Londra’nın en kıymetli alışveriş mağazasının kurucusu Charles Henry Harrod 1834 yılında bugün dükkanını açtığında olacaklardan haberdar değildi elbette. Bu açılış yıldönümü şerefine ben de ele almak istedim bu hiç alışveriş yapmadığım dükkanı.

Özellikle gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerden gelen ve paralarının kaynağına hep şüphe ile bakılan iş adamı ve politikacı eşlerinin uğrak yeridir. Böyle diyerek elbette küçümsememek gerekir, Londra’nın en iyisi ve en değerlisidir, kraliyet ailesi olmasa da zengin ve tanınmış kişilerin uğrak yeridir.

Bugün devasa bir büyüklüğe, yüzlerle ifade edilen departmana ve sayısı bilinmeyen ürüne sahip olsa da aslında tek odalı bir dükkan olarak açıldığını ve başta çay olmak üzere bakkal dükkanında olabilecek şeyler satıldığını hatırlamak gerekir. Esas başarısı Londra’nın lüks semti Knightbridge’de artık olmayan Kristal Sarayı’ın inşası sonrasında 1850’lerden sonra olmuştur.

Devamında başarılar gelir ve o zamandan günümüze kadar önemli bazı ilklere imza atar. Bunlardan en çarpıcı olanı dünyanın ilk yürüyen merdiveninin bu kompleks içersinde kurulmasıdır…ta 1898’den. Bu kendiliğinden hareketli basamaklarda seyahat etme çilesine katlanma cesareti gösteren varlıklı müşterilere de meşakkatli yürüyen merdiven seyahatlerini tamamlamanın şerefine rahatlamak için konyak ikram edilirmiş.

İlkesi herkesin satın almak isteyebileceği birşey anlamına gelen ‘Omnia Omnibus Ubique’ şeklindeki Latince bir ifadedir. Tabi 300’den fazla bölümü olan bir dükkan kompleksinde yiyecekten oyuncağa sayısız ürün mevcuttur. Hatta Birinci Dünya Savaşı’na kadar mağazadan kokain bile satın alınabilinir ancak bu durum ülkenin uyuşturucu politikası ile alakalı olsa gerek.

Özellikle ayakkabıları ile çok iddialıdır ve siz de bir ayakkabı meraklısı iseniz o bölümü dolanmanız gerekir kanaatimce. Ancak kalabalığı hiç göz ardı etmeyin. Noel Bayramı öncesi alışverişin çılgınlaştığı zamanlarda 300 bini bulan günlük ziyaretçi sayısının normal bir günde 100 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir.

1950 yılında Noel ışıkları uygulamasına başlandığında binden fazla ampül kullanılır ve ve daha sonraki yılarda bu ışıklandırma her gece yapılır. Her gece 1200 civarında lambaya can verilir ve ortalık mağazanın devasa binasını gece de fark etmeniz için ışıklandırılır.

Elbette herkes İngiliz toplumunda ne kadar kabul görmüş olduğu tartışılan Mısırlı iş adamının Harrods Mağazası’nı satın alması, oğlunun dul prensesle olan ilişkisi, vahim kazada hayatlarını kaybetmeleri olayısına hakimdir. İşte bu ilişki bir atraksiyonla ölümsüzleştirilmek istenir ve çiftin heykelleri sergilenir mağazada. Hatta ilişkinin ciddiyetine atıfta bulunarak teklif edilecek evliliğin mütemmim cüzü niteliğindeki yüzük de burada sergilenir. Ancak mağazanın daha dehşetli olduğunu söylemek gerekir. Zaten Bay Fayed mağazasının sahip olduğu kalite garantisi ve itibar anlamına gelen ’Kraliyet Ruhsatı’ sertifikasını da kraliyet mensuplarının ve bizatihi kraliçenin mağazasından alışveriş yapmadığı gerekçesiyle yenileme talebinde bulunmaz. Ardından da mağazasını Katar hükümetini bağlantılı olan bir sermayedara satar.

Son olarak da mağazanın hala geçerli olan kıyafet yönetmeliği uygulamasını hatırlatmak gerekir. Mesela parmak arası terlik, plaj şortu, göbekten açık tişört ve aşırı dekolte, hırpani ve kirli giyinmemek, bisiklet kaskı takmamak, sırt çantası ile mağazaya girmemek, bazı kısımlarda fotoğraf çekmemek gerektiği konusunda kibar bir uyarı yapılır. Ayrıca mağaza içerisinde birşeyler yemeniz de hoş karşılanmaz.

İyi alışverişler o zaman!