Hep Amerikalı kadınlar mı iz bırakacak İngiliz cemiyet hayatında? Erkeklerin de etkileri var ve daha da kalıcı bazen. İşte bir tanesi, Londra’nın alışveriş caddesinin kontu ve perakende alışverişin kralı Bay Harry Gordon Selfridge…ölüm yıldönümünde.

O zaman müze gezme kısmını uzatıp alışveriş kısmına az zaman ayırdığı için azarlanma korkusu taşıyan bir rehber olarak yazmak isterim. Londra’ya geldiğinizde her ne yaparsanız yapın mutlaka Oxford Caddesi’nde yürüyeceksiniz. Alışverişten hoşlanmasanız da… Çünkü eşiniz, çocuğunuz veya gezi partneriniz isteyecektir. Ayrıca çekicidir de…Yorucu ama güzel bir deneyim olacaktır.

Bu caddede gezerken diğer bina, dükkan ve markalara göre büyüklüğü ile dikkat çekici bir yerdir Selfridge mağazası. Mermer anıtsal girişi, kolonlu üst katı, Zaman Kraliçesi isimli bronz kadın heykeli, saati ve diğer heykel grubu ile…

Bay Selfridge perakende ticarete ülkesi Amerika’da başladı ama kalıcılığı ve bugüne kadar gelişi İngiliz toprağında oldu.

Zengin olunca kendine aldığı yat ile 1900’lü yılların başında Avrupa’da gezmeye başlayınca Londra’nın dünya kültür, sanat, finans dünyasındaki yerine rağmen alışveriş ve bonmarşe mağazacılık konusunda epeyce geri olduğunu gördü ve işe soyundu. Department Store…bizdeki zincir mağazacılık? Çok katlı Boyner mağazaları geliyor ilk akla. Bunlar bizlerin hayatına çok sonra 1990 ve hatta 2000’li yıllarda girer ama batıda ve özellikle Amerika’da yüzyılın başına kadar gider.

Selfridge ihtiyaç için değil zevk için alışveriş fikrini ve zevkini İngilizlerin kafasına sokan kişidir. Noel alışveriş çılgınlığını Avrupa’ya taşıyan kişidir. Reklam ve promosyonlu satış uygulamasının ne kadar önemli olduğunu pazarlama bilimine taşıyan kişidir.

Mağazası da Türkiye’de alıştığımız sadece satış amaçlı dükkan ve reyonlardan oluşmaz. Müşterilerin entellektüel algısına da dokunarak içeride kütüphaneden okuma salonuna, Amerikalı, Fransız ve hatta Alman müşteri zevklerine uygun farklı bölümler dekore edilir. Çalışanlarını nazik davranmaları ve müşterileri mal satın almaya zorlamamaları konusunda eğitir.

Ayrıca parfüm ve makyaj malzemesi türü güzellik ürünleri kadınların ilgisine rağmen tabu olarak kabul edildiği için çekinerek aldıkları seylerdir o zamanlar. Bu sebeple mağaza arkasında gizlice satılırken Selfridge bu ürünleri vitrine taşıma cesaretini gösterir.

Bir de posta teşkilatını ikna ederek 1 (bir) numaralı telefon hattına/numarasına sahip olur. Bu da büyük bir başarı olarak kabul edilir şirket yönetiminde. 532’li bir hatta sahip olmak, diğer hatları ve kontörlü numaraları fakir ve işe yaramaz kabul etmek gibi. Bir ara Türkiye’de yaygın olan bu algı hala daha geçerli değil midir?

Açıldığı gün binlerce kadının içeri girmek için birbirini ezdiği mağaza ve satış başarısı Birinci Dünya Savaşı boyunca artar. Büyük Buhran sonrası mağazasını elden çıkarmak zorunda kalsa da Selfridge markası günümüze kadar devam eder.

Harry Selfridge ‘Ticaretin Cazibesi’ isimli bir de kitap yazar. Antik ticaret ve tüccar kavimlerinden Ortaçağ Hansa Ticaret Ligi’ne, Medici ailesi ticaretinden günümüze kadar olan ticari faaliyetlere dair ilginç bir eser ortaya koyar.

1918 İspanyol Gribi’nden erken kaybettiği eşinden sonra zengin ve savurgan birinden beklenen şekilde davrandı; kadın ve kumara daldı. Tüm servetini kaybetti ve bu devasa mağazasını kaybetti. Sık sık otobüse binip dükkanının önünden geçtiği rivayet edilir. Hatta hırpani kıyafetlerle eskiden kendisinin olan devasa mağazasının önünden geçerken dilencilikten tutuklandığı da bilinir. 89 yaşında yaşılık, fakirlik ve bronşitten öldü. Londra’nın Mayfair mahallesinde gezerken de yaşadığı evin mavi plaka ile ölümsüzleştirildiğini görürsünüz.

Hiç buzdolabı satmayan Selfridge Mağazası Londra’nın alışveriş caddesinin amiral gemisi olmaya devam ediyor.

***