Dünyada çok az toprak parçası bulabilirsiniz ki üzerindeki problemi çözen(ler) rafta bekleyen Nobel Barış Ödülünü alıp eve götürebilsin.  Bir tanesi Filistin’de yaşandı. 1994 yılında Yaser Arafat, Shimon Peres ve Yitzhak Rabin Oslo Barış görüşmelerindeki gayretlerinden ve dünyaya verdikleri barış umudundan dolayı Nobel Barış Ödülünü paylaştılar. Sonrası malum; Orta Doğu hala bilindiği gibi kanayan bir yara. Problemin çözüldüğü sanılan günlerden beri yirmibir yıl geçti, akan kan durmadı, bağımsız Filistin Devleti halen ilan edilemedi. Pek çok ülke Filistin Devletini resmen tanıdı ancak henüz işlem tamamlanamadı. Orta Doğunun bu noktasından başlayan siyasi problem ve onu takip eden çatışma sarmalı son 60 yılın sorunlu Orta Doğusunun ve Kuzey Afrikasının kaderini etkiledi.

Benzeri gayret içeren ve problemin çözülüp ortak bir yeni Federal Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmasını amaçlayan çalışmalar tüm hızıyla Kıbrıs adasında devam ediyor. Kıbrıs Türk tarafı ve Kıbrıs Rum tarafı siyasilerinden bu işin aylar içerisinde çözülebileceği mesajları veriliyor. Bazan gerginlik yaratıcı söylemler servis ediliyor, arkasından bahar çiçekleri açan sözler gündeme çıkıyor. Neticesinde sandıklar konulup, yeni devletin oluşturulması için her iki tarafın vatandaşları tarafından oylar kullanılacak. Son günlerde ortaya yayılan mülkiyet problemleri, mülk sahibinemi yoksa kırk yıldır kullananamı öncelik verileceği derken iki taraf liderlerinin  anlaşıp siyah kalemle yazdıkları sonrasında hakların eşitlendiği söylemi. Tüm bunların sonrasında ise verilmesi gereken karar, sorunların giderilmesinden sonra mı yeni devletin saatinin çalıştırılacağı, yoksa saatin çalıştırılmasından sonra mı sorunların çözülmesine başlanacağı!

Nobel ödüllerini değerlendirip, seçimi yapan kurul üyeleri, yıllardır süren Kıbrıs müzakerelerinin sonlandırılıp anlaşmanın imzalanması sonrasında iki tarafın liderlerine bu ödülü mutlaka verecektir. Ancak imza sonrası alınan ödüllerin Filistin – İsrail yöneticilerinin ödüllerine benzememesi için uygulama çok önemlidir.