Davutoğlu, salona "Davutoğlu Ahmet Hoca" şarkısı eşliğinde girdi.  Başbakan Davutoğlu konuşmayı yapmak üzere kürsüye çıktığında ise AK Parti'nin seçim müziği olarak kullanılacağı açıklanan "Haydi Bismillah" isimli şarkı çalındı.

- Davutoğlu'ndan tweet

Başbakan Ahmet Davutoğlu, salona gelişinden önce twitter'dan paylaşımda bulundu.

"İlk Günkü Aşkla Hep Birlikte, Daima İnsan, Daima Hizmet için, Türkiyem için" tweetini  #AKBeyanname etiketiyle atan Davutoğlu, tweetine seçim beyannamesine ilişkin görselleri de ekledi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bugün sunduğumuz seçim beyannamesi, masa başında, dar katılımla hazırlanmış bir beyanname değil, milletin katılımıyla, geniş bir konsensüs ve mutabakatla hazırlanmış bir beyannamedir. Bugün, milletimizin huzuruna yine Türkiye'nin sesi olarak çıkmış bulunuyoruz. AK Parti, bütün unsurları, bütün birikim ve kararlılığıyla 1 Kasım'a hazırdır, yola çıkmaya hazırdır" dedi.

Davutoğlu, ATO Congresiumda partisinin "Seçim Beyannamesi Toplantısı"nda bir konuşma yaptı. Başbakan Davutoğlu, 7 Haziran akşamı, AK Parti Genel Merkezi balkonundan yaptığı konuşmada, "7 Haziran'dan gerekli dersleri çıkaracaklarını" ifade ettiklerini hatırlattı.

Son 3 ayda bu dersleri bütün detaylarıyla ele aldıklarını, partinin her kademesinde 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını tartıştıklarını, istişare ettiklerini belirten Davutoğlu, bütün kademelerde, kurullarda tek hedeflerinin, milletin verdiği sesi doğru anlamak ve gereğini yapmak oluğunu kaydetti.

Bütün şehirlerde, seçim sonuçlarına ilişkin araştırmalar yaptıklarını, halka "Bizden ne bekliyorsunuz, ne tür beklentilerle geleceğe yürümemizi istiyorsunuz" sorularını yönelttiklerini anlatan Davutoğlu, yüzde 41 gibi yüksek bir oranla seçimden birinci parti olarak çıkmalarına rağmen, bir iç muhasebeyi derinden yaptıklarını ve bunun gereğini hemen hayata geçirdiklerini vurguladı.

Toplumun her kesiminden insanlarla bir araya geldiklerini, kısıtlı katılımlı ya da geniş kitle toplantılarıyla halkın sesine bir kez daha kulak vermeye çalıştıklarını belirten Başbakan Davutoğlu, gençlere, yaşlılara, kadınlara, işçilere, memurlara, esnafa, emekliye beklentilerini sorduklarını ve dinlediklerini anlattı.

Davutoğlu, "Bugün sunduğumuz seçim beyannamesi, masa başında, dar katılımla hazırlanmış bir beyanname değil; milletin katılımıyla, geniş bir konsensüs ve mutabakatla hazırlanmış bir beyannamedir. Bugün, milletimizin huzuruna yine Türkiye'nin sesi olarak çıkmış bulunuyoruz. AK Parti, bütün unsurları, bütün birikim ve kararlılığıyla 1 Kasım'a hazırdır, yola çıkmaya hazırdır" diye konuştu.

İstiklal Harbi gibi startı Samsun'dan vereceklerini ve milletle buluşacaklarını aktaran Davutoğlu, ilk günkü aşk ve şevkle yola çıkmaya hazır olduklarını bildirdi.

