumuzu açık eylesin." ifadeleriyle tamamladı.