Tekirdağ Halk Sağlığı Müdürlüğü, 20-26 Mart Tuza Dikkat Haftası kapsamında kalp-damar hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere şişmanlık, şeker hastalığı, osteoporoz, inme ve bazı kanser türleri gibi önemli halk sağlığı sorunlarına neden olan gizli tehlike tuz hakkında açıklamada bulundu.

Tekirdağ Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, aşırı tuz tüketiminin hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere şişmanlık, şeker hastalığı, osteoporoz, inme ve bazı kanser türleri gibi önemli halk sağlığı sorunlarına neden olduğu ifade edildi. Açıklamada, "Dünya Sağlık Örgütü, hastalıklardan korunmak amacıyla tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram (tepeleme bir çay kaşığı veya silme bir tatlı kaşığı) olarak öneriyor. Ülkemizde Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneğinin 2008’de 14 ilde gerçekleştirdiği SALTurk-1 çalışmasında günlük tuz tüketim miktarının 18 g/gün olduğu saptandığı açıklandı" denildi.

Türkiye'de aşırı tuz tüketiminin azaltılmasını sağlamak amacıyla, bakanlık tarafından Kasım 2011 yılından beri ‘Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı’nın yürütüldüğü bildirilen açıklamada, "Program kapsamında tuzun aşırı tüketilmesinin önlenmesi amacıyla farklı sektörlerle işbirliği çalışmaları yapılması öncelikler arasında yer almaktadır. Bu doğrultuda fazla tuz tüketiminin sağlık üzerine olumsuz etkilerine yönelik kamuda farkındalık oluşturulması ve bilgilendirme yapılması, aşırı tuz içeren besinler ile aşırı tuz tüketiminin azaltılması konusunda toplumun bilinçlendirilmesi ve konuya duyarlılığın arttırılması amacıyla '20-26 Mart Tuza Dikkat Haftası' olarak belirlenmiştir. Yediğimiz tuzun büyük bir kısmı satın aldığımız hazır gıdaların içinde gizlidir. Gıdaların etiketlerini kontrol edin ve daha az tuz tüketimi için tercihlerinizi değiştirin olarak belirlenmiştir" ifadeleri kaydedildi.

"Tuzu azaltılmış ürünler tercih edilmelidir"

Tekirdağ Halk Sağlığı Müdürlüğü, aşırı tuz tüketimini azaltmak için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:

"Satın alınan işlenmiş ürünlerin etiket bilgisi mutlaka okunmalı, tuzsuz ya da tuzu azaltılmış ürünler tercih edilmelidir. Ambalajlı tüketime sunulan gıdaların içeriği etiket bilgisinden okunmalı ve benzer gıdalarda tuz ve tuz yerine geçen maddelerin miktarları daha düşük olanlar tercih edilmelidir. Hazır soslar (soya sosu, ketçap sos, barbekü sos, tartar sos, salsa sos, hardal, makarna sosu gibi), atıştırmalık ürünler (cips, tahıl bazlı bar, meyve bazlı bar, patlamış mısır gibi), tuzlanmış kuruyemişler (fındık, fıstık, ceviz, badem, leblebi, kavurga, kabak ve ayçiçeği çekirdeği, her türlü çekirdek içi vb.), turşu ve salamura (siyah ve yeşil zeytin, sebze turşuları), balık konserveleri, tuzlanmış, tütsülenmiş ve/veya salamura edilmiş et ve balık ürünleri ile aromalı/aromasız, doğal/doğal olmayan mineralli içecekler yüksek miktarda tuz içermeleri nedeniyle az tüketilmelidir. Besin sanayisinde kullanılan ve genellikle ambalajlı besinlerin besin etiketinde yer alan mono sodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat, sodyum askorbat vb. tüm sodyumlu bileşiklerin tüketimine dikkat edilmelidir. Çünkü bunlar besinin tuz/sodyum içeriğini artırmaktadır.

Taze sebze ve meyve tüketimini artırılmalı, fast food tüketimi azaltılmalıdır. Tuz oranı yüksek olan kavrulmuş kuruyemişleri değil taze olanları tercih edin. Yemek hazırlama, pişirme ve tüketim sırasında ilave edilen tuz miktarı azaltılmalıdır. Hatta besinlerin bileşiminde sodyum bulunması nedeniyle hazırlama ve pişirme sırasında mümkünse tuz eklenmemelidir. Tuz tüketimi azaltılmalıdır. Günlük olarak 5 gramı (1 tepeleme çay kaşığı veya 1 silme tatlı kaşığı) geçmemeli ve iyotlu tuz kullanılmalıdır. Sofrada yemeklere tuz ilavesi yapılmamalı ve sofradan tuzluk kaldırılmalıdır. Geleneksel olarak evlerde hazırlanan turşu, salça, tarhana, kurut, yaprak salamurası gibi yiyeceklerin tuz içeriği fazladır. Bu nedenle daha az tüketilmeli ve hazırlarken yüksek miktarda tuz kullanımından kaçınılmalıdır. Peynir, zeytin gibi salamura ürünlerin tuz içeriğinin azaltılması için yemeden ve kullanmadan önce suda yıkama ve bekletme gibi işlemler uygulanabilir. Ev dışı beslenmede yemeklerin ve besinlerin içindeki tuz miktarı öğrenilerek mümkünse az tuzlu veya tuzsuz hazırlanması istenmelidir. Tuz yerine doğal lezzet arttırıcılar (soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke, biber, nane, kekik, maydanoz, dereotu, fesleğen vb.) kullanılmalıdır. Tuz tüketiminin azaltılması konusunda bir süre ısrarlı davranıldığında, kişinin tuzu azaltılmış beslenme biçimine alışabileceği unutulmamalıdır."