Davutoğlu'nun konuşmasından ve kendisine yöneltilen sorulara verdiği yanıtlardan satır başları şöyle:

Bir genç yanıma geldi. "Efendim biz mahsunuz bizim İstiklal Madalyamız henüz gelmedi" dedi. İstiklal Madalyası'nı belediyeye teslim ettik ama gençlerimize emanet ettik. 2003'ten bu yana ilk defa Bakanlar Kurulu'nu burada topladık. Şanlıurfa bizi bağrına bastı. Niye Şanlıurfa'yı tercih ettik? Burada bir mesajı da ülkemize vermek istedik. Ortadoğu'da etnik ve mezhep çatışmaları yaşanırken Şanlıurfa bu istiklal ruhunu sürdürürse örnek olur. İnşallah Şanlıurfa sonsuza dek bu madalyayı taşır ve bir daha bu madalyayı hak etmek için mücadele vermek zorunda kalmaz.

SOSYAL MEDYA YASAKLARI

Bu kadar iletişim teknolojisinin ilerlediği bir zamanda hiçbir şeyi engellemek mümkün değil ama Ankara'da bir olay oldu. Orada o anda öylesine kötü görüntüler oldu ki. Böyle bir olayda kardeşinizin, bir yakınınızın olay yerinde olduğunu düşünün. Burada bir karar almak zorundasınız. Dünyanın her yerinde terör olayları sonrası kontrollü engelemeler yapılabiliyor. O anda teröristlerin amaçlarını yaymak için de kullanılabiliyor. Onu engellemek içinde olabiliyor. Yasin Börü olayında sosyal medya kullanılarak eylem planlanması oldu. Bu sebeple bu yasaklar oluyor. Daha sonra normal düzene giriyor. Bu bir araç. Onu işlevselleştiricek olan kimse kullanıcılar. Bazı terör olaylarının organizasyonları şifreli bir şekilde sanal medya üzerinden yürütülüyor. Madem bu kadar genç bir arada toplandı bir whatsapp grubu kurun. Arada bir haberleşiriz.

'TAŞERON KONUSUNDA KAFANIZ KARIŞMASIN'

Ben de İİBF mezunuyum ama iş bulabildim. Bitirdiğiniz okul önemli. Bölüm de önemli ama önemli olan sevdiğiniz işi yapmak ve azimle çalışmak. Ne istiyorsanız o işi yapmalısınız. Bizim üzerimize düşen şey sizin bu korkudan arınmanız. Sadece geçen sene bir milyon iş alanı oluşturduk. Eğer aşkla severseniz iş sizi bulur, siz işi bulursunuz. Taşeron konusunda da kafanız karışmasın. Bu bir yaraydı. Uzun bir dönem statüleri konusunda ciddi sıkıntılar yaşandı. 700 bine aşkın vatandaşımıza kamuda iskan hakkı vereceğiz.

MERKEZ BANKASI'NA BAŞKAN ATANMASI

Merkez Bankası ehliyet ve liyakatın öne çıktığı bir kurumdur. Hükümetlerle Merkez Bankası'nın yakın çalışması ekonominin ilerlemesi için önemli. Erdem Başçı'nın çok önemli katkıları oldu. Süreklilik önemli. Bu anlamda çok güvediğimiz bir arkadaşımız Murat Çetinkaya geldi. Murat Bey de güvenimizi hep kazanmış bir arkadaşımızdı. Erdem Bey'i OECD'ye büyükelçi olarak göndereceğiz. Önemli olan bir mevkide kalmak değil, onu sürekli bir şekilde devam ettirmektir.

KİMLİK BİLGİLERİ NEREDEN SIZDI?

2009 yılında yerel seçimler öncesinde, yasal olarak bütün partilerin genel merkezlerinin YSK'dan seçmen bilgisi isteme hakkı var. YSK bunu bütün partilere gönderiyor. 2011 yılında bir vilayetimizde bir partimizin ana muhalefet partisinin bu vilayetteki temsilcilerinin bu bilgilere ulaştığı ortaya çıkıyor. YSK'dan CHP'ye veriliyor. Onlar da teşkilata veriyor, yapmaları gerekmeyecek şekilde. Oradan da bir milletvekili hakkında hala bu partiden eski bir milletvekili ile ilgili yasal süreç devam ediyor. Şimdi haber olarak gündeme tekrar gelen husus bu. Yazıyla da YSK'ya bildiriliyor. Yazışmalar var elimizde. Seçmenler üzerinde çalışma yaparken bu veriler başka şekilde dışarı da çıkıyor. CHP İzmir teşkilatına gönderilmesi ve bunun üzerinden yayılması var. Verilen bilgileri yanlış bir şekilde kullanmışlar. 1991 doğumlulardan öncekilerin bilgileri var. 2009'la irtibatı da oradan. Devletin ve devlet kurumlarının hiçbir ihmal veya eksikliği yok. Onlar bilgileri YSK'ya vermek zorunda. YSK da kendisinden talep eden partilere vermek zorunda. bugün için de geçerli bu. Ayrıca siber saldırılar konusunda Ulaştırma Bakanlığı'mız kapsamında bir çalışma yürütülüyor. Nasıl bir tedbir alınacağı konusunda özellikle TC Kimlik numarası üzerinden herhangi bir usulsüzlük yaplımaması için tedbirler konusunda çalışıyoruz.

