Bu sene yeni yıla girerken sanki hayatıma coşkudan çok düşünceler hakim.

ilk defa yeni yıldan beklediklerim değil de, 

biten yılda neler yaşadığım ve neler öğrendiğimle ilgileniyorum.

Güzellik yarışmalarına katılan genç kızların yeni yıl dilekleri gibi 

dünya ve insanlık için;

Barış, huzur, mutluluk dilekleri her ne kadar bilinçaltımıza yerleşmiş olsa da 

Ne acıdır ki bu yaşıma kadar hiç bir olumlu sonuca şahit olamadım.

Onun içindir ki bu sene dünyayı ve yaşananları  kendi haline bıraktım.

Şimdi ben bir sene içinde ne yaşadım, ne öğrendim onları anlatıyım sizde kendi hayatınızı sorgulayın.

Yaz bitiminde spor yaparken boynumu incittim. 

3-4 hafta içinde doktor ve ilaçlar sayesinde eski sağlığıma kavuştum.

Ama o  haftalar boyunca hareketsiz kalışım hayatımda küçük küçük kararlar almama sebep oldu.

Hiç karamsar olmadım. 

Sadece nerede yanlış yaptığımı ve nasıl bir hayat yaşamam gerektiğini düşünmeye başladım.

Eğlendiğimiz bir sporu bile yaparken gergin olan bir vücutta hasarlar meydana gelmesi çok olası bir durum olduğunu,

spora başlamadan önce ısınma hareketleri yapmam gerektiğini, 

başarısız olma korkusuyla kendimi fazla kasmamam gerektiğini öğrendim.

Gün içinde gereksiz bir şekilde kendimi fazla yorduğumu…

Evin her işine yetişmek ve hayat mücadelesine kendimi kaptırınca, fazla hırpalandığımı anladım.

Okuduğum bir kitapta şuna benzer bir şey diyordu;

Anne, aile bireylerinin gözünde öyle bir yer edinmiştir ki, onlardan normal bir insanın yapabileceklerinden daha çok şey talep edilir.

Bu haksız durum, anneleri, sinirli ve yorgun hale getirdiği için onları çekilmez biri haline getirebilir.

Bunun içinde çoğu zaman çocuklar, annelerine nazaran, gün içinde daha az gördükleri ve daha az şey paylaştıkları babalarına daha çok sevgi beslerler.

Bu konu ile kitabın devamında aynen şöyle diyordu;

“ … oysa bunları ihmal edip de neşesini ve kendi bakımını sürdürseydi, belki hala sevilmekte olurdu.”

Okuduğum bu dizeler sadece annelerin değil hepimizin kulağına küpe olmalı…

Çeşitli sebeblerden dolayı hayatın içinde biraz fazla koşuşturuyoruz, kendimizi fazla yıpratıyoruz.  

Yetişemediğimiz her iş ve her olay  bizleri daha agresif ve daha mutsuz hale getiriyor.

Ben o küçük sakatlıktan sonra elimden geldiği kadar değişmeye gayret ediyorum.

Eskisi kadar kendimi hırpalamıyorum.

Bu sayede daha sakin ve huzurlu olduğumu hissediyorum.

Ve bu geride kalan yılda öğrendiklerim içinde öyle  bir şey var ki  en sona sakladım;

Ben artık hiç bir şey için gün saymıyorum.

Sevdiğim insanlara kavuşacağım günleri mesela…

Ya da istediğim mevsimin başlangıcını…

Tatil zamanını…

Dinleneceğim hafta sonunu…

Çünkü artık biliyorum;

Zaman öyle hızlı geçiyor ki, bırak gün saymayı saatlere bile yetişemiyoruz.

İşte bitirdiğimiz seneden benim öğrendiklerim bunlardı…

Peki ya sen?

Sen ne yaşadın?

Ne kazandın? 

Ne kaybettin?

Ve en önemlisi ne öğrendin?