CEREN KAYNAK
LONDRA

İngiltere'nin başkenti Londra'da devam eden Dünya Tip 2 Diyabet Tedavisinde Girişimsel Yöntemler Kongresi'nde Türkiye'yi temsil eden Doç. Dr. Alper Çelik, Sofra Restaurant'ta bir basın toplantısı düzenledi.

Yaklaşık 5 – 6 yıl öncesine kadar diyabetle alakalı cerrahi tedaviden ilk bahsedildiğinde çoğu kişinin, böyle bir tedavinin mümkün olamayacağını, klasik tıp kitaplarında yazıldığı gibi diyabet tedavisinin ancak diyet, egzersiz, yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç ve inüsilin ile olması gerektiğine inandığını ifade etti. Dünyaca ünlü Türk doktor, klasikleşmiş bu tedavi ile, hastaların sadece yüzde 15'i ila yüzde 20'si üzerinde bir başarı elde edilebildiğini söyledi. Çelik, bu başarı oranın cerrahi yöntemle yüzde 80 ve hatta yüzde 90'ın üzerine çıktığını belirterek, şimdiye kadar şeker hastalarına haksızlık yapıldığını iddia etti.

Dr. Çelik, uygulanan tek bir cerrahi müdahaleyle şeker hastalığının yanı sıra tansiyon, kilo problemleri, yüksek kolesterol, gut hastalığı ve polikistik over rahatsızlığı gibi sağlık sorunlarının çok geç kalınmadığı müddetçe tamamen gidermenin mümkün olduğunu vurguladı. Diyabet hastalığının cerrahi tedavi yöntemlerinin önünde halen önemli engeller olduğunu da belirten Çelik, "Bunlardan bir tanesi tek bir ameliyat tekniği yok ve her ameliyat tekniğinin başarı oranı farklı ve maalesef meslektaşlarımızın önemli bir kısmı, uygulaması daha basit ama insanları ömür boyu vitamin ve mineral bağımlısı yapacak ameliyatları ön plana çıkarmaya çalışıyorlar." dedi.

Kongreye katılma amacının emilimi bozmadan, ömür boyu vitamin, mineral, demir ve kalsiyum bağımlılığına neden olmadan ince bağırsak kaynaklı hormonların değiştirilerek, şeker hastalarından çok etkili sonuçlar alınabildiğini açıklamak olduğunu söyleyen Çelik, yapılmakta olan tedavilerle diyabet hastalığının yanısıra bu hastalığa bağlı olarak oluşan bazı organ hasarlarının da düzelebileceğini ifade etti. Kongrede şeker hastalarında görülen sinir hasarının, ameliyattan sonra düzeldiğini bilimsel verilerle göstermekte olan bir sunum hazırladığının altını altını çizdi.

Diyabet hastalığına çare olarak cerrahi yöntemlerin gerçekten bilimsel bakış açısına sahip hekimlerin ikna edilmesinde herhangi bir sorun yaşanmadığını belirten Doç. Dr. Alper Çelik, uzun süren çalışmalar sonucu elde edilen bilimsel verilerin bu yöntemlerin kabulünde önemli rolü olduğunu söyledi. Çelik, diyabet hastalarının en büyük sıkıntısının vücuttaki inüsilin depolarının tükenmesi olduğunu vurguladı. Ünlü doktor, günümüzdeki tedavi yöntemlerinde ön plana çıkan yaklaşımların, hastaların vücudundaki inüsilin depolarının korunması üzerine temellendirildiğini ve en güçlü tedavi yönteminin ise cerrahi müdahale olduğunu kaydetti.

Türk doktor, mevcut tedaviye dirençli, şimdiye kadar denenmesi gereken bütün tedavileri denemiş ve sonuç alamamış en ağır 1000 diyabet hastasında uygulanan cerrahi yöntemle yüzde 92'lik bir başarı sağlandığını belirtti. Bin kişi arasında yüzde yüz sonuç alınamamış 3 diyabet hastası var olmasına rağmen, önceki tedavilerdeki inüsilin kullanımına kıyasla önemli ölçüde azalma olduğunu ekledi.

"TEDAVİ MASRAFLARINDA BÜYÜK DÜŞÜŞ"

Uygulanan cerrahi yöntemin en önemli faydasının ise hastaların tedavi masraflarında önemli ölçüde azalma olduğunu vurgulayan Dr. Çelik, "Yaptığımız ameliyatlarla biz diyabet için harcanan parada yüzde 90'ın üzerinde tasarruf sağlıyoruz. Yani diyabet hastalarının hazineye olan maliyetlerini, yüklerini azaltıyoruz." şeklinde konuştu. Ünlü cerrah, Türkiye'de bir diyabet hastasının ameliyattan önce senelik masrafının 650 doları bulurken bu miktarın ameliyat sonrası 65 dolara düştüğünü bildirdi.

