Akşener, düzenlediği basın toplantısında, 22 yıllık aktif siyasi hayatının yeni bir safhasında, MHP'nin mensubu olarak olağanüstü kurultay taleplerini paylaşmak üzere toplantı düzenleme gereği duyduğunu söyledi.

Parti Tüzüğü'nün ve Siyasi Partiler Kanunu'nun kendilerine tanıdığı demokratik bir hak olan ve parti mensuplarınca dile getirilen olağanüstü kurultay taleplerinin medyada geniş  şekilde yer aldığını anlatan Akşener, bu taleplerin, Genel Başkan Devlet Bahçeli tarafından Başkanlık Divanı'nda yapılan konuşma ile reddedildiğini hatırlattı.

Meral Akşener, "Kendisi kurultayın 18 Mart 2018'de yapılacağını açıkladı. Bu açıklama sonucunda tek seçeneğimiz; olağanüstü kurultay çağrısı için, hikmet, basiret ve ferasetine güvendiğimiz delegelerimize başvurarak, onların desteğini almaktır. Seçimli olağanüstü kurultay yapabilmek için tüzüğümüzün 63. maddesinin 4. fıkrasının 'Bu toplantılarda, toplantı gündeminde yer alan konular görüşülür ve karara bağlanır. Olağanüstü toplantılarda seçim yapılabilir' şeklinde değiştirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle üst kurul delegelerimize olağanüstü toplantı için noter onaylı dilekçe vermeleri çağrısında bulunuyoruz" diye konuştu.

Kurultay delegelerinin, parti iradesi emanetinde olan ülküdaşları olduğunu ve ülkücülüklerinin gereğini yapacaklarına inancının tam olduğunu vurgulayan Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Olağanüstü kurultay talebi, bir hesaplaşma ilanı değil, topyekun doğrulma ve iktidar seferberliğidir. Geçmişe takılıp, geleceği kaybedemeyiz. Bir şeylerin niçin gerçekleşmediği değil, neden ve nasıl gerçekleştiği önemlidir. Tarihin kaydettikleri, tarihi gerçekleştirenlerdir. Tüm kalbimle inanıyorum ki, üst kurul delegelerimiz partimizde, MHP'de, bir ilki başaracaklar, olağanüstü kurultayımızı toplayarak, iktidar yürüyüşümüzü başlatacaklardır.

İnanıyor ve biliyoruz ki; iktidarın tek alternatifi MHP'dir. MHP 'partilerden bir parti' değildir. MHP, 3 bin yıldır tarih sahnesinde yer alan büyük Türk milletinin 47 yıldır yol arkadaşıdır. Hiçbir mensubumuz MHP'den daha büyük ve daha önemli değildir. Bizler tesadüfen bir araya gelmiş insanlar değiliz. Birçoğumuz gençliklerinin en güzel günlerini, hatta canlarını ülküleri için feda ettiler. Bizim tavrımız parti içi muhalefet olarak değerlendirilemez. Bizler bir tercih değil, bir mecburiyet karşısındayız. Ne kaybedecek vaktimiz ne kıracak kalbimiz ne de dışlayacak ülküdaşımız var. Biz kirli ve gizli senaryoların bozulması için kararlıyız."

- "Milletime ve ülküdaşlarıma güveniyorum"

Eski MHP Milletvekili Meral Akşener, Türkiye'nin bekası söz konusu olduğunda, girdikleri mücadeleye kazanmak ve kaybetmek üzerinden bakmayacaklarını ve bakmaya da müsaade etmeyeceklerini anlattı.

MHP'nin içine düştüğü durumun, Türkiye'nin durumundan ayrı düşünülemeyeceğini ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ülkücü hareketi yeniden dirilterek, coşkun akan ırmağa çevirmek için tek tek isimlerin bir önemi yoktur. Tek tek o ırmağa akan yüreklerin önemi vardır. Hedefimiz, Ulu Önder Atatürk ve Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in ilkelerini esas alan politikalar üreten, günlük amaçların ve siyasi çıkarların peşinde koşmayan, hukukun üstünlüğünü esas alan, iktidar olmak için siyaset yapan, yaşlıların tecrübesi ile gençlerin dinamizmini birleştiren, halkın sorunlarını dinleyen, gerektiğinde halka kulağını kaptırmaktan korkmayan, aklın eleştiri süzgecini kullanan, ortak akıl ve istişare yollarını açık tutan bir parti anlayışını tesis etmektir."

Akşener, kadın ve gençlerin aktif ve etkin olarak partinin karar organlarında yer almasının sağlanacağını dile getirerek, nefret dilinin parti içi ve dışı siyasetten uzak tutulacağını, sevgi ve saygının her kademede tesis edileceğini ifade etti. 

Hz. Muhammed'in "Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız" hadisinin rehberleri olacağına vurgu yapan Akşener, "Milliyetçiliği yüreğinde duymayan, politikalarına geçirmeyen hiçbir millet tarih sahnesinde varlığını sürdüremez. Bu millet artık 'her şey bitti' denilen anlarda hiç bir şeyin bitmediğini, 'en son Türk bitti' demeden hiç bir şeyin bitmeyeceğini defalarca kanıtlamıştır. Ben, milletime ve ülküdaşlarıma güveniyorum" dedi.