- "Bizim sözümüz, senettir"

Türkiye'yi hak ettiği aydınlık geleceğe taşımak için gece, gündüz , hafta sonu, tatil demeden çalışacaklarının sözünü veren Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Bütün AK Parti kadroları en üst kademesinden, sandık müşahitleri, mahalle temsilcilerine kadar dimdik ayakta ve yolunda yürümeye, yola çıkmaya hazır durumdadır. Milletimizle el ele, gönül gönüle 13 yılın atılımlarını daha ileri seviyelere taşıyacağız. 13 yılın kazanımlarının heba olup gitmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Kaosa, krize, kriz çıkarmak isteyenlere hiçbir suretle geçit vermeyeceğiz. Başladığımız işi, kim önümüze ne engel çıkarırsa çıkarsın, mutlaka neticeye ulaştıracak, çıktığımız yolda menzile hep beraber ulaşacağız. Allah'ın izniyle, milletimizin desteğiyle Cumhuriyetimizin 100. yıl hedeflerini birlikte gerçekleştireceğiz. Biz, hayal tacirliği yapmıyoruz, afaki hedefler koymuyoruz. Başardıklarımızın daha fazlasını başarmanın sözünü veriyoruz. Aslında en büyük teminat geçmişimizdir. Gelecekteki vaatlerimizin gerçekleşmesinin en büyük teminatı, geçmişte başardıklarımızdır. Bize göre beyan esastır, milletimiz de beyanı esas alır. Beyan sahibiyle birlikte değerlendirilir, sahibiyle birlikte değer kazanır. Milletimiz bizi biliyor, biz milletimizi biliyoruz."

Milletin, AK Parti'nin yönetim tecrübesini, hizmetlerini bildiğini ifade eden Davutoğlu, "Şunu çok iyi biliyor ki 13 yıllık tecrübeyle yakından, derinden biliyor ki bizim sözümüz sözdür, bizim sözümüz senettir. Notere ihtiyacı olmayan bir senet" dedi.

- "Milletimizin iradesi başımızın üstündedir"

AK Parti beyannamesini milletin merakla beklediğini vurgulayan AK Parti Genel Başkanı Davutoğlu, 7 Haziran'dan bu yana yaşananların kısa bir özetini paylaşmak istediğini anlattı.

Aldıkları dersleri, milletin verdiği mesajı ve siyaset kurumunun aldığı tutumu hatırlatmak istediğini belirten Davutoğlu, kendileri için asıl olanın millet olduğunu kaydetti.

7 Haziran akşamı, "Milletin iradesi başımızın üstündedir, onu tartışmayız, millet bir söz beyan etmişse, milletimize 'başımızın üzerindedir sözümüz' deriz" dediğini anımsatan Davutoğlu, 7 Haziran'daki seçimde, milletin, "siyasi partilerin, uzlaşma yönünde bir tavır alması" mesajını verdiğini ifade etti.

AK Parti olarak, milli irade ve demokrasiye olan inançlarının bir gereği olarak, milletin bu kararını saygıyla karşıladıklarını, Türkiye'yi hükümetsiz bırakmamak için koalisyon görüşmelerini sonuna kadar, iyi niyetle, samimiyetle sürdürdüklerini aktaran Davutoğlu, "Bu süre boyunca AK Parti'ye yakışan olgun bir tavır içinde hareket etmeye, ön yargı ve ayrıştırıcı açıklamalardan kaçınmaya büyük özen gösterdik, bütün parti teşkilatlarına verdiğimiz talimat buydu. Herkese hitap edeceksiniz, herkesi kuşatıcı bir dil kullanacaksınız, kesinlikle nefret, hakaret, öfke ifade eden bir söylemden uzak duracaksınız" dedi.

- "Siyaset düğüm çözmektir"

AK Parti'nin bütün kadrolarıyla, milletin verdiği mesajın gereğini, bütün bu süreç içerisinde hayata geçirdiğini belirten Davutoğlu, AK Parti'nin her zaman demokrasi ruhuna sadakat içerisinde olduğunu, bundan sonra da böyle duracağını anlattı. 

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "AK Parti kurulduğu günden beri, sadece ve sadece milletin sesi, milletin temsilcisi olmuştur. AK Parti bugüne kadar statükonun değil, vesayetin değil; değişimin, reformların, sessiz kitlelerin sesi olmuştur. Dünyada da sessiz masumların gür sesi AK Parti ve AK Parti'nin yönettiği Türkiye Cumhuriyeti devleti olmuştur" dedi.

