Kaybedişler vardır bazen, başa geldi mi çekilen.

Hayata 5-0’lık bir skorla yenildiği zamanlar olur insanın. Sanki bir rüya gibi görünür gözüne yaşanılanlar. Bir anda puslu bir görüntüye bulanır dünya ve bildiğiniz gerçeklere inanmak istemezsiniz bir türlü.

Kendinizi yılgın hisseder, uzanırsınız yatağınıza güpegündüz ve dalarsınız tatlı bir uykuya, tüm düşüncelerinizle birlikte. Aslında beş dakikalık bir dalıştır bu ve aniden kulağınızda yankılanan bir çağrı sesiyle fırlarsınız yerinizden. Öyle bir fırlayış ki, paniklersiniz bir anda. Sanki kalbinizin yerinden fırlayacakmış gibi, korkuyla attığını hissedersiniz. Ayağa kalktığınızda, yeryüzü sizi üzerinden fırlatıp atacakmışçasına sallanırken ayaklarınızın altında, koşar adımlarla ilerlersiniz duyduğunuz o sese.
Bir anda kan ter içinde ve nefes nefese kaldığınızı anlar, durursunuz olduğunuz yerde öylece.

Nerede olduğunuzu anlamaya çalışırken, yavaş yavaş da kendinize gelirsiniz. Aslında sadece zanneder, hayatın ve yaşadıklarınızın gerçekten bir rüya olduğuna inanırsınız.

Acı ve kabullenmek.

Buna rağmen de, dik durmayı başarabilmek!

Zaman zaman gözlerinizden akan yaşlara hakim olamaz ve bu rüyanın hiç yaşanmamış olmasını ümit edersiniz.  Bu şekilde ümit etmekle birlikte, gerçeğin de ne olduğunu çok iyi bilirsiniz aslında.

Belki, uzun süren bir bocalamanın bitiş anıdır bu ama yaşadığınız bocalamanın da tek faili sizsinizdir aslında. Sonuçta, görüp bildiğiniz ama inanmak istemediğiniz bir durumun neticesidir yaşadığınız bu duygular.

Bir düşünürsünüz “Dünyanın sonu geldi” bir düşünürsünüz “Daha güçlü olacağım” diye.

Şair demiş ya, “Sürünür gidersiniz…” Artık bu noktaya geldiğinizde, sürünme zamanınız geçmek üzere demektir. Emekleyen bir bebek nasıl ayağa kalkıp yürümesini öğreniyorsa, siz de ayağa kalkıp, hayata daha farklı bir şekilde adım atmaya başlarsınız.

İşte, o andan sonra, artık kimsenin sizi yıkamayacağı bir duruma gelir ve sürünmenize sebep olan insanların da, bir gün, süründüğünü göreceğiniz günü beklersiniz.

Siz belki o kadar acımasız olamazsınız. Vicdanınız buna el vermese de, yine de beklersiniz.

Kapılarınızı buğulu sona, sessizce kapatırsınız.

Sizden başkası da geri açamaz artık.

Oyun bitmiştir…

Rüya gerçek.