Tartışmalar üzerine bilim kurulu toplama kararı alan Sağlık Bakanlığına gönderdiği yazıda, “Statinin hücreleri öldürdüğünü, canlılık mekanizmasını bozduğunu” öne süren Durmuş, bu ilaçların aynı zamanda “cinsel fonksiyon bozukluğuna yol açtığını” iddia etti.

“Kolesteroldaki Kaos”, “Çarmıha Gerilen Molekül” ve “Kolesterol ve Akıl Oyunları” isimli kitapları bulunan uzman biyolog Mevlüt Durmuş, Sağlık Bakanlığı'na gönderdiği yazıda, kolesterol ilaçlarının yan etkileriyle ilgili uluslararası alanda yürütülen araştırmaların sonuçlarına dikkati çekti.

Sağlık Bakanlığına gönderdiği yazıda, ilaçların etkinliğiyle ilgili “mutlak fayda”nın önemine işaret eden Durmuş, ilaç ve deney araştırmalarında kontrol grubu üzerinde deneyin-çalışmanın etkili olup olmadığının tartışıldığını hatırlattı.

Söz konusu ilaçların faydasının yüzde 20 ile 45 civarlarında belirtildiğini, bu oranların bu ilaçların faydası gibi algılandığını ifade eden Durmuş, “Oysa insanlara ve ilgililere söylenen bu yüzde 20-45 fayda, mutlak değil göreceli faydadır. Yani göreceli fayda hesaplanırken kontrol grubu hesaba katılmamıştır. Bu mutlak değil göreceli faydadır” görüşünü savundu.

Bu ilaçların mutlak faydasının yüzde 4 olduğunu ileri süren Durmuş, “100 kişide çıkabilecek çeşitli yan etkiler ve zararlar toplamı, ilacın verdiği iddia edilen mutlak faydadan çok daha fazladır” ifadelerine yer verdi.

İLAÇLARIN YAN ETKİLERİ

Kolesterol düşürücü ilaçların hücre öldürücü ve kanserojen olduğunu ileri süren Durmuş, “Bu yan etkiler ilk çalışmalardan beri bilinmektedir. Bu alandaki çalışmalarıyla tanınan Akira Endo bunu ortaya koymuştur. Bu ilaçların hücre öldürücü olması üzerinde tartışmak anlamsız ve saçmadır. Statinlerin hücre öldürmeden, özellikle karaciğer hücrelerine zarar vermeden, karaciğer hücrelerini öldürmeden kandaki kolesterol düzeyini düşürmesi mümkün değildir” ifadesini kullandı.

“Kanser-statin araştırmalarında, bu ilaçların şu ya da bu şekilde hücreleri öldürdüğünün, canlılık mekanizmasını bozduğunun gözden kaçırılmaması gerektiği” görüşüne yer veren Mevlüt Durmuş, “Sağlık Bakanlığının, söz konusu statinlerin yüksek dozlarda ne kadar ölümcül olduğunu anlamak istiyorsa mutlaka 'hücre ve doku kültürü' testlerini yaptırmalıdır” önerisinde bulundu.

Söz konusu ilaçların yan etkilerinin, karaciğer dışı organlarda ve karaciğerde ortaya çıkabilecek etkiler olarak ikiye ayrılarak incelenmesinin yerinde olacağını bildiren Durmuş, şunları kaydetti:
“Kendini yenileme yeteneği karaciğer kadar gelişmiş olmadığı için en büyük zarar karaciğer dışı organlar ve hücrelerde meydana gelir. Özellikle bu ilacı kullanan kişilerde ortaya çıkan, bizim toplumumuzda söylenmeyen veya söylenemeyen en büyük yan etki cinsel fonksiyon bozukluklarıdır. Hücre içinde bütün kadınlık ve erkeklik hormonları kolesterolden yapıldığı için bu ilaçların kullanımlarında erkeklik ve dişilik hormonları da azalmakta, daha da kötüsü bu hormonların kadın ve erkeklerde azlığına bağlı birçok hastalık ortaya çıkabilmekte, hatta bu hormonların azlığı ölümle ilişkilendirilebilmektedir.”

