2011 yılında enerji faturası 54.1 milyar dolar oldu. Toplam ithalat harcamasında enerji ithalatına ödenen dövizin payı yüzde 22.5 oranına ulaştı.

Enerji faturası 2009 yılında 29.9 milyar dolar, 2010 yılında 38.4 milyar dolar iken neden 2011 yılında 54.1 milyar dolar oldu?
Çünkü petrol fiyatları her yıl artıyor. Ham petrolün ortalama fiyatı 2009 yılında 61.9 dolar, 2010 yılında 79.6 dolar iken 2011 yılında 110.0 dolar oldu.

2011 yılı sonunda Brent Petrol fiyatı 102 dolardı. Şimdilerde 120 dolar dolayında.
Hükümet bu yıl petrol fiyatının ortalama 100 dolar olacağı varsayımına göre gelir-gider dengesi yapmıştı. Uzmanlar petrol fiyatındaki her 10 dolarlık artışın petrol faturasını 4 milyar dolar artırdığını söylüyor.
Demek ki bu yılın ilk 2 ayında faturaya 10 milyar dolarlık yük geldi.
Türkiye, diğer birçok ülke gibi petrole ve doğalgaza bağımlı. Ülke büyüdükçe, insanlar zenginleştikçe enerji faturası artacak. Gerçekçi olalım. Kısa sürede biz bu faturayı küçültme imkânına sahip değiliz.

Faturayı ödeyeceğiz

(1) Petrol ve doğalgaz fiyatı kontrolümüz dışında artıyor, (2) Faturayı küçülteceğiz diyerek tüketimi kısmak şansımız yok.
Bu durumda yapılacak tek bir şey var: Enerji faturasını ödeyecek ölçüde ihracatı artıracağız.
Tabii ki, rüzgâr ve güneş enerjisinden mümkün olduğu kadar çok yararlanmak gerekir. Ama gerçekçi olalım, sadece rüzgâr ve güneş enerjisi ile sorunu çözemeyiz.
Petrol, doğalgaz ve kömür günlük yaşamda da kullanılıyor. Otomobiller, traktörler, su pompaları petrol ile çalışıyor, evler doğalgazla ısınıyor, ocaklar tüp gaz ile yanıyor, kömür yakanlar var ama... Petrol, doğalgaz ve kömür büyük ölçüde önce elektrik üretiminde sonra sanayide kullanılıyor.
Elektrik üretiminin yaklaşık (yuvarlak rakamlarla) yüzde 46’sı doğalgaza, yüzde 19’u ithal kömüre, yüzde 7’si yerli kömüre, yüzde 25’i suya bağlı. Rüzgâr enerjisinin toplam üretimdeki payı yüzde 1.5, termalin payı yüzde yarım dolayında.

Söylem çok-eylem yok

Açık anlatım ile biz enerji ithalatına bağımlıyız. Talebi kısamayız. Frenleyemeyiz. İthalat devam edecek.
Ne olur ,”Enerji ithalatı olmasa idi, bizim cari açığımız bu kadar büyük olmazdı” diyerek kendimizi avutmayalım. Enerji ithalatı bir gerçek. Enerji faturası bir gerçek. Bizim gibi enerji kaynağı sınırlı ülkeler bu faturayı karşılamak için ihracatlarını nasıl artırıyor ise, biz de artıracağız.

Bu arada neler yapılabilir? 
(1) Kömür madenlerimizden  daha fazla yararlanabiliriz.
(2) Nükleer enerji yatırımına karar verildiğine göre, Rusların başladığı işin çabuklaştırılmasına, yeni yatırımlar için anlaşmalar yapılmasına önem verebiliriz.
(3) Rüzgâr enerjisi yatırımlarının teşvikini sürdürebiliriz. Bizde enerji konusunda bolca söylem var, eylem yok. Halbuki en önemli sorun bu.

(Milliyet)