Toplumun, halkın, milletin tamamı medeni değilse eğer, medeni kanunlarla düzeni sağlayamazsınız. Eğer ‘’ 2 sene yatar çıkarım nasıl olsa !’’ güvencesi, şımarıklığı hakimse o beyinde, o beyin o bedene her türlü pisliği yaptırır. Bu yüzden verilen cezalar suçlarla doğru orantılı olmalıdır. Vatana ihanet, kadına tecavüz etmek, kadına dayak atmak, kadını öldürmek, çocuğa cinsel istismar, uyuşturucu satmak, yasa dışı silah kaçakçılığı yapmak, devleti yıkmak, bölmek  için terör örgütü kurmak, kadın mafyası gibi ağır suçların cezası hapishanede bakılmak, hapishanede o suçlunun televizyon seyretmesi, kitap okuması, bulmaca çözmesi olamaz! Toplumda nefsi müdafaa hariç başkasının canına kastedenin canı yasalar hükmünce alınmalıdır. Başka türlüsünü kim ne söylerse söylesin, kim  ne derse desin bu kadına, çocuğa şiddet, bu kimin kime gücü yeterse zihniyeti ilelebet devem eder. Bu kadar canavarlığın üzerine hala ‘’ Mini etek  giyiyorsan sonuçlarına katlanacaksın!’’ gibi rezil twit yazıları ve ‘’ Her ülkede böyle şeyler oluyor, oturun oturduğunuz yerde, bas bas bağırıp durmayın ‘’ diye gazeteci, yazar diye markalanan tiplerin yazdığı yazılar halkın seviyesinin ne kadar dibe vurduğunu göstermektedir.

Bir taraftan da insanların darbe yapacaklar iddiası ile gece yarıları veya sabaha karşı evlerinden alınıp enselerinden ittirilerek polis arabalarına koyulup , uydurma deliller ile mahkemelerce tutuklanıp 5-6 sene hapishanede yatırıldıktan sonra ‘’Pardon size kumpas kurulmuş, yanlışlık olmuş’’ vakaları ile dudaklarımızı uçuklatan adalet sisteminde, yargı sisteminde bir çok masum insan da idam edilebilir ve sonra onların ailelerine ‘’Pardon rahmetliye kumpas kurulmuş!’’ da denilebilir.

Yani öyle de batarız, böyle de batarız veya iki ucu kirli değnek çelişkileri yaşadığımız bir dönemdeyiz. Hukuk, yargı, adalet, polis insanlara güven vermelidir ama bu dönemde onlar masum  insanları korkutuyorlar ama asıl korkmaları gereken yüzsüz, hain, suçlu tipler de bunlardan hiç korkmuyor.

Eğitim, ahlak, din dersek, bunlar da bu suçların önüne geçemiyor. İki üniversite bitirmiş ödüllü akademisyenler karısını dövebiliyor. Din adına insanlar yakılarak öldürülüyor ve canlı yayınlarda gösteriliyor. Ahlak alimi geçinenler ise saçma sapan konuşuyorlar ve onların da bir çok kirli çıkıları, torbaları, çuvalları ortaya çıkıyor. ‘’8-9 yaşındaki kız çocuğu ile nikahın caiz olduğu’’ ileri sürülüyor. ‘’ Ölü kadınla öldüğünden itibaren şu kadar süre cinsel ilişki olabilir’’  diye ahlaki fikirler ortaya dökülüyor ve bunları iddia edenler din alimleri, din profesörleri falan. Ben bu örnekleri yazarken dahi çarpılmaktan korkuyorum ama yazmak lazım ki insanlar bu beyin yapısına sahip alim geçinen karakterlerden  fetva, ders ,öğüt alabileceklerini artık anlasınlar.

‘’ Herkes kendinden sorumludur ‘’ da diyemezsin. ‘’ Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’ da diyemezsin. Çünkü herkes  her şeyden yaşadığı sürece sorumludur ve o yılan bir gün mutlaka seni de sokabilir.

Kirli bir dünya bu! Biz dünyayı kirletiyoruz! Dünya da intikamını alıyor ve bizim ruhlarımızı kirletiyor! Biz bu dünyanın yaratılmışlarına saygı duymadıkça, vicdanlarımız kilitleniyor. Merhamet, şefkat duygularımız kokuyor! Sevgi dolu yüreklerimizdeki sevgi çürüyor!

İlahi bir sistem var ama herkes günlük yaşıyor ! Herkes kendisini bu alemde her şeyi yapmaya hak görüyor, haklı görüyor! Egolar şişmiş, kibirler kabarmış, hırslar tavan yapmış, insanlar özgüven patlamaları yaşıyorlar! Bir çok yaratılmış edep ve terbiyeyi sıfırlamış!

Herkes en akıllı, en zeki, en uyanık, en güçlü, en kurnaz kendisini görme gayreti içinde! Herkes intikam peşinde!

Dizi filmlerde sürekli bunlar pompalanmaktadır!

Allah hepimizin sonunu hayır etsin!