Alt Üst Muhabbetler programımız temelde bir magazin programı olduğundan orada hayatın farklı ama önemli boyutlarına da girip tartışma imkânını buluyoruz. Yaptıklarımıza baktığımda görüyorum ki çok sayıda insanın çağımızda aşkın ölmesi konusuna takmış olduklarını görüyorum.

Aşkın ölmüş olması onları üzüyor, arasalar da bulamıyorlar, çoğu artık aramaktan umudunu kesmiş durumda. Ayrıca ben sadece aşkın değil aynı zamanda seksin de ölmekte olduğunu düşünüyorum.

Herkesin istediğiyle nispeten sorunsuz ve kolaylıkla yatabildiği ortamda seksin ölümünden bahsetmem size absürd gelebilir ama argümanımın sonuna kadar sabretmenizi rica edeceğim.

SOSYAL MEDYANIN SORUMLULUĞU
İnsanları sosyalleşmekten çok yalnızlaştıran, asosyalleştiren sosyal medyaların da yaşanılan bu süreçte sorumlulukları büyük. Düşünsenize sabah vakti kararlı ve sebatlı biçimde sosyal medyanın başına oturan bir kadın ya da erkek, ortalama üç saat içinde yeni partneriyle yatakta olabiliyor. Önceden hiç konuşulmadan, belki de yüz yüze hiç konuşulmadan tamamen sanal tanışıklıkla yapılabiliyor bu işler artık.

Seks arayışı olmadan, seksi aramanın verdiği reel heyecanlar olmadan; arayışta acılar, hayal kırıklıkları yaşamadan insanı yıldırım gibi çarpan aşkların ilk bakışta var olabilmesi de mümkün değil.

İLK BAKIŞTA AŞK
Çünkü terminolojimizde bunu yapsak da cinsel arzuyu aşktan kalın çizgilerle ayırmak ne doğru ne de gerçekçi. O “ilk bakışta aşk” denilen şey, muhtemelen birdenbire gelen bir cinsel arzu patlamasından ibaret. İlk bakışta aşklar olamayınca romantik uzun dönemli aşklar da olamıyor; çünkü kolay bulunan sevişmelerden sonra kurulabilecek diyaloglarla anlamlı bir aşk ilişkisi kurulabilmesi de pratikte hayli zor gözüküyor.

İKİNCİ SEVİŞMEDEN SONRA
Çünkü insan doğası gereği ikinci ilişkiden sonra bile ilişki eskimeye, sıradanlaşmaya başlayabiliyor; bu da aşkın oluşumuna uygun bir çerçeve değil. Bu yüzden çağımızda aşkın sona erme şikâyetlerinin ortaya çıkması, sosyal medyanın patlama yapmasına denk geliyor.

BİR AİLE DÜŞÜNÜN
Örneğin, kocası veya karısıyla aşk ilişkisini ayakta tutmaya çalışan ama aynı zamanda aşinalıktan kaynaklanan seksüel bazı problemler de yaşamakta olan bir çift hayal edelim. Bu çok da uçuk bir hayal olmasa gerek. Şimdi bu tür çiftlere sosyal medyaların açtığı yeni olasılıklar da var. Kocasıyla aynı odada, hatta aynı masayı kullanarak oturmakta olan bazı kadınların takma adlarla oluşturdukları Facebook sayfalarında cinsel ilişkiler aradıkları ve buldukları da biliniyor.

Şimdi aralarındaki aşkı, yaşadıkları cinsel sorunlara rağmen ayakta tutmaya çalışan çiftin bu yeni imkânlar sonunda aralarında kalan aşkı da ayakta tutmalarına pek imkân yok. Aşkın ölümü bu ortamda tabii ki kaçınılmazdır. Cinselliğin bugünkü kadar kolay erişilebilir olmasının cinselliği de öldüreceği söylenebilir.

NEW YORK’TA OLANLAR
Ben bu süreci daha önce 1970’lerin başında New York’ta yaşadım. O günlerde hippilerin etkisi fazlaydı, cinsel özgürlük patlaması yaşanıyordu. Kimsenin seksi bulmakta sorunu yoktu.

Bu kadar kolay bulunabilen şey, o aranılan ne idiyse enteresanlığını kaybediyor. Bir dönemden sonra New York’ta seks rutinleşti, hatta ayağa düştü; çünkü artık herkes sokakta insanların önünde sevişmeye başlamıştı. Bu kadar rutinleşen bir şey farklılık arayışlarını da doğurdu tabii ki. Bir süre sonra normal kabul edilen, kimseyi tatmin etmemeye başladı. Normal kabul edileni hem bulmak çok kolaydı hem de onu aramak için artık hiçbir heyecan kalmamıştı.

İşte bu kritik ana gelinince New York’ta kaçınılmaz olan gerçekleşti ve insanın o güne kadar düşünemeyeceği fetişler ortaya çıktı. İnsanlar artık normal seksten alamadıkları heyecanı fetişlerden bulmaya veya yeni fantastik fetişler yaratmaya çalıştılar. Bugün New York seksin değil fetişistik seksin başkentidir.

Aşk arayışında çoktan mağlup olmuş Türk insanı da o günlerde New York’ta yaşanılanları yaşamaya başladı. Bugün özellikle gençler arasında her türlü aykırı ve fetişistik seks arayışı gayet fazla ve bir tek de bu heyecan yaratabilir oldu. Herkesin tercihi kendisine göre doğrudur tabii ki ama bu ortamın da romantik aşka pek uygun olmadığını söylemeliyim.


(Haber Türk gazetesinden alınmıştır)