Son yıllarda yapılan ilaç çalışmaları, acıktığımızda beynimize “yemek ye” komutunu gönderen hormonun etkisiz hâle getirilmesi üzerinde yoğunlaşıyor...

Bilim dünyası başta hareketsizlik ve kötü beslenme olmak üzere çeşitli sebeplerle sessiz bir çığ gibi büyüyen obeziteye çözüm getirmek için çalışmalarını sürdürüyor. Uzmanlar kilo kaybı için bir taraftan düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenmeyi tavsiye ederken, diğer taraftan şişmanlığın mekanizmalarını çözecek araştırmalar yapıyorlar. Hedef, kilo almaya yol açan biyolojik faktörleri belirleyerek şişmanlamayı engelleyecek ilaç geliştirmek. Şu ana kadar yapılan çalışmalar daha çok “Açlık hormonunu” baskılamak üzerinde yoğunlaşıyor. Bilim adamları acıktığımızda kanda yükseldiği tespit edilen Ghrelin adı verilen açlık hormonunu baskılayarak iştahı kesmeyi hedefliyorlar.

HAREKETSİZLİK TEK SEBEP DEĞİL
Obeziteye karşı ilaç geliştirme çalışmaları yapan bilimadamlarından biri de Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güzel. İlaç projelerinden biri Ghrelin hormonu ile ilgili olan Dr. Güzel, bugüne kadar obezite ile ilgili ile ilgili piyasaya verilen sadece 2 ilaç olduğunu belirterek “Son yıllarda gündemde olan konu ise ince bağırsaktan salgılanan Ghrelin hormonunu pasif hâle getirerek iştahı kesmek. Çünkü bu hormon beyine sürekli olarak ‘yemek ye’ komutunu gönderiyor. Şişmanlığın tek sebebi hareketsizlik değil. Bazı insanlar isteseler de yemek yemeyi durduramıyorlar. Biz ilaç çalışmalarımızda bu mekanizmayı dikkate aldık” dedi. Obezite ilacı ile ilgili TÜBİTAK’a 2 proje sunduklarını anlatan Dr. Güzel “Diğer projemiz, obezitede etkili olduğunu bildiğimiz AGP hormonunu baskılayarak tasarladığımız obezite ilacı çalışmsı. AGP hormonu ile ilgili olarak yaptığımız çalışmayı ABD’de FAZ1 düzeyine getirdik. Güvenlik çalışmaları yapılıyor. Başarılı sonuçlanırsa obez hastalarda denenecek. Aynı çalışmanın benzerini burada da yürütüyoruz. Millî obezite ilacını geliştirmek istiyoruz” dedi.

LABORATUVAR ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR
Millî obezite ilacı gündemde

Dünyada birkaç merkezde yürütülen obezite ilacı çalışmalarından biri de İstanbul Medipol Üniversitesinde yapılıyor. Boston’da özel bir ilaç AR-GE firmasında çalışırken “Tersine beyin göçü” programı kapsamında hükûmetin daveti üzerine 2013 yılında Türkiye’ye dönen Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güzel, Amerika’da başladığı obezite ilacı çalışmalarını Türkiye’de İstanbul Medipol Üniversitesi Araştırma merkezinde sürdürüyor. Bu yıl 5.si düzenlenen Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası İlaç Dizayn Kongresi’nin basın toplantısında obezite ilacı ile ilgili projenin molekül sentezleme aşamasında olduğunu söyleyen Dr. Güzel “Hayvan deneylerinde açlık hormonunun öğlen, akşam ve belirli öğün dönemlerinde ciddi olarak arttığını görüyoruz. İlaç projemizde bulduğumuz moleküllerin açlık hormonu üzerindeki biyoaktivitesini deniyoruz. Daha sonra hayvan deneylerine geçilecek. Çalışmalarımız ümit vadediyor” dedi. 

AMELİYAT KRİTERLERİ NELER?
Obezite cerrahisi ne zaman yapılmalı?

Uluslararası kılavuzlar, belirli bir kilonun üzerinde ve eşlik eden hastalıkları bulunan kişilere ameliyat izni veriyor...
Fenerbahçe Kulübü personeli ve üyesi Özge Şeker’in, 78 kilo olduğu hâlde mide küçültme ameliyatı sonrası meydana gelen enfeksiyon sonucu hayatını kaybetmesi obezite ameliyatlarında uyulması gereken kriterleri yeniden gündeme getirdi. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Şerafettin Özer, aşağıdaki şartların hepsinin bir arada olduğu hastalarda obezite cerrahisi yapılabileceğini söyledi.
- Hastanın kilolu olması: Beden Kitle İndeksi’nin (BKİ) 40 kg/metrekarenin üzerinde olması hâlinde.
-  BKİ 35-40 kg/metrekare arasındaysa, şişmanlığa bağlı komplikasyonlar olan tip2 diyabet, hipertansiyon ve karaciğer hastalıkları gibi metabolik hastalıkların olması hâlinde.
Bu şartları taşıyan hastaya bir ekibin yapacağı detaylı muayene ve araştırmanın ardından ameliyat için karar verildiğini kaydeden Opr. Dr. Şerafettin Özer “Operasyon öncesinde hastanın dâhilî, cerrahi ve psikiyatrik yönden değerlendirilmesi önemli. Endokrin veya dahiliye yönünden detaylı muayene olması ve psikiyatri uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir çünkü hastanın psikolojik olarak stabil olması çok önemlidir. Hastanın durumu, genel cerrahi uzmanının da dâhil olduğu bir ekip tarafından incelenmeli. Bu ekibin yapacağı detaylı değerlendirme sonucuna göre ameliyatın yapılmasına karar verilmesi gerekir. Bu şartlar yerine getirilmiyorsa o kişiye ameliyat yapılmaz” dedi.

Ziyneti Kocabıyık