ÇÖZÜM SÜRECİ VE PKK İLE MÜCADELE

Cumhurbaşkanımız iki emanet diyerek Olağanüstü Kongre'de bana hitaben, bir Çözüm Sürece, iki Paralel'le mücadele size devrettiğim iki önemli emanettir diyerek zikretti. Biz bu kadar iyi niyetli çalışmalar yürütürken Başbakan olduktan sonra ben hemen bir mekanizma kurup silahların bir an önce terki üzerine çalışma yaparken, hatırlarsanız 6-7 Ekim olaylarında Kurban Bayramı'nı millete zehir edecek şekilde silah, bomba, molotof kokteylleriyle şehirlerimizi yakıp yıktılar. İki zorlu seçim geçirmemizi fırsat bilerek, o ortamda herkesin oyunu rahat kullanabilmesi için ne kadar zorluk çektiğimizi biz biliriz. Silahlanma çağrısı yaptılar. Her yerde insanları şiddete teröre teşvik ettiler.

Genç arkadaşlar size şunu söylüyorum, hiç merak etmeyin bu hain odaklar bütün şehirlerden silinene kadar, bütün ilçeler barikatlardan arındırılana kadar, bütün dağlar teröristlerden temizlenene kadar, bütün vadiler sizin piknik yapacağınız hale gelene kadar bu mücadelemiz devam edecek.

'BAŞKANLIK OLMAZ DESEM RUHUMU KAYBETMİŞ OLURUM'

Ben Başbakanım 'Başkanlık sistemine geçersek ben ne olurum' diyemem. Bundan Allah'a sığınırım. Hesabı olanlar değil, hasbi olanlar kazanır. Anayasanın ruhu kısıtlayıcı olmamalı. Anayasanın ruhu Parlamenter sistemde de olur, başkanlık sisteminde de. Benimle Cumhurbaşkanı'nın düşüncesi bir olmasa çok sıkıntı çıkardı. Şimdi ben bunu bilmeme rağmen başkanlık olmaz desem ruhumu kaybetmiş olurum. Benim için önemli olan çarpık 12 Eylül Anayasası'nı değiştirmek.

'SURİYE BİZİM CANIMIZ CİĞERİMİZ'

Türkiye hiçbir şekilde Suriye olmaz. Sizin gözlerinizde Türkiye'nin küresel bir güç olduğunu görüyorum. Peki neden olmayız? Biz halkına hesap veren bir ülkeyiz. Mısır'da Tahrir Meydanı'na çıktığında gençler bir soru yöneltti bana 'Arap Baharı' gecikti mi diye? Bu rejimlerin en büyük zaafı halkına hesap vermemesi. Türkiye ise bakın arkadaşlar gurur duymalısınız. Suriye içinde aynısı geçerli. Gurur duyacağınız konu şu ki seçimler yaptık. Hepimiz gittik oy kullandık. Türkiye'de çatışmanın olduğu bölgelere bakın. Buralarda terör örgütünün saldırıları var. Beni memnun eden vatandaşlarımızın teröre destek vermemesi ve sokağa inmemesi.

Olayın ilk aşamasında Esad bizim sözümüzü dinlemiş olsaydı eğer, kolay olan zamanlar çözüm bulunamadı. Bütün acıları Suriye halkı yaşadı. Bütün bunlara rağmen diplomatik ilişkileri zorlayarak, siyasi bir çözüm için çalışılmalı. Suriye bizim canımız, ciğerimiz, halkımızın ta kendisi.

'ABD TÜRKİYE'NİN KAYGILARINI ANLAMADI'

ABD, Türkiye'nin kaygılarını yeteri kadar anlayamadı. Güvenli bölge için direndiler şimdi kurulmalı diyorlar. ABD ile yakın temas halinde istişareleri sürdürüyoruz. Türkiye'nin güvenliğini hiçkimseyle pazarlık haline getirmeyiz.