AHMET GÜRHAN KARTAL

BURAK BİR

LONDRA

Kuzey İrlanda'da 5 Mayıs'taki parlamento seçimlerinden birinci parti çıkan ve İngiltere'den ayrılığı savunan Sinn Fein'in liderleri, "birleşik İrlanda" umudunu dile getirerek İrlanda toplumunda "yeniden çatışma veya şiddet istenmediğini" belirtti.

Sinn Fein liderleri, verdikleri özel röportajda, yaşanan son gelişmelerden ve "Birleşik İrlanda" ideallerinden bahsetti.

Parti lideri Mary Lou McDonald, Hayırlı Cuma Anlaşması ile 25 yıllık barışın ardından tüm İrlanda'da "gerçek bir değişim ruhu" olduğunu söyledi.

McDonald, "Elde edilen her kazanımı derinlemesine düşünüyoruz, aynı zamanda kendimize; bundan sonra ne olacağını, İrlanda hikayesinin bir sonraki bölümünün ne olacağını soruyoruz." dedi.

"İrlanda'nın birleşmesi" düşüncesine ilişkin McDonald, "İrlanda", "Yeni İrlanda" ve "Birleşik İrlanda" hakkında konuşulduğunu, bunun yanı sıra "Birlik Yanlıları"nın (Unionist) statükonun korunması yönünde güçlü bir duruşa sahip olduğunu kaydetti.

Değişim için baskı yapanların da bulunduğunu söyleyen McDonald, asıl ihtiyacın, toplumun her kesiminden insanların dahil olduğu bir mutabakatın sağlanması ve on yıl içinde yapılacağına inandığı referanduma hazırlanılması olduğunu kaydetti.

Sinn Fein lideri, geçen sene Kuzey İrlanda'da yaşanan olaylara ilişkin, toplumun çatışmaya geri dönme niyetinin olmadığını söyledi. McDonald, yaşananları "yüz karası" olarak nitelendirdi.

McDonald, kazanımları korumanın ve bir sonraki aşamaya geçmenin tek yolunun; uluslararası hukuk, Hayırlı Cuma Anlaşması, kuzey ve güneydeki İrlanda halkının haklarına saygı duyulmasından ve İngiliz hükümeti dahil, herkesin birlikte çalışmasından geçtiğine inandığını dile getirdi.

Sinn Fein Başkan Yardımcısı Michelle O'Neill de İngiltere hükümetlerinin, "Kuzey İrlanda Sorunu" dönemindeki suçlar için "koşullu soruşturma dokunulmazlığı"nı öngören yasa değişikliği önerilerinin kabul edilemez olduğunu belirtti.

Aynı zamanda Kuzey İrlanda başbakan adayı olan O'Neill, "Tasarı felaket. Bu, bir rezalet. Rafa kaldırılmalı. Demem o ki, bu tasarı geçmişin yaralarını iyileştirmeye hizmet etmiyor." ifadesini kullandı.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, İngiliz hükümetinden Kuzey İrlanda Sorunu nedeniyle mağdur olanların haklarına saygı gösterilmesini istemişti.

Volker Türk, "Kuzey İrlanda Sorunu" dönemindeki suçlar için "koşullu soruşturma dokunulmazlığı" öngördüğü gerekçesiyle eleştirilen ve İngiliz parlamentosunda görüşülecek yasa tasarısını için koşullu dokunulmazlık sunulmasının, İngiltere'nin uluslararası insan hakları yasaları kapsamındaki yükümlülükleriyle çelişebileceğini değerlendirmesini yapmıştı.

İRLANDA SORUNU

Britanya İmparatorluğu'nun ilk sömürgesi İrlanda adasından, İngiltere'nin elinde kalan kısmı teşkil eden Kuzey İrlanda, 1960'lı yıllardan 1998'e kadar Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere'yle birlik yanlısı Protestanlar arasındaki çatışmalara ve terör olaylarına sahne olmuştu. 40 yıla yayılan ve "Sorunlar" diye anılan yıllarda, terör olaylarında 3 bin 500 kişi hayatını kaybetmişti.

Ada ancak 1998'de imzalanan Hayırlı Cuma Anlaşması ile sükunete kavuşurken Kuzey İrlanda'da çatışan tarafların ortaklığına dayalı bir bölgesel yönetim kurulması üzerinde anlaşılmıştı.

Belfast Anlaşması olarak da bilinen metinler, Kuzey İrlanda'da bugün yürürlükte olan bölgesel yönetimin temelini oluşturuyor.

Barış anlaşmasının üzerinden geçen 20 yılı aşkın süreye karşın bölge halkı arasında güven tam tesis edilemedi.