“Yaşamak şakaya gelmez, 

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın 

                      bir sincap gibi mesela…” 

Her sabah bahçeye mesai saatlerine sadık memur edasıyla, iki küçük kumru ve bir sincap geliyor. 

Aylardır hiç şaşmadı, hep bizdeler…

Bazen takılıyorum sanki babanızın evi; ye, iç, uç, git…

Kumrular, narin ve asil ama sincap için aynı şeyi söyleyemem. 

Önce eğilip yiyor sonra hızını alamıyor, iki eliyle ağzına tıka tıka…

Diyorum kibar ol biraz ama umurunda mı…

Onları seyrederken bazen Nazım Hikmet’in bu sözleri aklıma geliyor.

“Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela…”

Zaten her şeyi bu kadar ciddiye ala ala hayatımızın içine çiçek ektik, bir türlü burnumuzu bu saksıdan çıkaramıyoruz…

Çoğu zaman kırdıklarımızın, kırıldıklarımızın sayısını bile hatırlamaz oluyoruz.

Direk söylemese, şöyle ima etti ama aslında şunu kasttetti.

Belki de durum, senin anladığından tamamen farklı, o zaman düşünmeye devam.

Peki neydi o zaman? 

Başkasının kafasından geçenleri anlamaya çalışıp, fikir yürüttüğümüz zamanları 

biraz zorlasak her kişi adına bir kitap yazardık be…

Çünkü O’nun söylediği sana yetmiyor arkadaş!

O an ki moduna göre ya iyi niyetli algılıyorsun ya tam tersi…

Hayat gerçekten bu kadar zor mu yoksa biz mi zorlaştırıyoruz.

O sincap karnı doyduktan sonra ağzına tıkıştırıyor ya çünkü yarın orada yemek bulup bulamayacağından emin değil. 

Sende karşındakinin niyetine güveneceksin ki şunu mu kasttetti bunu mu kasttetti diye kafanı yormayacaksın.

Dedim ya işte her şey fazla ciddiye almaktan…

Hele birde hayat telaşına düştün mü işin içinden seni kimse çıkaramıyor.

Yarın ne olacak, beş sene sonra ne olacak, on yıl sonra ne olacak, yaşlanınca nerede olacaksın…

Kendine çözüm bulsan hızını alamayıp çoluğun çocuğun, doğmamış torunlarına kadar endişeleniyorsun.

Dünyaya yaşamak için mi endişelenmek için mi gelmişiz belli değil.

Yorulmuyoruz…

Her şeyi kişisel algılamaktan…

Her yaşananda kendimizi fazla önemsemekten…

İbreyi hep kendimize çevirmekten…

Bütün suç Nazım usta’nın…

O dedi ya bir kere ciddiye alacaksın, onun sözü üzerine söz söylemek, karşı gelmek olmaz.

Ama denemekte fayda var… 

Ben başladım mesela…

Elimden geleni yapıyorum. 

Ne eksiği ne fazlası…

Daha fazlasını hayatıma sokmuyorum.

Ve ilk iş bahçeye bir not bıraktım…

“Rahat ol.Yarın burada yine yemek bulacaksın”

Haziran.2019 Londra