Özel Fatma Hatun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Tekin Atak, uyku apnesinin özel cihazlarla tedavi edilebildiğini belirterek, "Yorgunluk, aşırı sinirlilik, yüksek tansiyon, depresyon, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, kontrol edilemeyen şişmanlama gibi sorunlarınız varsa, nedeni sizin fark edemediğiniz uyku apnesi olabilir. Tedavi edilmeyen uyku apnesi 10- 20 yıl içinde kalp hastalıkları da dahil olmak üzere yaşamı tehdit eden ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Günümüzde uyku apnesi özel cihaz ve yöntemlerle tedavi edilmektedir" dedi. 

Sağlıklı yaşamak için sağlıklı uykunun gerekli olduğunu vurgulayan Dr. Atak, "Yaşamak için uyumak gereklidir. Tarih boyunca uyku hep merak edilmiş, tüm uyku dönemlerinin anlaşılması yaklaşık 50 yıl önce tanımlanmıştır. Uyku 4 dönem halinde incelenir. Kabaca yüzeyel uyku, derin uyku ve rüya dönemi olarak tarifleyebiliriz. Derin uyku; vücudun dinlenmesi, hücrelerin ve organizmanın yenilenmesi, çocuklarda büyüme hormonun salgılanarak büyümenin sağlanması için gereklidir. Annelerin 'uyusunda büyüsün' diye söylediği ninnilerin doğru olduğunu son yüzyılda öğrendik. Uykunun rüya döneminde öğrenme, hafıza ve sinir sisteminde düzenlemeler olmaktadır" diye konuştu. 

Dr. Atak, uyku sırasında yaşanan sorunların dikkate alınmasını isteyerek şöyle konuştu: 

"Günlük uyku ihtiyacı bebeklikte en fazla, ileri yaşlarda daha azdır. Bebekler günün hemen tamamını uykuda geçirir. Çocuklara günlük 10-12 saat, genç erişkinlere 8-10 saat, yaşlılara 6-8 saat uyku gerekmektedir. Uykunun süresi kadar nasıl uyunduğu önemlidir. Sağlıklı ve yeterli uyuyan kişiler sabahları uyanmakta zorlanmaz, zinde bir şekilde kalkar, gün içinde uykusu gelmez, dikkat ve konsantrasyonu bozulmaz. Sabahları zor ve dinlenmemiş uyanmak, baş ağrısı, sinirlilik, ağız kuruluğu, gün içinde uyuklamalar ve uyku basması, geceleri horlamak, boğulma hissi, öksürük, nefes darlığıyla uyanmak, idrara çıkma, baş boyun bölgesi terlemesi, göğüste ağrı, sıkışma, yanma olması gece uykumuzda ciddi sorunlar olduğunun göstergeleridir." 

Uyku laboratuvarlarında uyku sırasında görülen sorunlar ve uykuda solunum durmaları olduğu düşünülen kişilerin değerlendirilmesinın yapıldığını ifade eden Dr. Atak, tedavi yöntemini şöyle açıkladı: 

"Bir gece tek kişilik bir odada evde uyudukları gibi normal uyumaları istenir. Tek fark çeşitli sensörler vasıtasıyla solunumu, nabzı, kandaki oksijen oranı, beyin EEG'si, EKG, karın, göğüs duvarı, bacak hareketleri, horlaması, hangi pozisyonda uyuduğu bilgisayar aracılığıyla kayda alınır. Bunların takibi için vücudun çeşitli bölgelerine elektrotlar ve kablolar bağlanır, daha sonra hastadan istediği zaman uyuması istenir. Bu işlemler sırasında ilaç verilmez, hastaya zarar verecek bir işlem yoktur. Sabah 7-8 gibi elektrotlar alınır, hasta taburcu edilir. İlgili doktor tüm gece alınan uyku kayıtlarını rapor haline getirir. Çıkan sonuca göre uykuda solunum durması saptanan hastalar kulak burun boğaz hekimi, bazen nöroloji ve beyin cerrahi muayenesine gönderilir. Değerlendirme sonucu bazı hastalara ameliyat gerekebilir. Hastaların çoğunluğu ise nefes durmasına neden olan üst solunum yolu tıkanıklığının açılmasını sağlayan, genelde burundan bir maske ile kullanılan PAP cihazı tedavisi denemesi için laboratuvara bir kez daha yatırılır. Hastanın durumuna göre çeşitli cihazlar mevcuttur. Hekimin öngörüsüne göre ve hastanın özelliklerine göre seçilen cihazla tedavi denemesi başarılı olursa bir raporla belgelenir. Bu cihazları uykuda tarif edilen şekilde ve ayarlarda kullanmak hastaların ömrünü uzatan ve yaşam kalitelerini yükselten bir tedavidir. Daha sonra düzenli kontroller ve takiple hastaların çoğunluğu sağlıklı bir uykuya ve yaşama kavuşabilir." 

(DHA)