Mevlüt Durmuş, bu ilaçların kas krampları, kas erimesi, eklem ağrıları, kas ağrıları, uykusuzluk, hafıza kaybı, huzursuzluk, anksiyete, alerji, erkek çocuklarda meme büyümesi, hepatit, kataraktın kötüleşmesi, iktidarsızlık, kaşıntı, egzama, karaciğer enzimlerinde artış, baş dönmesi gibi yan etkileri olabileceğini öne sürdü.
Bazı bilim insanlarının, kolesterol ve steroid metabolizmasının insan için önemine odaklanmadıklarından, statinlerin yan etkilerini küçük gösterdiğini ve dikkate almadığını savunan uzman biyolog Mevlüt Durmuş, bunun çok ciddi bir bilimsel hata olduğunu öne sürdü.

Durmuş, “Çünkü organizmadaki steroid metabolizmasına sahip her bir hücre, statinlerden etkilenmek ve işlevini kaybetmek zorundadır ki bir hücrenin işlevini kaybetmesinin anlamı aslında hücrenin ölümüyle eşdeğerdir” ifadesini kullandı.

STATİN KANSER İLİŞKİSİ İDDİASI

Bilim dünyasında statinlerin kimi zaman kanserle ilişkilendirildiğini, kimi zaman da bunun reddedildiğini anlatan Durmuş, “Akira Endo, statinlerle yüksek dozda yapmış olduğu ilk çalışmalarında, lenfoma bulgularına rastlamış ve defalarca deney hayvanlarına vermiş olduğu statin miktarını azaltmak sorunda kalmıştır. Endo'nun yaptığı gibi deney hayvanlarında bu ilaçların yüksek dozlarıyla 'kanserli hücreler veya farklı tümörler' de elde edilebilir. Bu durum, statinin kanser yapma potansiyelinin de bir göstergesidir” görüşünü savundu.

Karaciğerin ürettiği kolesterolün, tekrar hem bu organ hem de diğer organlar tarafından geriye alınması gerektiğini, bu gerçekleşemediği zaman “yüksek kolesterol” denilen sorunun ortaya çıktığını belirten Durmuş, şunları kaydetti:
“Bu ya genetik nedenlere ya da yağları taşıyan partiküllerin bozulmasına bağlıdır. Buna çözüm kolesterol ilacı kullanmak değil, bozulan partiküllerin onarılmasıdır. Fındık, fıstık ve ceviz gibi iyi yağ içeren gıdalarla doğal hayvansal besinler ve yumurta gibi besinler tüketilerek, partiküllerin yapısının düzeltilmesi mümkün olabilir.”

KİŞİLERE TERCİH ŞANSI TANINMAMALI

Uzman biyolog Mevlüt Durmuş, Sağlık Bakanlığına gönderdiği yazıda, şu tespit ve önerilerde bulundu:

-Kandaki kolesterol yüksekliği, aşırı hücresel üretim değil, genetik ya da partiküllerin fizyolojik değişimiyle gelişen, kanda partikül birikimi olayıdır. Kanda partikül birikimine bağlı olarak ortaya çıkan kolesterol yüksekliği tamamen göreceli, yani hücresel üretime dayanmayan bir yüksekliktir.

-Statin ilaçları hücre öldürücüdür. Bu etki araştırılmalı ve kullananlara bildirilmelidir. Düşük dozlarda karaciğer üzerinde yavaş yavaş hücreleri öldürmekte, fakat bu durum fark edilmemektedir.

-Söz konusu ilaçların göreceli faydaları değil, mutlak faydaları insanlara ve ilaç bilgilerine yazılmalı, insanlara tercih şansı tanınmalıdır.

-Kolesterol ilaçlarının mutlak faydası yanında, yan etkileri çok daha fazladır. Sağlık Bakanlığı, ilaçların yan etkilerini araştırmak üzere bir üniversiteyi görevlendirmeli, sonuçlar oraya raporlanmalıdır.

-Söz konusu ilaçlar, kan kolesterol düzeyini düşürse bile mutlak faydası yetersizdir. Bazı açılardan kanser ilaçları bile kolesterol ilaçlarından daha fazla mutlak fayda düzeyine sahiptir.

-Kolesterolü yüksek insanlara kanser hastası muamelesi yapılmamalıdır. Bu ilaçlar yasaklanmalı ya da kısıtlanmalı ve buradan elde edilen kazanım, koruyucu hekimlik alanında kullanılmalıdır.”



Hürriyet