Davutoğlu, ATO Congresiumda, partisinin "Seçim Beyannamesi Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, 7 Haziran'dan bu yana yaşananları milletin gördüğünü, ağızlarından dışlayıcı tek bir kelimenin çıkmadığını, gerilim üreten tek bir söylem ortaya koymadıklarını, kimseyi dışlamadıklarını söyledi.

Bütün partilerle eşit şartlarda koalisyonun nasıl yapılacağının yollarını araştırdıklarını, özellikle CHP ve MHP ile yapılan görüşmelerde bütün yolları denediklerini anlatan Davutoğlu, CHP ile son derece medeni istikşafi görüşmeler yaptıklarını hatırlattı.

Bu görüşmelerin sonuçsuz kalmasının AK Parti'nin iradesizliği veya herhangi bir müdahalesi sebebiyle olmadığına dikkati çeken Davutoğlu, "Temel sebebi, görüşmeler esnasında eğitim ve dış politika alanında birbirinden yüz seksen derece farklı görüşlerle bir onarım hükümetinden bahsedilmesidir. CHP onarım hükümeti diyince ben Sayın Kılıçdaroğlu'na da söyledim, 13 yıl AK Parti iktidarları yıpratmadılar ki onarıma ihtiyaç duyulsun" dedi.

Davutoğlu, anayasanın öngördüğü ve sorumluluk verdiği bu hükümete katılma konusunda CHP ve MHP'nin çekindiğini, olumsuz tavır sergilediğini söyledi. 

Tespit ettikleri bakan adaylarına gönderdikleri mektuplara çok ciddi bir mahalle baskısı uygulandığını dile getiren Davutoğlu,  şöyle devam etti:

"MHP'den şu anda aramızda olan Sayın Tuğrul Türkeş dışında elini taşın altına koyan, bu zor günlerde ülke sorumluluğu için görev almak isteyen babayiğit çıkmadı. Bize verilen görev, sükunetle ve suhuletle ülkeyi seçime götürme görevidir. Davetimizi ilettiğimiz milletvekili arkadaşlarımızla 'gelin birlikte anayasal zorunluk hükümeti kuralım' dedik ama olmadı. Çünkü CHP ve MHP mahalle baskısı uyguladı. HDP ise iki bakan katıldı onlarda bir ay sonra dağ baskısıyla hükümetten çekildiler. Bize mahalle baskısına dağ baskısına direnemeyenler değil gerektiğinde ülke için her türlü fedakarlığı yapabilecek olanlar lazım."

- "AK Parti milletin sesi, temsilcisi oldu"

Davutoğlu, 7 Haziran'dan bu yana Türkiye'de hükümet boşluğu olmadığını, bunda AK Parti'nin ülke yönetme sorumluluğu, bilinci ve ahlakı olduğunu ifade etti.

Davutoğlu, şöyle dedi:

"Geleceğimiz adına, istikrarımız adına ülkenin yegane umudunun AK Parti olduğu gerçeği bir kez daha ortaya çıktı. Yeni bir seçime giderken Türkiye'yi geleceğe taşıyacak vizyona, ilkelere, programa, projelere, enerjiye, kararlılığa ama en önemlisi aşka sahip olan yegane parti AK Parti'dir. Biz sadece hedefler belirlemiyoruz, bu hedeflere ulaşma yolunda geçmiş 13 yılın somut atılımlarını teminat olarak ortaya koyuyoruz. Huzur ve istikrar, 1 Kasım seçimlerinde temel vizyonumuzdur. Büyük Türkiye, yeni Türkiye, demokratik Türkiye vizyonu, 1 Kasım seçimlerinin temel vizyonudur. AK Parti kurulduğu günden beri, sadece ve sadece milletin sesi, milletin temsilcisi olmuştur. AK Parti bugüne kadar statükonun değil, vesayetin değil; değişimin, reformların, sessiz kitlelerin sesi olmuştur. Dünyada da sessiz masumların gür sesi AK Parti ve AK Parti'nin yönettiği Türkiye Cumhuriyeti devleti olmuştur." 

