Rumların ve Yunanlıların geçmişten gelen Türklere karşı olumsuz bakış ve duyguları, gerek Kilisenin ayinlerde, gerekse de Eğitim Bakanlıklarının tarih kitaplarına çıkmamak üzere ektikleri "Türk düşmanlığı tohumları"yla, 21. yüzyıla girmiş olmamıza rağmen halen azalmış değil.

 

Sizi Rum zannedip söyledikleri ile Türk olduğunuzu fark edip söyledikleri arasında taban tabana zıtlıklar var. Biri içten gelen gerçek duygular, diğeri de yapmacık, göstermelik olanı.

 

2003-2004 Annan Planı görüşmeleri döneminde ortak çalışma ve barış kültürünü aşılamak için ABD'ye davet edilen Kıbrıslı Türk ve Rum kadınlar arasında yer alan bir kadın okurumun bana, açık adı ve soyadı ile emil vasıtasıyla yazılı gönderdiği bir anısı, Rumların yüreklerindeki bu olumsuz duygunun hangi boyutta olduğunu gözlerimin önüne sermişti.

 

Kendi aralarında sürdürdükleri bir sohbet sırasında, söz konusu okurumun çok iyi düzeyde Rumca bildiğinin farkında olmayan Rum katılımcı kadının, okurumun yüzüne baka baka ve gülümseyerek, yanındaki Rum arkadaşına Rumca hitaben "fırsatını bulunca bunların hepsinin ..........eceğiz" sözleri, okurumdadüş kırıklığıyla beraber  travma yaratmış, arkadaşı olarak geçinen Rum kadınının da içindeki gerçek düşünceleri ortaya koymuştu. Okurum, "binlerce kilometreyi boşuna geldiğimi o an fark ettim" diye sonlandırmıştı bana gönderdiği mesajını.   

 

Bir taraftan Rum Ortodoks Kilisesinin dikenli vaazları, diğer taraftan da Rum Eğitim Bakanlığının olumsuz yöndeki çabaları ile Kıbrıslı Rumların beyninde Türk ve Türkiye düşmanlığı artık paranoya haline dönüşmüş, en üst düzeyde görev yapan Kıbrıslı Rum'dan, en alt düzeydekine kadar.

 

DİSİ’nin Avrupa Parlamentosu'ndaki temsilcisi AP Milletvekili EleniTheoharus'un, Avrupa Parlamentosunda Türkleri ve Türkiye'yi kötülemekten başka bir işi yok. Son 6 senedir Avrupa parlamentosunda yaptığı konuşmalara bakıyorum,  Parlamento Başkanına ve Komiserlere (Bakanlara) hitaben yazdığı mektup veya dilekçeleri okuyorum, hepsi de istisnasız Türkler ve Türkiye aleyhine. İçleri de gerçek olmayan varsayımlar ve hurafelerle dolu. Bir tanesi olsun Kıbrıslı Rumların sosyal veya da ekonomik çıkarları ile ilgili değil. Ya kafası basmıyor, ya bilgisi yeterli değil, ya da içindeki paranoya aklını başından almış. 

 

Bayan Theoharus, belli ki iç tribünlere oynuyor ve Avrupa Parlamentosunda bulunuş amacı da hiç durmadan Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye'nin aleyhine konuşmak, gerçek olmayan hayali savlar öne sürmek ve Avrupa Parlamentosunda Türk düşmanlığını yaymak ve Kıbrıslı Türkler ile Türkiye'yi tanımayan yeni üyeler üzerinde olumsuz etki yaratmak.   

 

Geçen hafta yaptığı konuşma tam bir yüz karası. İçinde karalama var, uydurma var, iftira var ve de kafadan atma var.

 

BayanTheoharus konuşmasında, hiç sıkılmadan ve de yüzü kızarmadan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "KKTC’de İslam Devleti kurma çabası" içerisinde olduğunu, KKTC’deki ibadet yerlerinin,  kendi kullandığı kelimelerle, "mantar gibi çoğaldığını" ve bir diğer deyişle, KKTC’nin "İslami tehdit altında" olduğunu savunuyor.

 

Hatırlatalım; Kıbrıs'ın güneyinde yaşayan Rumlar-ve Türkler- 23 Nisan 2003 tarihinden itibaren KKTC'ye/Rum kesimine geçmek istediklerinde sınır kapısında "Muhaceret Formu" doldurmak zorundalar. Yaptığım araştırmada bayanTheoharus'un, son birkaç yıl içinde KKTC'ye hiç giriş yapmadığını tespit ettim.    

 

Şimdi sormazlar mı adama; İnsan hiç gitmediği bir yer ile ilgili nasıl değerlendirme yapabilir, konuşma yapabilir ve de ileriye dönük kesin bir saptamada bulunabilir? Demek art niyetli olunca, bunların hepsi yapılabiliyor, hayal gücü çalıştırılarak...

 

Ata ATUN

e-mail: [email protected]

http://www.twitter.com/ataatun

http://www.ataatun.org 

Facebook: Ata Atun

1 Ekim 2014

 

T.C. ve KKTC'de Yüksek Öğrenim ile ilgili Resmi kuruluşlar ve Üniversitelerin Etik kurulları, Ata Atun intihal ile ilgili herhangi bir akademik bulguya rastlamamıştır.