Bab-ı Ali Toplantıları'nda konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: "Yapacağımız işin alaturka olmaması lazım, alafranga olması lazım. Alafrangadan kastım, Batı'yı motamot taklit etmek değil. Bu sistemler hangi ülkede başarıyla yürüyorsa, sistemi birbirinden koparmamak lazım" ifadelerini kullandı.
 
“SİYASETTE ÇOK GÜÇLÜ OLAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN BAŞKAN OLUR DİYE ÖDLERİ PATLIYOR"

Başbakan Yardımcısı Arınç, başkanlık sistemi konuşulunca karşı çıkanların cehaletlerini gösterdiğini belirterek, şöyle dedi:

"İstemezükçüleri dinlediğiniz zaman bu sistemi de bilmedikleri anlaşıldı. Eğer Recep Tayyip Erdoğan gibi birisi siyasette çok güçlü olmasaydı, başkanlık iddiasını da o kişi ortaya atsaydı bu kadar karşı çıkmayacaklardı. Sisteme değil karşı çıkışları, bu şahsın başkan olmak istemesine. 'Bu kadar karizması güçlü, liderlik vasfı olan, 13 yıldır her girdiği seçimden başarıyla çıkan, 12 yıl aralıksız başbakan olmakla da son belki 50-60 yılın rekorunu kıran bir insanın bir de başkan olduğunu düşünün' diye ödleri patlıyor. Halbuki sistem için ne konuşacaksak onu konuşalım ama, şahıslara yönelik yönelik bir eleştiri zayıf kalabilir diye düşünüyoruz."

- "Hükümetimizin görüşü önce yeni anayasa"

Cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesinin kamuoyunun onayına sunularak, kabul edildiğini hatırlatan Arınç, şöyle devam etti:

"Şimdi şöyle bir çelişkiden bahsedilebilir; 'Halkın yüzde 52 oyunu birinci turda almış bir cumhurbaşkanı var. Güçlü bir cumhurbaşkanıdır, adeta ilan edilmemiş bir başkanlık gibidir'. İyi ama anayasada yazılı olan 102, 103, 104. maddelerinde cumhurbaşkanına tanınan yetkiler Meclis'ten seçilen cumhurbaşkanının yetkilerinin aynısı. Seçilme modeli değişti ama yetkiler konusunda değişiklik olmadı. Bugün cumhurbaşkanının geçmişten bu yana yani 82 Anayasası var olduğunu müddetçe yargıya ait yetkileri var, yürütmeye ait yetkileri var ve yasamaya ait yetkileri var, pek çok atamalar yapabiliyor, pek çok kararlar da alabiliyor.

Bu yetkileri kullananlar geçmişte bir başkasıydı, bugün bir başkası olmuştur. 'Bu yetkileri artık sen kullanamazsın' veya 'Bu yetkiler varken sen bu başkanlık sistemini düşünemezsin' demek eğer bu bir çelişkiyse, bu çelişkinin sorumlusu biz değiliz. Anayasaya göre seçildi, anayasada var olan yetkileri de bir başkan gibi kullanmaya çalışan, 'Ben farklı bir cumhurbaşkanı olacağım' diyen birisi Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda oturuyor. Eğer bu bir çelişkiyse, Anayasa'nın içerisindeki pek çok çelişkiler gibi bir bütünlük, bir ahenk, bir akort içerisinde yeni anayasayı yaparken bu sistemi de gözden geçirip, en iyi hükümet modelini ortaya koymamız lazım. Bunun hazırlığına sahibiz ama bunun bugün için çok güncel, konuşulması, tartışılması gerekli olan bir konu olup olmadığı konusunda hükümetimizin görüşü önce yeni anayasa. 'Ey millet bana yetki ver. Ben yeni bir anayasa yapacağım. Bu yeni anayasanın içerisinde de yıllardan beri eksikliği hissedilen, yeni güzel umdeler koyacağım' diye ortaya çıkıyoruz."

-  "Recep Tayyip Erdoğan gibi birisi siyasette çok güçlü olmasaydı"

Başbakan Yardımcısı Arınç, başkanlık sistemi konuşulunca karşı çıkanların cehaletlerini gösterdiğini belirterek, "İstemezükçüleri dinlediğiniz zaman bu sistemi de bilmedikleri anlaşıldı. Eğer Recep Tayyip Erdoğan gibi birisi siyasette çok güçlü olmasaydı, başkanlık iddiasını da o kişi ortaya atsaydı bu kadar karşı çıkmayacaklardı. Sisteme değil karşı çıkışları, bu şahsın başkan olmak istemesine. 'Bu kadar karizması güçlü, liderlik vasfı olan, 13 yıldır her girdiği seçimden başarıyla çıkan, 12 yıl aralıksız başbakan olmakla da son belki 50-60 yılın rekorunu kıran bir insanın bir de başkan olduğunu düşünün' diye ödleri patlıyor. Halbuki sistem için ne konuşacaksak onu konuşalım ama şahıslara yönelik bir eleştiri zayıf kalabilir diye düşünüyoruz" diye konuştu.