BARIŞ GÜNDOĞAN - ALİ KEMAL AKAN
ANKARA

Bugüne kadar 34'ü olağan, 18'i de olağanüstü olmak üzere 52 kurultay gerçekleştiren CHP'de, 35. Olağan Kurultay 16-17 Ocak tarihlerinde yapılacak.

Ancak, seçim sonuçlarından memnun olmayan bazı isimler, 1 Kasım'ın hemen ardından seçimli olağanüstü kurultayın yapılması talebini dile getirdi.

CHP'de, parti tüzüğüne göre, olağanüstü kurultayın toplanması için kurultay üyelerinin tam sayısının beşte birinin imzası gerekiyor. 

CHP'nin 5 Eylül 2014'te gerçekleştirdiği 18. Olağanüstü Kurultay'da partinin bin 218 delegesi bulunuyordu. Bu sayı baz alındığında 244 delegenin imzasıyla olağanüstü kurultay çağrısı yapılabiliyor.

Ancak bu sayı da seçimli bir olağanüstü kurultayı toplamaya yetmiyor. CHP tüzüğüne göre, seçimli bir olağanüstü kurultay için delege tam sayısının yarıdan bir fazlası gerekli. Bunun için de son olağanüstü kurultay baz alındığında, 610 delegenin imzasına ulaşılması gerekiyor.

CHP'de ortak imza toplayan "muhalifler" 15 günlük süre içinde bu sayıya ulaşamazken, 500 civarında delegenin imzasının toplandığı belirtildi. 

93 YILDA 7 GENEL BAŞKAN DEĞİŞTİ

CHP'de 1 Kasım seçimi sonrası ilk olağanüstü kurultay çağrısı yapan İstanbul eski Milletvekili Umut Oran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk siyasetinde, normal yolla genel başkan değiştirmenin zorluğuna dikkati çekti. 

Parti tüzüğünün daha katılımcı ve çoğulcu olması gerektiğini vurgulayan Oran, "Her kademede ön seçim yapılmalı, ana kademelerde üyelerle ön seçim, genel başkanlık başvurusu yüzde 10'dan yüzde 5'e inmeli" dedi. 

CHP'nin 93 yılda 7 genel başkan değiştirdiğini bildiren Oran, şunları kaydetti:

"Normal yolla genel başkan değiştirmek gerçekten çok zor. Peki ne yapmak lazım? Öncelikle tüzüğün daha katılımcı, çoğulcu olması lazım. Genel başkan girdiği seçimde partisi oy kaybı yaşarsa kurultayı acilen toplayıp güvenoyu istemeli. Bu durum il ve ilçe başkanlarımız için de geçerli olmalı, yani yönetim pozisyonları sadece başarıya odaklanmalı. Bence Genel Başkan da partinin sorumluluğunu yerine getirmiş üyeleri tarafından doğrudan seçilmeli. Kadın ve genç sayısının artırmadığımız sürece Türk siyasetinde bu tablo olduğu gibi sürer gider. Ayrıca sol parti geleneklerine uygun biçimde genel sekreter yeniden güçlü hale getirilmeli, Merkez Yönetim Kurulu üyeleri de atamayla değil Parti Meclisi içerisinden seçilerek gelmeli."

MHP'DE TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ ŞART

Seçimin ardından tartışmaların en yoğun yaşandığı diğer parti MHP'de muhalifler, 2018'de yapılacağı açıklanan olağan kongrenin beklenmeden seçimli bir olağanüstü kurultay toplanmasını talep ediyor. Ancak aday adaylarını zorlayan en büyük engel, partinin yürürlükteki tüzüğü. Çünkü MHP'de parti tüzüğüne göre olağanüstü kurultaylar seçimli yapılamıyor.

MHP'de değişim isteyenler ise adaylıklarından önce, tüzük değişikliği için kurultay çağrısı yaptı. 

Genel başkan adaylığı için adı geçen Iğdır eski Milletvekili Sinan Oğan, bu konuda çağrı yapan ilk isim oldu. Oğan'ın ardından Trabzon eski Milletvekili Koray Aydın ve İstanbul eski Milletvekili Meral Akşener de çağrılarını genel merkeze bildirdi.

