Kıbrıs Rum Yönetimi dün Troika ile nihayet memorandumu (mutabakatı)  imzaladı.

İmzalama töreninden hemen sonra Rum basını, TV'si ve hükümetin çeşitli sözcüleri ilk adım olarak "Doğalgazı kurtardık, doğalgaz bizim egemenliğimiz altında"  demeye başladı, daha ortada fol, yumurta yokken.

Bırakın folu, yumurtayı kümes bile yok ortada!

 

İmzalanan memorandumun içeriği ne olursa olsun, ancak belli bir aşamadan geçtikten sonra yürürlüğe girebilecek ve çarklar dönmeye başlayacak.

 

Memorandumun ilk aşaması bugün Eurogroup Working Group tarafından derinlemesine incelenmek olacak. Sonra da  Eurozone’un Maliye Bakanları 12 Nisan’da memorandumu enine boyuna tartışacaklar. Olumlu- olumsuz yönlerini, getirisini- götürüsünü ve Eurozone'a uzun vadedeki etkisini hesaplayacaklar.

 

Bu hesaplamalar sonucunda imzalanan memorandumun Kıbrıs Rum tarafına kazandıracaklarından ziyade Eurozone'a vereceği zarar diş kovuğunu doldurmayacak düzeyde çıkarsa, memorandumun Almanya, Finlandiya, Hollanda, Avusturya, Belçika, Estonya, Fransa, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Malta, Portekiz, Slovakya, Slovenya, İspanya ve Kıbrıs Rum Yönetimi Meclislerinde kabul edilmesi gerekecek.

 

Eurozone'a üye bu ülkelerin toplam nüfusu yaklaşık 332 milyon ve bu kişilerden alınan vergilerden Kıbrıs Rum Kesiminin ekonomik çöküntüden kurtarılabilmesi için gerekli olan 10 milyar Euro, yıllık yüzde 2.5 faizle verileceğinden, bu halkları temsil eden parlamentoların ayrı ayrı onayları gerekiyor.

    

Kıbrıs Rum Yönetiminin kurtuluşu için gerekli olan ekonomik programın ve bütçe reformunun 2018 yılına kadar uzayacağı kesin. En iyimser olasılıkla da bugünden itibaren 5 yıl süre ile güneyde kemerler her gün biraz daha sıkılacak demektir.

 

Memorandumun ilk aşamada doğalgaz konusunda koşullar içermediği düşünülse de, işin doğrusu öyle değil. Doğalgazın çıkarımı ve dağıtımı konusunda Uluslararası Para Fonu (IMF) veya Dünya Ticaret Fonu’nun son sözü söyleyeceği maddeleri de kapsamakta dün imzalanan memorandum…

 

Bazı diplomatlar, imzalanan Memorandumun halka açıklanmayan kısmında ise Kıbrıs Rum Yönetiminin,  doğalgazı gelecekte Kıbrıslı Türklerle paylaşma ve Türkiye üzerinden geçecek boru hattı ile Avrupa'ya gönderme zorunda bırakacak şartların olduğunun belirtiyorlar.

 

IMF’nin bu memorandumdaki yetkileri çok büyük ve derin etkili.

IMF gerek duyduğu zaman “bölgede artan siyasi ve ekonomik tehlikeler"i öne sürerek Kıbrıs Rum Yönetiminin doğalgaz sıvılaştırma terminali inşa etmesine mani olabilecek. Buna ilaveten de elde edilen doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya gönderilmesini şart koşacak büyük bir olasılıkla.

 

Troika'nın da yetkileri yabana atılacak cinsten değil.

Gelecekte Kıbrıs Rum Yönetiminin mali durumunu inceledikten sonra doğalgazın Avrupa'ya sevkiyatı için gerektiği kadar parası olmadığı kararına varırsa, doğalgaz çıkarım, işleme ve satış faaliyetlerinin tümünü özel sektöre verme yetkisine sahip.

 

Troika aynı zamanda N. Silikiotis’in Rum Meclisinde hidrokarbon milli fonu kurulması konusunda sunmuş olduğu yasa tasarısından da tatmin olmuş değil. İşin açıkçası Troika doğalgaz konusunu Kıbrıs Rum Yönetiminin kontrolüne verme taraftarı değil.

 

İmzalanan memorandum içeriğince 1.4 milyar euro’nun sağlanması hedefiyle devlet malının değerlendirilmesi ve özelleştirilmesi gündemde. Yakın zamanda Kıbrıs Rum Yönetimine ait binalar, toprak, vadi, hali, hazine arazileri ve diğer taşınmazların değerlendirilmesi ve Kamu İktisadi Kuruluşlarının özelleştirmesine başlanırken, 4 bin 500 memur ise kademeli olarak işten durdurulacak.

 

Aslında memorandum imzalandıktan sonra Kıbrıslı Rumlar rahat nefes alamayacaklar. Sefalet, açlık, ilaçsızlık ve işsizlik devam ederken suç patlaması da yaşanacak.