Demir eksikliğinin ülkemizde ve dünyada önemli bir halk sağlığı problemi olduğunu söyleyen Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Demir, kansızlığın felce bağlı olarak gelişen olayları artırdığını belirtti. Antalya’da düzenlenen Türk Hematoloji Derneği’nin kongresinde konuşan Prof. Dr. Demir, kansızlığa bağlı olarak yorgunluk, bitkinlik, hareket kapasitesinde azalma, çarpıntı nefes darlığının görüldüğünü hatırlatarak, “Başka hastalıklarla birlikte kansızlık olması o hastalığın seyrini kötüleştirir ve ölüm riskini artırır. Çünkü kansızlık dokulardaki oksijen miktarının azalmasına ve organ fonksiyonlarının bozulmasına sebep olur” dedi. 

YAŞLILARDA KANSIZLIK CİDDİ HASTALIK HABERCİSİ 
Özellikle ileri yaşlardaki kansızlığın, mide ve bağırsak sistemindeki ciddi hastalıkların habercisi olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Demir, kansızlığın sebebinin yaş gruplarına ve cinsiyete göre değiştiğini anlattı. Prof. Dr. Demir, “Süt çocukluğu ve ergenlik dönemi, hamilelik, emzirme dönemlerinde vücut ihtiyacını artmasına bağlı olarak kansızlık gelişebilir. Yaşlılarda ise kansızlığın  sebebi daha çok vitamin eksiklikleri ve sindirim sisteminden kan kaybı  olmasıdır” diye konuştu. Prof. Demir, felç geçiren hastalarda kansızlığın ölüm oranlarını artırdığını da belirterek, “Çalışmalar demir eksikliği olan hastalarda, felç sonrası ölüm riskinin demir eksikliği olmayan felçli hastalara göre 2 kat daha fazla olduğunu gösteriyor” dedi.

HEMOFİLİ HASTALARI DAHA AZ İĞNE YAPACAK
Doğuştan gelen bir kan hastalığı olan hemofilinin tedavisinde meydana gelen gelişmeler sayesinde artık daha az sayıda iğne ile kanama kontrolünün yapılabileceği bildirildi. Vücutta “pıhtılaşma faktörü” denilen bir kan proteininin eksikliği sonucu hastaların yürümeye başladıkları yaştan itibaren özellikle diz, dirsek, ayak bileği gibi ağırlık taşıyan eklemlerde kanamalar meydana geldiğini anlatan Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu Araştırma Sekreteri Doç. Dr. Muhlis Cem Ar, “Bu sebeple hemofili hastalarına kanamayı, dolayısıyla sakatlığı engellemek amacıyla damar yoluyla haftada 2-3 defa pıhtılaşma proteini verilir. Ancak bunun damar içine enjeksiyonu hastalara zor geliyor. Yeni geliştirilen ve eksik faktörü taklit ederek fonksiyon gösteren bir molekülle haftada 1-2 tedavi yeterli oluyor. İnsülin gibi cilt altına enjekte edilen yeni ilacın, hastaların hayatını kolaylaştırması bekleniyor” diye konuştu.

Ziyneti KOCABIYIK