İLAÇ SEKTÖRÜNE SUÇLAMA

Diyabet hastalarına uygulanan ameliyatların en büyük eleştiri nedeninin ilaç sektöründen kaynaklandığını belirten Çelik, "Herhangi bir ilacın piyasaya sürümü yaklaşık 8-10 yıllık bir süreç ve yaklaşık yüz milyon dolarlık bir yatırım. Bunun muhakkak finanse edilmesi gerekecek. Başka türlü bir şey bekleyemezsiniz zaten. Bu finansmanın bir şekilde tamamlanması gerek çünkü bu bir döngü. O ilaç ömrünü tamamlamadan o ilacın piyasaya çıkışını engelleyecek bir tutum sergilerseniz, sizi baltalayacaklardır. Maskeleyeceklerdir. Bizim yaşadığımız da budur." dedi. Bu soruna yönelik Sağlık Bakanlığı'na birçok kez başvuru yapıldığını ifade eden ünlü doktor, bakanlıktan halen bir cevap alınamadığını da söyledi.

Doç Dr. Çelik, rastgele seçilmiş hastaların uzun soluklu takiplerinin araştırma sonuçlarının yayımlandığı bir döneme denk gelen kongrede, ilaç ve cerrahi tedavi yöntemleri arasındaki farkın açıkça belirlendiğini ve diyabet hastalarında cerrahi yöntemin açık ara farkla daha etkili olduğunu bildirdi. Çelik, "Artık 'hangi tedavi daha üstün?' sorusu sorulmuyor." dedi.

"MİDE KÜÇÜLTME YÖNTEMİ UZUN VADEDE ÇÖZÜM DEĞİL"

Türk doktor, tıp camiasının tedavi yöntemlerinin üstünlüğü yerine hangi hastalara ne zaman cerrahi müdahale yapılabileceğinin ve ne tip bir ameliyatın söz konusu olabileceğinin tartıştığını belirtti. Ameliyat çeşitlerinden mide küçültme yönteminin uzun vadede bir başarı sağlayamayacağını vurgulayan Çelik, "Sadece mide küçültme işlemi yaptığınızda uzun vadede istediğiniz sonuçları elde edemiyorsunuz. Çünkü mide doğası gereği zaten genişleyebilen bir organ. Ayrıca insanoğlu üzerinde yapılabilecek hiçbir kısıtlamada uzun vadede sonuçları yüz güldürücü değil. Kısıtlamayla bir yere varamayız." ifadelerini kullandı.

"YENİ YÖNTEM, İNCE BAĞIRSAK HORMONLARI"

Yeni bir yöntem olarak yaklaşık son 8 yıldır üzerinde konuşulan ince bağırsağın son kısmında bulunan hormonların tıp camiasında farkına varıldığını kaydeden Türk cerrah, ince bağırsağın mideye taşınma yöntemlerinin tartışılmaya başlandığını ancak bu yöntemin hali hazırda kendisi tarafından son 6 – 7 yıldır uyguladığını söyledi.

İnce bağırsaklardaki hormonlara ilişkin kilo verdirici ilaçların da piyasaya sürüldüğünü ve sonuç alındığını belirten Çelik, cerrahi yöntemlerin her halükarda daha etkili olduğunu şu ifadelerle anlattı;

"Cerrahi tedavi ilaç tedavisinden çok daha üstün sonuçlara sahipse ve uzun vadede bu başarısını muhafaza ediyorsa bunu artık herkes bilmeli. Bugün erişkinlerde görülen tip 2 diyabete en etkili tedavi cerrahidir. Bu kongrede bu bir kez daha kabul edilmiş, ispat edilmiştir."

Diyabetle alakalı Türk tıp camiasının reddettiği ancak hastaların bilmesi gereken iki önemli konuya değinen Çelik, birinci olarak inüsilin tedavisinin kilo aldırdığını, ikincisinin ise tüp mide ameliyatlarının mucize ameliyat olarak yansıtılmaması gerektiğini savundu.

Ünlü doktor, tüp mide ameliyatlarının sadece çok kısıtlı bir hasta grubunda iyi sonuçlar vereceğini ve iştahı kontrol eden tek hormonun mideden salgılanmadığına dikkat çekti.