Aynı terör olayı ve bu olayı duyuran iki gazetenin birinci sayfaları. Gazetelerden biri bizim gazetemiz.

Sosyal medyada biri iki gazeteyi karşılaştırıyor. Zaman gazetesi, terör olayını küçük bir haber olarak gördüğü için eleştiriliyor, diğer gazete ise insanın yüreğini ağzına getirecek tarzda ve kapsamda aynı haberi verdiği için övülüyor. Gazetemizin suçu ne? Kayıtsızlık mı, duyarsızlık mı, şehitlere saygısızlık mı?

Gazetemizin birinci sayfa editörü yüzde yüz haklı. Bu haklılığı teslim etmek için, iki gazetenin Kandil'de komuta merkezinde yan yana masanın üzerine konulduğunu ve iki gazete hakkında terör şeflerinin yürüttüğü muhakemeyi gözünüzde canlandırın. Terör örgütü hangi gazeteye akreditasyon uygular?


Terör, dayandığı temel mantık itibarıyla bir "silahlı reklâm" faaliyetidir. Habercilikte bir faaliyetin haber olmaktan çıkıp reklâma dönüştüğü çizgiyi, tecrübeli gazeteciler çok iyi bilir. Yürütülen savaşın tek amacı var: Reklâm. Bildiğiniz reklâm. Bir partinin propaganda faaliyeti, siyasî pazarlama teknikleri değil söz konusu olan. Doğrudan bir ticarî malın tanınırlık, tüketici tercihini etkileme, cirosunu artırma çabası gibi, piyasa şartlarında gerçekleşen bir faaliyet. Bu reklâm faaliyeti için sadece silah kullanılıyor. Mürekkep yerine kan. Ne kadar çok kan dökülürse ve bu dökülen kan insanları ne kadar etkiler ve onlarda düşünce ve tavır değişikliğine yol açarsa, reklâm faaliyeti de o ölçüde başarılı oluyor.


Son günlerde peş peşe gelen saldırıları tek tek inceleyin. Şemdinli'de resmî binalara 15 dakikalığına bayrak çekebilmek için PKK'nın yüzlerce mensubunun hayatını gözden çıkartması nasıl açıklanabilir? Amaç sadece bir fotoğraf veya bir görüntü elde etmek. Bu fotoğraf veya görüntü kendisine medyada yer bulacak ve PKK eyleminde başarıya ulaşacak. Bu kadar basit bir şeyi başaramayınca çileden çıkıyor. Gaziantep'te o bomba neden patladı? O sabiler hayatını neden kaybetti? Gazeteler reklâmları santimetrekareye ve sayfasına göre hesaplarlar. Terör örgütü acımasız bir reklâm kampanyası yürütüyor. Gazetelerimiz, bu eylemlere ayırdıkları santimetrekare hesabına göre ve tabii buldukları başlıklara (reklâm sloganlarına) göre, haberciliğin dışına çıktıkları her milimetrede bu silahlı reklâm kampanyasına alet oluyor.


Bir gazeteyi, terör olaylarına az yer ayırdığı için suçlayanlar ya gaflettedir; ya da terör örgütünün yeminli hadimidir. Daha ötesi, devlet erkânının şehit cenazelerine tam kadro katılmaktan vazgeçmesi de doğru bir uygulama. Devletin zirvesi de, bu merasimlerle terörün reklâmına alet oluyor. Tek çare: Canımız-ciğerimiz yanacak, ama sesimiz çıkmayacak. Bir milletin vakarı, ağırbaşlılığı, sabrı ve metaneti görülecek sadece. Evet içimiz yanacak, dışımız serin duracak. Biz o şehitleri terör örgütü reklâmını yapsın diye mi verdik?


Yoksa, terör amacına ulaşmış olacak. Terörün silahlı reklâmının figüranı olacağız.


Stratejisi, yani siyasî hedefleri olmayan bir savaş kan dökmekten ibarettir. Bütün savaşların öncelikli hedefi karşı tarafın moral bütünlüğünü dağıtmaktır. Psikolojik savaşlar bunun için verilir. Askerî açıdan hiçbir değeri olmayan hedeflere bu yüzden saldırılır. Bugünün dünyası savaş için her şeyini seferber ediyor. Topyekün savaş için topyekün seferberlik gerekiyor.


PKK "halksız" bir "halk savaşı yürütüyor". Amaç taraf olmaya zorlayarak halkı da bu savaşın taraflarına dönüştürmek. Savaş zihinlerde, yüreklerde veriliyor. Bayrak bir dağın tepesine değil, beynimize çakılacak. Teröre karşı mücadele dünyanın her yerinde benzer şekilde yürütülüyor. Rusya'da Çeçenlerin öldürdüğü ordu mensupları sadece İçişleri Bakanlığı'nın istatistiklerinde yer alıyordu. Terör saldırıları karşısında basının uyguladığı otosansür, sadece bu silahlı reklâm faaliyetine alet olmayı reddetmekten ibarettir. Reddedeceksiniz. Aksi takdirde o akan kanda vebaliniz olur.


Başbakan'ın bu konudaki ikazları tamamıyla doğru. Medyanın ahlakî görevi, bu ikazlara uymak ve terörün silahlı reklâmına meccanen katkıda bulunmamak olmalı. Terör örgütünün reklâmına safiyetle alet olanlar ise kendilerini tepeden tırnağa gözden geçirmeli.

(Zaman gazetesinden alınmıştır)