Oğan, Aydın ve Akşener, bir taraftan Genel Başkan Devlet Bahçeli ve genel merkezin atacağı adımları izlerken, diğer taraftan da tüzük kurultayının toplanabilmesi adına ortak bir metin hazırlayarak delegelerin kapısını çalmaya başladı.

MHP'de, tüzük kurultayı için ilk aşamada gerekli olan 249 delegenin imzasını toplamayı hedefleyen "muhalifler" imzaların bir kurultaya dönüşmesi için onayı gereken genel merkeze baskı yapmayı düşünüyor. 

KAYYUM TARTIŞMALARI

Muhaliflerin tüzük kurultayı için yeterli imzalarına karşılık, MYK'nın "hayır" kararı vermesinin, partide, olası bir kayyum krizine yol açacağı iddia ediliyor. Böyle bir durum oluşursa, atanan kayyumun partiyi kongreye götüreceği konuşuluyor. 

Muhalifler kayyuma olumsuz bakmazken, parti içindeki "gelenekçi" kesim ise bu durumun partiye büyük zarar vereceği görüşünü paylaşıyor.

"SİYASİ PARTİLER DEMOKRATİKLEŞMELİ"

MHP'de olağanüstü kurultay çağrısı yapan Trabzon eski Milletvekili Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çok partili demokratik parlamenter sistemin tam manasıyla kurumsallaştırılıp işletilebilmesi için bütün kurumların demokratikleştirilmesi gerektiğine dikkati çekti.

Aydın, siyasi partilerin demokratik sistemin vazgeçilmez unsurları olduğunu ancak önce kendilerini demokratikleştirmelerinin şart olduğunu söyledi. 

Bugünlerde olağanüstü kurultay çağrılarıyla MHP tüzüğünün gündeme geldiğini anımsatan Aydın, Türkiye'de siyasi partilerin tüzüklerinin sürekli tartışma konusu yapıldığını vurguladı. Aydın, bunun temel nedeninin ise yürürlükteki Siyasi Partiler Kanunu olduğunu savundu. 

"Siyasi Partiler Kanunu demokratik olmadan, tüzüklerin de demokratik olması mümkün değildir" diyen Aydın, şöyle devam etti:

"Kısıtlı imkanlar çerçevesinde de demokratikleşme yönünde atılacak adımlar mutlaka vardır. MHP'de gündeme gelen tüzük değişikliği şimdilik sadece olağanüstü kurultaylarda seçim yapılamaz ibaresini değiştirmeye yöneliktir." 

ÖN SEÇİM ÖNERİSİ VE SINIRLAMA

Tüzüklerin demokratikleşmesinin öncelikle siyasi partileri halka açmak ve sonrasında da partilileri karar mekanizmalarına katmakla olacağını belirten Aydın, milletvekili adaylarının da genel başkana verilecek belli bir kontenjan sonrası ön seçimle belirlenmesi gerektiğini savundu.

Ön seçimlerin, parti üyelerinin katılımıyla hakim denetiminde gerçekleştirilmesi gerektiğini belirten Aydın, "Ayrıca genel başkan ve başkanlık divanı üyeleri seçimi, 4 dönemle milletvekili seçimini de 3 dönemle sınırlandırılmalı" dedi. 

Aydın, MHP'de de genel başkan seçiminin Alparslan Türkeş'in sağlığında beş dönemle sınırlandırıldığını anımsatarak, şunları kaydetti:

"Daha sonra vazgeçilen AKP tüzüğündeki 3 dönemlik sınırlamadan önce MHP tüzüğünde sınırlama vardı. MHP tüzüğündeki 5 dönemlik sınırlama 2009 kurultayında kaldırıldı. Özetle siyasi partilerin tüzükleri siyasetin tabana yayılmasını, karar mekanizmalarına bütün üyelerin katılmasını, partilerin sürekli yenilenmesine ve geniş kitlelere açılmasına imkan ve fırsat vermesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun ilk adımı da üye kayıtlarına yönelik sınırlandırmaların kaldırılması ve MHP'nin adına yaraşır bir şekilde harekete geçmesi ve millete açılmasıyla mümkündür."