Geleneği sürdürdüklerini ve tazelendiklerini belirten Davutoğlu, "Hz. Mevlana'nın dediği gibi yeni bir güne doğar, yeni şeyler söyler, dünden güç alır yarına her sabah yeni bir aşkla başlarız" diye konuştu.

2002 yılından itibaren Türkiye'yi ileriye taşıyacak vizyonlara imza attıklarını, her engeli aşıp milli iradeyi egemen kıldıklarını anlatan Davutoğlu, siyasetlerini de yeniden gözden geçirip yenilediklerini, aynı kararlılıkla yolda yürüdüklerini vurguladı.

- "Ülkeyi gelecek vizyonuna AK Parti götürecek"

Davutoğlu, zaman içerisinde tarihin akışını okuyamayanların, toplum dinamizminin gerisinde kalanların siyasetin dışına atılacaklarını dile getirerek, geçmişte de tarihin akışını okuyamayan partilerin millete, insana, zamana döneme hitap edemediğini anımsattı.

AK Parti'nin zamana, mekana, insana selam durarak yola çıktığını belirten Davutoğlu, "Zaman bundan sonra bizim elimizdedir. Biz mekanı en iyi şekilde değerlendirir, insana hak ettiği onuru veririz. Dünya ve Türkiye siyasi örnekler bunu okuyamayanların başarısızlıklarıyla dolu. Ama AK Parti'yi özgür kılan, farklı kılan milletin değerleriyle uyumlu bir değişim ve yenilenme iradesini hayata geçirmiş olmasıdır" ifadesini kullandı.

Milletin büyük desteğiyle 2002'de ülkeyi uçurumun eşiğinden aldıklarını bildiren Davutoğlu, bugünde bütün sıkıntıları aşarak ülkeyi gelecek vizyonuna AK Parti'nin götüreceğini söyledi.

Davutoğlu, AK Parti'nin söyleyecek sözü, yürüyecek yolu olan yegane parti olduğunu vurgulayarak, "Bizim söyleyecek sözümüz, yürünecek yolumuz, yapılacak işimiz var" dedi.

Yeni bir seçim sürecine girildiğini hatırlatan Davutoğlu, gündemdeki en önemli maddenin, toplumsal barışın insanları arasındaki kardeşliğin güçlendirilmesi olduğunu söyledi.

Davutoğlu, Türkiye'de 12 Eylül, 28 Şubat kalıntısı tüm yasakları ortadan kaldırarak milletin bütünleşmesine ve kardeşliğin tahkim edilmesine büyük çaba gösterdiklerini çok önemli mesafeler elde ettiklerine işaret etti. 

Millet için bir toplumsal barış ve kardeşlik projesi olarak gördükleri çözüm sürecini başlattıklarını anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Ne yazık ki varlığını ve geleceğini teröre, çatışmaya, düşmanlığa bağlayan hain odaklar, bu toplumsal uzlaşmayı, kardeşliğin yaygınlaşmasını istemedi. Siyasetin çözüm arayışına menfur eylemlerle, bombalamalarla, zulümle son vermeye çalıştılar. 7 Haziran'dan bu yana terörist faaliyet içinde ki çeşitli odaklar, dış odaklarla iş birliği içerisinde huzurumuza, güvenimize, istikrarımıza yönelik saldırılarda bulundular. 27 Haziran'dan sonra geçen sene Kurban Bayramı'nı bize zehir edenler bu sene de Ramazan Bayramı'ndan itibaren 20 Temmuz'da harekete geçtiler. Dışarıdan aldıkları talimatlarla birtakım nifak odaklarının telkinleriyle önce Suruç'ta, DEAŞ 32 vatandaşımızı katletti. Aynı gün bölücü terör örgütü Adıyaman'da bir askerimizi şehit etti. DHKP-C sokaklarda silahlı gösteri yapmaya kalktı, iki polisimiz evinde hunharca katledildi. Bu puslu havayı seven çakallar, zannettiler ki ülke sahipsizdir, 7 Haziran'dan sonra yönetim boşluğu söz konusudur."

