Her yerde Osmanlı Marşları çalıyor. Dünyanın üçte ikisi Evladı Osmaniye olmuş. Osmanlı bayrağı dalgalanıyor her yerde. Bu bir hafta sürüyor. Bir ay sonra insanlar iş, eş, aş istiyor. Bir yıl sonra başkaldırılar, isyanlar başlıyor. Osmanlının tüm eyaletleri bağımsızlık istiyor, Osmanlı Birleşik Devletlerinden ayrılmak istiyor. Mehmetçik  bir zamanlar sadece Anadolu ve Trakya’da ,Misakı Milli hudutları dahilinde devletin itibarını, milletin istiklalini ve vatanın bütünlüğünü korumaya çalışıyordu ama, artık Mehmetçik her yere gönderiliyor, her yerde kalleşçe  şehit ediliyor.

Türkiye Cumhuriyetinde buçuk milyon işsiz genç iş ararken, şimdi 70 milyon gence iş arıyor. Para birimi değişmiş. Osmanlı liraları ve Osmanlı altınları piyasaya çıkmış. Bir taraftan Avrupa Birliği ve Avrupa Devletleri, diğer taraftan ABD, Çin Ve Rusya, Osmanlı Devletinin tüm bankalarını, sanayisini, tarımını, ziraatını, petrollünü, askeri bağımlılığını, savunma sanayisini, ekonomisini, teknolojisini her gün biraz daha ele geçiriyor.

Terör örgütleri ve örgütlerin terörist mevcudu her ay misliyle artıyor. Sürekli resmi binalara saldırıyorlar ve halka açık kalabalık yerlerde bombalar patlatıyorlar. Uyuşturucu satışlarında ve kullanımında patlama var. Mafya örgütleri daha da acımasız olmuşlar ve sürekli eylem yapıyorlar.

Artık Osmanlı Devletinde hastane, okul, cami inşa edilmiyor, sürekli olarak hapishane inşa ediliyor. Mevcut okulların, hastanelerin, stadyumların bir kısmı hapishaneye dönüştürülmüş. Çünkü ülkedeki mahkum sayısı her ay misliyle artıyor. Hapishanelerde işkence var. İdam cezası geri geldi. Papalık halifeliğe soğuk savaş açtı ve soğuk savaşın her an sıcak savaşa dönüşmesi riski çok büyük. Birleşmiş Milletler Osmanlı yönetiminin Birleşmiş Milletler mahkemesinde yargılanmasını istiyor. Çünkü ülkede recmetmek, hırsızın kolunu kesmek gibi cezalar var ve bu cezaları şeriat mahkemeleri veriyor. Ülkede sadece şeriat mahkemeleri var ve bu mahkemeler  Şeriat Yüksek Mahkemesine bağlı ve bu mahkeme  başkanı da sadece Devlet Başkanından emir alıyor.

Papalık bütün dünyanın Müslüman olmasından ve Vatikan  devletinin lağvedilmesinden korkuyor ve bu maksatla görevlendirdiği keskin nişancı ajanlarla Osmanlı Devletinin ileri gelenlerine suikast düzenletiyor. Osmanlı Devleti de boş durmuyor, Onların keskin nişancıları da Vatikan’ın ,Hıristiyan dünyasının ileri gelenlerini, Katolik, Ortodoks, Protestan demeden keklik gibi avlatıyor. Sonra bu işin suçunu her iki taraf da uyuşturucu ve kadın mafyasının üzerine atıyor ve dinler arası diyalog çalışmalarına azimle devam ediliyor.

Osmanlı Devletinde artık ağaç kalmamış, Müthiş bir betonlaşma ve çimento yapma  var. İnşaat sektörü, müteahhitlik sektörü acayip vurgunlar yapıyorlar. Osmanlı Devletinin her tarafında ihale mafyaları türedi. Zenginlerin çocuklarını, karılarını kaçırıp fidye istemek moda oldu. 3 ayda bir yeni bir banka batıyor, iflas ediyor ve 4 ayda bir yeni bankalar kuruluyor. Salgın hastalıklar artmış vaziyette. Kapkaç olayları her ay yüzde yüz artıyor. Bonzai illetinden  ölümler 12 yaşına kadar düştü. Çok küçük yaşlardaki  kızlar zengin tüccarlara bir haftalığına nikahlanıyor. İntiharlar, ordudan ve polisten firar etmeler her ay yüzde iki yüz artıyor.

(Bütün bu kabustan karga ve guguk sesleri ile uyandım! )

Çok Şükür! Türkiye Cumhuriyeti hala var. Çok Şükür! Her şeye rağmen binlerce bağımsız mahkemede binlerce namuslu, onur yargıç ve savcı hala var. Çok şükür binlerce asker, subay, ast subay hala Atatürk Cumhuriyetinin kıymetini biliyor. Çok Şükür binlerce komiser ve polis hala Allah’tan korkuyor ama namussuzlardan korkmuyor! Çok şükür binlerce öğretmen hala okullarda öğrencilere bu Cumhuriyetin faziletlerini öğretiyor.

Yüzde on seviyede ve yüzde on randımanla çalışan Türkiye Cumhuriyeti dahi; Yüzde yüz seviyede ve yüzde yüz randımanla çalışan bir Osmanlı Devletinden  daha muteberdir, daha hakikattir, daha güvenlidir, daha huzurludur.