Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, ikili ve heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Burada konuşan Johnson, Türkiye'deki temaslarının çok verimli geçtiğini belirterek, "Burası atalarımın toprağı ve bu bakanlık akrabalarımın eskiden çalıştığı yer. Büyük amcam Zeki Kuneralp, burada sizlerin yaptığı işi yapıyordu. Bu bakanlıkta benim ve ailemin bir tarihi var. O yüzden burada olmak ve birçok paylaşımda bulunmak çok güzel." dedi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimini hatırlatan Johnson, "Birleşik Krallık, bu kalkışma karşısında Türkiye'nin ve Türk halkının demokrasisini koruma mücadelesinde arkasındadır." diye konuştu. 

- Halep'teki katliamın sorumluluğu  Esed ve destekçilerinde

büyük bölümününİki ülkenin Suriye ve diğer bölgesel konularla ilgili benzer tutumlar sergilediğini belirten Johnson, "Hükümetim ve dünyadaki birçok kişi, şu anda Halep'teki insanların maruz kaldığı katliamın sorumluluğunun büyük bölümünün Esed rejimi ile onların Rusya ve İran'daki kuklaları ile destekçilerinde olduğunun farkında." diye konuştu. 

Boris Johnson Ankara temasları sırasında, FETÖ darbe girişimi sırasında bombalanan TBMM'yi de gezdi

Johnson, Türkiye'nin de Suriye'deki acıların dindirilmesi için atılan adımlara destek verdiğine dikkati çekti.

Türkiye'deki temasları kapsamında Gaziantep'i ziyaret ettiğini anımsatan Johnson, "Türk hükümetinin mülteci kriziyle mücadele etmek için kahramanca sarfettiği çabayı gördüm. Şu anda Suriye'den gelen 3 milyon kişi Türkiye'de, mülteci kamplarına çok büyük yatırım yapıyorsunuz. Birleşik Krallık'ın da bu konuya destek vermede yavaş davranmadığını söylemekten de gurur duyarım. İkinci büyük katkıda bulunan olarak 2,3 milyar sterlini insani yardın için temin ettik." dedi.

İki ülkenin DAEŞ ve PKK ile mücadele konusunda da ortak bir pozisyona sahip olduğunu anlatan Johnson, "Dünya da anlıyor ki Türkiye dünyamızın ve hayatlarımızın güvenliği açısından merkezi bir öneme sahip. İngiliz halkı da bunun farkında." dedi.

Görüşmelerde Kıbrıs'taki çözüm sürecinin de ele alındığını belirten Johnson, çözüm için her iki tarafın da liderlik gösterdiğini, dikkatli ve iyimser bir şekilde çözüm yolunda ilerlemeye devam edildiğini söyledi. 

Johnson, iki ülke arasındaki ticaret hacminin son 5 yılda yüzde 70'lik oranla büyük ölçüde arttığına ve Türk mallarının ülkesinde satın alındığına dikkati çekerek, "Bu, daha da artırmayı amaçladığımız unsurlardan bir tanesi ve sadece bulaşık makinesinden ibaret değil. Mesela benim çocukken beslendiğim ürünler, yediğim bisküviler de Türk şirketleri tarafından üretiliyor. Ekonomik ortaklığımızın göstergesi olarak bundan daha görünür sembol olabilir mi?" diye konuştu.

- "Temmuz'da yaşananlar tam anlamıyla vahşetti"

Johnson, bir gazetecinin daha önce Türkiye aleyhinde sarfettiği sözleri hatırlatması üzerine 36 saati aşkın süredir Türkiye'de her konuyu detaylarıyla ele aldığı temaslarında kimsenin bu konuyu gündeme getirmemesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Bence Ankara ve İstanbul'da görüştüğüm kimseler Birleşik Krallık'ın Türkiye'ye ve Türk demokrasisine verdiği güçlü desteği duymayı bekliyorlardı." dedi.

Johnson, ülkesinin FETÖ'ye karşı hangi somut adımları attığı yönündeki soruya ise yanıt olarak, Gülenciliğin Birleşik Krallık için yeni bir durum olduğunu, bu örgütün yapısını, hareket tarzını ve planlarını anlamak için Türkiye'den bilgi aldıklarını söyledi.

Johnson, şöyle devam etti:

"Temmuz'da yaşananlar tam anlamıyla vahşetti, antidemokratik ve kötü niyetliydi, yapılacak en doğru şey bunu bastırmaktı. Şimdi biz de kendi ülkemizde Gülen örgütü diye adlandırılan bu yapının işaretlerine büyük ciddiyetle bakmalıyız. Bugün Mevlüt bana Türk yetkililerin bu örgütle bağlantılı olduğunu düşündüğü kuruluşların bir listesini verdi. Biz de onlarla bağlantılı tüm unsurları tespit etmek için elbette çaba göstereceğiz. Eğer varsa, onların bazı eylemlere girişip girişmediğinden emin olmamız gerek."

Johnson ayrıca ortak basın toplantısının ardından bakanlıktan ayrılacağı sırada bir gazetecinin "Çankırılı mısınız?" sorusuna, Türkçe olarak "Kalfatlıyım" yanıtını verdi.

İngiltere Dışişleri Bakanı Johnson, Osmanlı döneminde Damat Ferit Paşa hükümetinde bakanlık yapan ve İstiklal Mücadelesi'ne karşı tavrıyla bilinen Ali Kemal'in torununun oğlu.