 

Aynı demokratik yaklaşımı muhataplarından bulduklarını söylemenin güç olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Siyaset, düğüm çözmektir, çözüm üretmektir, vizyon üretmektir. Biz de bu istikamette hareket ettik. Buna Allah da millet de tarih de şahittir. Bütün ısrarlı gayretlerimize rağmen muhataplarımız uzlaşma arayışlarına girmek yerine, kendi tutumlarında inat ettiler. 7 Haziran'dan sonra yeni kavramlar üretildi. CHP hemen blok siyasetine yöneldi, sanki üç birbirine benzemez bir blok oluşturacakmış gibi AK Parti'yi dışlayan bir dil geliştirildi. Blok siyaseti Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı seçimlerinde çöktü. CHP 'blok siyaseti' derken, MHP 'hayır' siyaseti takip etti, her şeye 'hayır' dedi. Bütün koalisyon görüşmelerinde ne demişsek, ne teklif etmişsek, kaç madde iletmişsek 'hayır' dedi. Hükümet kuralım 'hayır', beraber erken seçim hükümeti kuralım 'hayır', beraber seçim kararı alalım 'hayır', biz hükümet kuralım, siz destek verin 'hayır.' Blok ve hayır hayır siyasetinin ne noktalara geldiği görülmüştür. Blok siyaseti de hayır siyaseti de milletten hak ettiği cevabı aldı."

HDP'nin ise terör siyasetini geliştirmeye kalktığını, terörü teşvik ve tahrik eden bir söylem benimsediğini belirten Davutoğlu, "Biz, bu blok siyasetine, 'hayır' siyasetine, terör siyasetine karşı, birlik siyaseti takip ettik, milletin, ülkenin, geleceğin birliği siyaseti" diye konuştu.

- "İpe un serdiler"

Blok siyasetine karşı toplumsal uzlaşmanın gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, 'hayır' siyasetine karşı her aşamada yeni çözümler üreterek, milleti hükümetsiz bırakmamanın yolunu bulduklarını belirtti.

Siyasi rakiplerinin, AK Parti'yi dışarıda bırakan beyhude arayışlara girdiğine işaret eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Milletimizin AK Parti'yi, siyasetin merkezi kıldığını gözardı ederek dar alanda kısa paslaşmalar, bazen de kısa karşılıkla hakaretleşmeler yaptılar. Ama 7 Haziran'dan bu yana yaşananlar gösterdi ki Türkiye'de AK Partisiz siyaset olmaz, AK Parti olmadan Türkiye'nin siyasetine şekil verilemez. Bu sebeple, kısa bir süre sonra ülkeyi çıkmazla karşı karşıya bıraktılar, bu siyasetle. Biz, bu ayrıştırıcı tutumlarına rağmen Türkiye'yi hükümetsiz bırakmamak üzere bütün siyasi partilerin kapısını çaldık. Cumhurbaşkanımızın görevlendirmesi üzerine, 13, 14, 15 Temmuzda, bütün siyasi partilerle ayrım gözetmeden konuştuk. Ön yargısız gittik, çaylarını içerken, muhabbet ettik, her şeyi paylaştık. Çünkü bizim için mesele, bir parti meselesi olmasının ötesinde bir ülke meselesi. İyi niyetle, yapıcı bir üslupla bir çözüm, bir hükümet formülü bulmaya çalıştık. Onlarsa hükümet kurulamamasının faturasını bize çıkarma gayreti içerisine girdiler. Ne olursa olsun, 'ben yokum' diyenler oldu, daha 7 Haziran akşamı. El sıkışmadan kırmızı çizgilerini ilan edenler, uzlaşmayı içine sindiremeyenler oldu. O kadar uzlaşmaz bir tutum içerisine girdiler ki bütün bu çabalar sonuçsuz kalıp, anayasal zorunluluk hükümeti kurmak gerektiğinde de 'biz orada da yokuz' dediler, ipe un serdiler, uzlaşmaya ve Anayasal hükümete dahi katılmama konusunda 'hayırcı' bir tutuma girdiler."